• kişilerin yüksek montanlı paralarını değişik yatırım araçlarında değerlendirerek getiri sağlayan şirket.

    (bkz: varlık yönetim)
  • türkiye'de olmamakla beraber bu tür şirketler bankaların batık kredilerini alıp banka bilançolarını düzeltmeye, devraldıkları batıkları da kurtarmaya çalışan şirketlerdir.
  • bankalardan, tmsf'den vs. takipteki alacakları (non performing loan) devralıp tahsiline çalışan ve bddk'nın web sitesinde an itibarı ile 6 adet gözüken şirket tipi.
    http://www.bddk.org.tr/…yonetim/varlik_yonetim.aspx
  • türkiye'de bulunan varlık yönetim şirketleri dünya da örneği olmayan uygulamalar yapıyorlar. bankaların sorunlu yani batık kredilerini çok düşük bedellerle satın alır bu şirketler. bugüne kadar bankaların bu şirketlere sattığı dosyaların ortalamasına bakınca bu oran %15 - 20 civarında. yani banka 100 tl tutan bir alacağını 15 tl ye bu şirkete satıyor. böylece banka bilanço ve karşılık ayırma gibi bir çok dertten kendini kurtarıyor. şimdi dünya da benzer uygulamaların yapıldığı ülkelerde bu dosyaları alan şirketlerin hedefi her bir dosyaya minumum harcama yaparak elde edebileceği en yüksek tahsilat oranını yakalamak ve bu alışverişten karlı çıkmak. yani 15 tl ye aldığı dosyadan 20 tl tahsilat yapabilirse gayet güzel para kazanır. bu nedenle yurtdışında bu tip şirketler öncelikle borçluya ulaşır ve yasal işlemler yapmadan bir uzlaşma yoluna gitmeye çalışır ve bu şekilde borçlu da ödeyebileceği bir rakamı vererek bu borçtan kurtulmuş olur. yani gerçek anlamda bir win win yöntemi ile çalışılır. bizdeki varlık yönetim şirketleri son 3-4 yıl içinde faaliyet göstermeye başladılar ve bankalardan gerçekten çok büyük rakamlarda batık krediyi satın aldılar. sanırım şu anda toplam 2 milyar dolar civarında bir dosya bu şirketlerde. bunun için bankalara ödedikleri rakam ise 350-400 milyon dolar seviyesinde. bizimkiler yurtdışındaki şirketlerin borçluya ulaşalım, makul bir rakamla anlaşalım hem o hem biz kazanalım anlayışından tamamen uzak bir biçimde tüm dosyaları çeşitli hukuk bürolarına dağıtarak icra yoluyla tahsile devam ediyorlar. böylece icra tahsil masrafları ve vekalet ücretleri gibi ek rakamlar borçlunun sırtına yüklenmiş oluyor. bu kadarla da kalsa gene iyi borç miktarında herhangi bir indirime de yanaşmıyorlar ve faiz uygulayarak borç rakamının yükselmesine yol açıyorlar. yani az olsun benim olsun demeyip hepsi benim olsun, alabileceğimden çok daha fazlasını tahsil edeyim derdindeler. bankanın takibindeyken yapılan indirimler, taksitlendirme gibi ödeme kolaylaştırıcı argümanları da kesinlikle kullanma taraftarı değiller. yani borçlu bankanın takibinde daha avantajlı duruma geçmiş vaziyette. banka 100 tl.lik borcu yeri gelince 80 tl ye ve 4-5 taksitte ödemeyi kabul ederken varlık şirketleri 100 tl lik borcu 120 tl'ye ve peşin olarak tahsil etmeye çalışıyor. bence bunun sebebi bankaların varlık şirketine dosya aktarmada özensiz davranmaları ve tahsil kabiliyeti yüksek dosyaları bile buraya aktarmaları . bunun nedenlerine gelince bankaların hukuk bölümlerinin iş yükünü azaltma isteği, zaten yüksek karlılık ile çalışan bankaların bu dosyalarla uğraşmak istememesi söylenebilir. bir de dedikodu mahiyetinde bazı bankaların hukuk bölümü yöneticilerinin ve sorunlu kredilerle uğraşan bölümlerin yöneticilerinin bu varlık şirketlerine gizli ortak olması ve tahsil kabiliyeti olan dosyaları buraya aktarması durumundan söz ediliyor ancak ben bunlara kesinlikle inanmıyorum, dedikodu bunlar netice de ve bizim ülkemizde bu tip şeyler olmaz hepimiz de biliyoruz.
  • ülkemizde yeni yeni varolan bir sektörün firmalarıdır. ülkemizdeki sayıları bir elin parmaklarını geçmez. yaptıkları iş bankaların ellerinden çıkartmak istedikleri aktiflerini satın almak ve onu yönetmektir. bahsi geçen firmalar genellikle bankaların takip hesaplarında izlenen kredilerini satın alırlar ve bu kredileri tahsil etmeye çalışırlar. türkiye'de varlık yönetim şirketlerinin bilançolarının önemli bir kısmı da bankalardan satın aldıkları canlı kredilerden oluşmaktadır. bu firmalar genelde yabancı ülke kökenlidir.

    sürekli büyüyen bir ekonomide bankacılık sektörünün de özellikle krediler vesilesiyle büyüyeceği dikkate alınırsa bu firmalara önümüzdeki yıllarda büyük işler düşeceği açıktır.
  • bir nevi yasal tahsilat mafyasi sirket turudur. batik kredileri bankadan devralip once borcluyla uzlasmaya calisirlar, yoksa hukuki yollara basvururlar. karli bir alan gibi gozukmekle beraber, bazi riskleri icinde bulundurur, kizgin borclularin saldirilarina karsi dikkatli olmak gerekir. kredi sisteminin yurumesi icin bir anlamda kendini gerekli kilmaktadir.
  • bankaların kredi kartı borçlularını soyup soğana çevirme konusunda uzmanlaşmış şirketlerdir.

    mesela x bankasına 1000 tl kredi kartı borcunuz var, işsiz kaldınız, ödeyemediniz, takibe girdiniz diyelim.

    banka varlık yönetim şirketine gider, "bu adam 1000 tl borcunu ödemiyor, bana 400 tl ver, sana bütün alacaklarımı devredeyim, sen tahsil et" der ve aradan çekilir. banka böylece icra, mahkeme bilmemne ile uğraşmaz, parasını alır gider.

    siz bundan sonra, tahsilat yapmak dışında hiçbir işi olmayan, karşısındaki borçluyu taciz konusunda uzmanlaşmış, haciz işlemleri konusunda profesyonelleşmiş bir şirketle ve onun avukatları ile muhatap olmaya başlarsınız.

    bankaya olan borcunuz, artık "varlık yönetim şirketine olan borcunuz" haline gelmiştir.

    sizden bütün gecikme, temerrüt, bok püsür faizleri ile birlikte o borcu bir şekilde alırlar. atıyorum toplam 1500 tl tahsilat yapmışlarsa, 1500-400= 1100 tl bu şirketin karı olur.

    bunun adı "modern çek-senet mafyası" değil de nedir?
  • varlık yönetim şirketleri; bankalar, bddk ve ülke ekonomisini yönetenler için zaman zaman güzel bir kalkan olabilmektedir. takibe dönüşen kredilerin oranı 2 virgül bilmem kaç derken çoğu zaman varlık yönetim şirketlerine devredilen sorunlu kredi portföylerinden kimsecikler bahsetmez. aman da aman, ne kadar düşük takibe dönüşme oranları diye vur patlasın çal oynasın istatistikler havada uçuşur. oysa ki açılmayan şemsiye her zaman ki gibi tüketicinin münasip yerindedir.
  • bankaların tahsili gecikmiş dosyalarını sattıkları şirketlerdir. bankalar, karşılıksız kalan kredileri için bddk'da belli bir karşılık bulundurmak zorundadır. bu da banka için bulundurulan miktar üzerinden faiz geliri ile dosya masraf gibi yan gelirlerden mahrum kalmak anlamına gelir. zaten bankalar piyasaya likit borç verdikçe kazanır.

    bu şirketler bankaların açtığı ihaleye girerek teklif verir ve bankayla anlaşırlar. bu anlaşma çeşitli şekillerde olmaktadır. mesela asıl alacağın % x miktarını peşin ödeyip ayrıca alınan dosyalardan yapılan tahsilat üzerinden toplam x liraya kadar da ödeme gibi çeşitli taahhütlerle dosyaları satın alırlar. yalnız bu teklif ve oranlar konusunda devlet sırrı gibi davranırlar çünkü neyi ne kadar nasıl aldıklarını diğer rakiplerinin bilmesini istemezler.

    bu şirketlerin elinde o kadar çok icra dosyası vardır ki bu dosyalar açılıp adam gibi incelenmez. kabaca ulaşabildikleri borçlulara ulaşıp dosyaları kapatmaya çalışırlar, ulaşamadıkları ya da ödemeye yanaşmayan borçlular içinde anlaşmalı oldukları avukatlara blok liste halinde gönderirler. avukatlarda bu listeden yola çıkarak kabaca şirkete hangi dosyadan ne kadar para çıkabileceği konusunda araştırma yapar.

    tahsil mevzusu ise orası biraz değişik aslında. her şey varlık yönetim şirketinde konuştuğunuz kişi ile alakalıdır. telefonun ucunda sizi arayan( ya da taciz eden) kişilerin doldurmaları gereken belli kotaları vardır. eğer bu kotaları doldurmaya yakınlarsa ve sizinde maddi durumunuz belli ise faizi sildikleri gibi ana paradan da çok büyük indirim yapıyorlar. ancak burada kota durumu kadar mal varlığınız da önemlidir. eğer para edecek değerli bir taşınmazını ya da araçlarınız varsa genelde affetmezler faizine kadar tahsil ederler.

    birde bu şirketle anlaştıktan sonra dikkat etmeniz gereken bir husus var. aslında bunu bankalarda dahil nerdeyse tüm alacaklılar yapıyor da neyse, siz şirketle x miktar üzerinden anlaştınız şirket size diyecek ki tamam kardeşim senin bana borcun bitti. ama icra dosyanız yine de açık kalmaya devam eder. yani sizin alacaklıya elden ödediğiniz para icraya bildirilmiyor, dosya düşürülmek suretiyle işlemden kaldırılıyor. sizde yıllarda sonra evinizi arabanızı satmaya kalktığınızda bir bakıyorsunuz ki haciz!. len ben bunu ödemiştim. ödedin ama devlete bu takibin kapatılması için gerekli harç ödenmemiş. ondan sonra icralarda uğraş dur.

    sonuç olarak mali sistemin getirdiği, bankaların bile yavaştan kendi varlık yönetim şirketlerini kurmaya başladığı, yıllar sonra kapınızın çalınmasına vesile olan şirketlerdir.
hesabın var mı? giriş yap