varoluşsal sancı
-
ucu bucağı olmayan, ışık hızından da hızlı bir şekilde genişleyen evrenin ve yüz milyarlarca galaxi içerisinde onca yıldız ve onca gezegen arasından aşağı bir gezegende, dünyada, soluk mavi noktada, ne işimiz var?
neden biz bilinçliyiz? başka bilinçli varlıklar var mı? yalnız mıyız? ne yapıyoruz bu ufacık noktada, dünyada?
gibi sorulara cevap arayan insanların, direne direne, kanaya kanaya, ızdıraplar içinde soru işaretleriyle barıştığı sancının genel adıdır.
(bkz: varoluş sancısı) -
sorgudur. niye, neden, nasıl, ne zaman... insanı haddinden fazla boğar. cahillik mutluluktur dedirtir insana.
-
(bkz: çare camus)
-
büyüktür doğum sancısı
-
yatak odasında karnını tutarak yarı yere doğru eğik şekilde "aağğ..aaaağ" şeklinde geçirilir.
-
insanın en çok rahat olduğu dönemler özellikle tatillerde dönem dönem kafayı yedirten bir rahatsızlıktır.
-
varlığının bilincinde olan ve bu varlığın sonlu olduğu kavrayan kişinin kaçmasının mümkün olmadığı durum. hiçliğin şairi dedikleri bir abi şöyle demiş " istemeden var oldum. istemeden yok olacağım." bu da varoluşsal acıları kaçınılmaz kılıyor işte.
-
adına bu denir mi bilmiyorum!
ben eksiklik diyorum ona sanırım,
ve o niteliksiz bi şey,sancıyla kalmaz.
her haltı yer:) -
entel feridun sendromu.
-
varoluşsal sancılar, varoluşsal sancılar... neymiş bu varoluşsal sancılar?
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap