• genellikle uçak, helikopter, yat alan iş adamlarının uyguladığı yöntemlerdendir.

    açıklamak gerekirse;
    a firması: ana şirket
    b firması: yan şirket

    bu lüks ulaşım araçlarından alan arkadaşlar öncelikle bir turizm firması kurarlar(b şirketi) ve bu araçları bu firmalar üzerinden alırlar. çünkü şirket konusu turizm, taşımacılık olmayan firmalar bu lüks ulaşım araçlarının amortismanını kendi firmaları üzerinden vergiye konu edemezler. bu sebeple kurdukları b firması üzerinden aldıkları bu araçların giderlerini bi şekilde ana şirkete (a şirketi) yasal yollardan taşımaları gerekir. bunun için bu araçlar sanki a şirketi tarafından kiralanmış gibi gösterilerekten b firması rutin olarak fatura düzenler ve b firmasının konusu turzim veya taşımacılık olduğu için bu faturalardan elde edeceği gelirin, araçların amortismanından gelecek tutarlar ile eşit veya daha az olmasını sağlayarak b firması üzerinden vergi ödemezler. a firmasına kesilen kiralama faturaları üzerinden de bir nevi bu aracın amortisman giderini a firmasına taşımış olurlar ve a firması bu faturaları gider göstererekten vergiden düşeceği için gayet yasal bir şekilde vergi kaçırmış olurlar.
  • şirketindeki birçok çalışanın maaşını asgari ücret göstermek suretiyle olabilir..
    kendi çalıştığım sektör için konuşacak olursam özel hastanelerde (acıbadem, memorial vs büyük çaplı hastaneler hariç) doktorların ve diğer sağlık personelinin banka hesabına asgari ücret kadar maaş yatar, kalan kısmı elden verilir.. adamlar utanmadan sıkılmadan ceplerine indirirler. hatta ve hatta gidip parasını ben vereyim sigortamı yüksek yatırın demenize rağmen kabul görmez.. muhtemelen diğer sektörlerde de böyledir.. devletin bu sahtekarlığın farkında olamaması imkansız.. devlet belki de özel sektöre destek vermek için göz yumuyor olabilir.. ancak böyle aç gözlü patronların yüzünden aldığımız aracın parasının yarısını da vergi olarak veririz; benzini de 5 değil 10 tl ye bile alırız.. patron şahsi aracını şirketin üstüne gösterir vergisini vermez, harcadığı benzini de vergiden düşer vs.. sanki durumu yok ta veremiyor fakir.. adalet yok anasını satayım..
    not : yazdıklarım tamamen bu konulardan anlamayan sıradan vatandaşın naçizane tespitleridir. kusura bakmayın daha kesin bir dil ve daha teknik tabirlerle açıklamak isterdim ama ancak bu kadar oluyor..
  • (bkz: bill gates'in oda arkadaşı bildirdi)

    (bkz: amerika hükümeti'ni şaşırtan olayı ekşi yazarı çözdü)
  • ülkede hukuki ve devlet otoritesi neredeyse tamamen bitti diyebilirim. nero dönemindeki roma imparatorluğu gibiyiz.

    artık düşüncem bunu birilerinin, bilerek ve isteyerek bitirdikleri yönünde.

    geçen gün naylon fatura kullanan bir müşteriye kesilen ceza tutanağını inceledim. maliye bakanlığınca ceza kesilmiş. tutanaktaki rakamları yuvarlayarak yazayım:

    478.000,00 tl naylon fatura almış firma. bir yılda..
    bu faturalarla kaçırdığı vergi tutarı: 222.060,00 tl.
    detay için:
    kdv: 72.900,00,
    kurumlar vergisi: 89.100,00 tl,
    kar dağıtımı: 60.750,00 tl.

    maliyenin yaptırım ve cezası ne kadar biliyor musunuz?
    kdv'yi istedi: 72.900,00 tl,
    birde ceza kesti: 74.000,00 tl.

    ceza uzlaşmaya gidilip yarıya düşürüldü:
    37.000,00 tl.

    toplam yaptırım: 109.900,00 tl.

    yani 222.060,00 tl vergi kaçırıyorsunuz, yaptırımı ise 109.900,00 tl oluyor.
    112.160,00 tl avantajı var.

    yani yakalansanız bile avantajlı oluyorsunuz. yakalanmazsanız da 222.060,00 tl direk cebinizde kalıyor.

    kısacası normalde başka bir ülkede 20-30 yıl cezaevinde yatacağınız bu suç ile türkiyede 109.900,00 tl parasal avantaj verilerek sıyrılıyorsunuz.

    birde bu yetmiyormuş gibi "matrah arttırımı" denilen devlete rüşvet verme geleneği devlet tarafından oluşturuldu.

    buna göre bir yıl içerisinde istediğin kadar rakam kaçırıyorsun devlette sana yılına göre bir rakam belirliyor ve bu rakamı ödedikten sonra devlet "o yılda" yaptığın bütün hukuksuzlukları görmezden geliyor.

    kısacası türkiye'de vergi kaçırmanın herhangi bir yaptırımı yok aslında.
    hatta vergisini ödeyen genel olarak kendini "enayi" gibi hissediyor.

    aynı mesele ceza hukukunda'da mevcut.
    tecavüz edene, adam öldürene ceza-i yaptırım çok az.
    birisini öldürüyorsun ve toplamda yattığın süre ortalama 4-5 yıl oluyor.
    hatta iyi bir gelir ve statün varsa yatmıyorsun bile.

    birileri bu ülkede hukuksuzluk, adaletsizlik ve kaos hakim olsun istiyor. bu çok açık.

    not: işçi iseniz vergiden kaçamazsınız. yapabileceğiniz en iyi yöntem harcamalarınızda "nakitte birşey yapar mısın?" yöntemi.
  • eğer kaçırılacak vergi miktarı yüksekse; vakıf kurmak türkiye'de alternatif bir yoldur. çevrenize bir bakın ne olduğu belirsiz yüzlerce vakıf var, neden acaba?
  • maasli isci iseniz gecmis olsun vergi kacirmaniz mumkun degil, daha maas elinize gecmeden vergisini aliyorlar. bunun yani sira her turlu fatura icinde de vergiyi oduyorsun onu da kaciramazsin. ev ve araba icin emlak vergisi ve mtv vermek zorundasin vermezsen olmuyor.

    eger maasli isci degil de kobi isen vergiyi muhasebecinle anlasip minimumda tutabilirsin, zarar gostermek yeterli, fakat yine yazar kasa pos ile bunun da onune gecildi, fis kesmek zorunlu gibi bir sey oldu.

    maasli isci degilsin ve kobi de degilsin, yani artik ust klasmandasin. vergi verene mal denilen klasman burasi. bu klasmanda calistirdigin isci senden cok vergi oder. vergi odemezsin birikir o vergi borcu, hooop bir yapilandirilir, sifir tl'ye duser. odeyen ahmaklara kaba etlerinle gulersin.

    para babasi olmak lazim vergi odememek icin. zaten onlar vergi odemedigi icin olan minnak bizlere oluyor. gucleri onlara yetmiyor.

    edit: borc siriflanmaz faiz sifirlanir dediler. faizi sifirladin, borcu yine odemedi; adama ne oluyor bir yaptirim var mi? yok... bence hala borc sifirlaniyor.
  • vicdanlı adam bill gates'in bildiğiniz üzere bill gates foundation gibi hayırsever bir kurumu var. kendisi o kadar iyi kalpli bir insan ki diğer yardım kurumlarına ihtiyaç duymayıp yoksullara yardımın hasını yapmak için kendi vakfını kurmuş.

    amerika'da bulunan yasal dernekler bağışlanan paraların gerçekten %1'ini yardım için kullanıp bunup da kanıtlamak zorunda. kalan parayı istedikleri yere harcayabilirler, örneğin döner sermaye veya bu dernekte çalışan maaşları gibi.

    bill gates napıyor; kazandığı paranın %75'ini bu vakfa bağışlıyor. böylece vergiden muaf oluyor. kendisi yine çok iyi bir insan olduğu için bağışlanan %75'lik paranın %1'ini değil de %4'ünü yardım için ayırıyor. kalan ise personel maaşı adı altında vergiden muaf örtbas ediliyor.
  • şirketin için yapılmayan giderleri şirket üzerinden giderleştirmek
hesabın var mı? giriş yap