• insanlar icin iyi bir seyler yapmanin onemine deginen islami bir soylem. ozu, insanlara yardim etmenin, onlari mutlu etmenin, faydali eylemlerde bulunmanin daha onemli oldugudur. nitekim insanlari mutlu etmek, bize daha fazla manevi tatmin saglar. cunku birine mutluluk verdiysek, biz de sirf o mutlu oldugu icin daha mutlu hissederiz. yapilmis psikolojik istatistiklere gore, hediye vermek insani hediye almaktan daha mutlu ediyormus. hangi yontemle bunun olcumunu yaptilar, ne kadar bilimsel ve guvenilir bir bilgi orasi tartisilir tabii. ama en azindan kendimizi analiz ederek, hangi eylem daha mutlu ediyor anlayabiliriz sanirim.
  • bazıları tarafından fena halde yanlış anlaşılmıştır.
    yaklaşık 7 yıl önce bankada çalışıyorum. bireysel müşteri hizmetleri. ınanılmaz yoğun bir şube. numaratöre basıyorsun, adam uzaktan sesleniyor "bekle geliyorum" diye, kalabalık belediye otobüsünde ilerler gibi geliyor yanına. fatura tahsil etmiyoruz sonuçta. adamı dinliyorsun, derdini anlıyorsun, çözüm öneriyorsun, evrak işlerini yapıyorsun, kredi başvurusu vs. bekleyenler sinirleniyor. sana söyleniyor. sen de kendine söyleniyorsun. hakettin bunu embesil, buralarda sürünüp hastalık sahibi olacaksın ve emekli olup öleceksin, geber falan diyorsun. yaşlılar var bekleyen. mayışlarıyla ilgili kısacık bir işlem için saatlerce bekliyorlar gözünün önünde. çok üzülüyorsun. banka şube açmıyor, yeni personel almıyor. hedef veriyor anca. diyorsun alsalar o hedefleri soksalar...
    sonra bir müşteri geliyor birden. parası var bankada biraz. birden portföy yöneticisi kalkıyor, ayakta karşılıyor, numaratörü kapatıyor, karşısına oturtuyor, kahve söylüyor. diğer bekleyenler paralı müşterinin bir adım bile uzağında değil. söyleniyorlar. portföy yöneticisi kadın çemkiriyor.
    benim portföyüm yok henüz. portföy yöneticisi ablanın masasına gidiyorum bir imza için, gülüyor türk kahvesini içen paralı müşteri amca. yaaa, diyor. parası olan gayfeyi içer. yüksek sesle söylüyor ve yüksek sesle kahveyi höpürdetiyor.
    berbat bir gün bitiyor ve berbat bir akşam başlıyor. 8:30 dan beri topuklu ayakkabının içindeki ayaklarım perişan. şubede bir sürü iş var yapılacak. kocam işten çıktı, yemeğini yedi evde kendi kendine oturuyor. benim işim ne zaman biter belli değil. normal bir günde 9 dan önce pek çıkamayız işten. normal günümüz ise pek yok. hem çalışıyoruz hem de konuşuyoruz arkadaşlarla. diyorum ki, benim çok zoruma gidiyor, bir sürü insan saatlerce bekliyor, gözünün önünde sırf paraları var diye başkalarını öne alıyoruz. bari ayırsalar numaratörü bu şekilde çok ayıp oluyor diyorum. py abla, ama niye öyle diyorsun, diyor, dinimizde bile var, veren el alan elden üstündür. evet diyor siyasal mezunu, doktora öğrencisi cemaatçi arkadaş, doğru, dinimizde bile var.
    susuyorum. yerime geçip bir sürü boktan evrak işiyle uğraşıyorum.
  • tayyip erdoğan’ın asgari ücret konusunda sarfettiği söz

    cebinden sadaka mı veriyor ki böyle diyor şurda bırakalım bu söz çoktan pek çok kişinin kalbini kazandı ama

    islam da siyasettir işte
  • kimse kusura bakmasın böyle halka böyle cumhurbaşkanı.
  • sirf ustunluk saglamak amaciyla veren insanlar tarafindan yanlis yorumlanmis soz.
  • gunumuzde gecerli olan hali icin;
    (bkz: aldim verdim ben seni yendim)
  • hep iki kişi/taraf arasında düşünülür ancak tek bir insan için de geçerlidir: insanın vermek, paylaşmak isteyen yönü, almak ve tüketmek isteyen yönünden üstündür. onun sözünü dinlemesi kendi istikbali için daha hayırlıdır.
  • ebû hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:

    “veren el alan elden hayırlıdır. yardım etmeye, geçimini üstlendiğin kimselerden başla! sadakanın hayırlısı, ihtiyaç fazlası maldan verilendir. kim insanlardan bir şey istemezse, allah onu kimseye muhtaç etmez. kim de tokgözlü olursa, allah onu zengin kılar.”

    buhârî, zekât 18, nefekât 2; müslim, zekât 94-97, 106, 124. ayrıca bk. ebû dâvûd, zekât 28, 39; tirmizî, zekât 38, birr 77, zühd 32; nesâî, zekât 53, 60

    islam'ın muhteşem düsturuyla ulaşılacak muhteşem ahlakın bir parçasını inşa eden hadis. hoş, efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bir pınar ve o pınardan ne kadar içersen o kadar nezaketli/ahlaklı bir insan olursun dersin de ayrı ayrı herbir hadisi anlatmaktan aciz kalırsın ya işte biz aciz kalmayalım.

    v e r e n e l a l a n e l d e n h a y ı r l ı d ı r.
  • sen ona para veriyorsun o sana tapuyu, sen ona para veriyorsun o sana arabanın anahtarı v.s. bu durumda ikisi de veren el oluyor yani ticaret. veren elin üstün olabilmesi için karşılıksız vermesi lazım.
hesabın var mı? giriş yap