• "düşlere dokunmak için daha hızlı koşmalısın ancak bunu yapman bile yeterli olmayabilir"

    son on dakikası, nefes almadan izlemenize olanak sağlayacak kadar kusursuz. yeni geliştirilmiş teknoloji sayesinde baş karakterin, zihnine yapılan yolculuk ile yalnızca rüyalarda birbirlerine dokunabilen, koma da ki aurora ile yaptıkları bilinçaltı yolculuklar...
  • diğer ismi aurora olan post-rock gibi bir film.
  • komadaki bir kadının bilinçaltına ulaşmaya çalışan bir bilim adamı yanlışlıkla kendini kadının fantazi dünyasında bulup ortamın müptelası olur konulu avrupa sineması ürünü. ben sıkıcı buldum.
  • lenovo'nun sponsorluğunda devam eden cuma bilimkurgu gecesinde izlenmiş, 1982 doğumlu litvanyakristina buozytenin yönettiği, 'başkasının bilinçaltına girmenin zararları'nı irdeleyen film.

    bilimsel olarak iki beyin arasında veri aktarımı fikrine dayanan ve bunun üzerinden yeni bellek deneyimleri olup olmayacağını araştıran - muhtemelen european research council'den çılgın para almış - biliminsanlarının komadaki bir kadın ile bir biliminsanını kara bir tabutun içine sokmak ve kafasına 723 benekli alıcı yerleştirmek suretiyle gerçekleştirdikleri deney filmin çatısını teşkil ediyor.

    --- spoiler ---

    bu bilimsel altyapının ardında, köprü altında değil* de bilinçaltında bir araya gelen kadın ve erkek arasındaki duygular ve arzunun erotik denebilecek modern dans koreografisiyle tasviri mükemmele yakın denebilse de bu başarılı plan sekansların bir anda "buruk bir aşk hikâyesi"ne dönmesiyle hem bilimsel kisvesini hem de bu koreografilerin anlattıklarını turuncu 'tıbbî atık' kutularına atan yapım.

    bilinçaltında erotik başlayan ve draması ağır basan bu sekanslarda, erkek karakterin dört yıllık işlevsiz* ilişkisi sonrasında bilinçaltındaki kadına adetâ 'divân edebiyatı'ndaki bir derecede bağlanması büyük ve gereksiz bir saplantı iken bir de "seni kurtaracağım kadın" motivasyonuna kapılması bir de "son bir bağlantı" istemesiyle hâlihazırda zaten pek de gözetilmeyen bilimsel etik prensiplerini hepten kenara atıyor.

    --- spoiler ---

    nitekim, bilinçaltında her şeyin serbestçe gezinir olmasını başarılı koreografilerle tasvir eden fakat kötü oyunculuk ve klişe olmanın ötesinde - baltık soğukluğunda da olsa - vıcık bir drama ile gerçekten 'kaybolan dalgalar'a dönüşen film.
  • vanishing waves (2012)

    sıvı dolu tank içine girerek bilinçaltı ve başka boyutlara götüren konu ve tema, başrolünü william hurt'un oynadığı 1980 yapımı altered states'ten beri süregeliyor. bu tarzdaki filmlerin kolajı niteliğinde, metaforlarla süslü sanatsal bir biliim kurgu aşk filmi diyebiliriz vanishing waves için. genel anlamda, herhangi bir özgünlük hissettirmiyor ve biraz da işlenişi eğreti duruyor. ben pek beğenmedim.

    5 / 10
hesabın var mı? giriş yap