• mama yemiyor şikayetiyle götürdüğümüz yavru kedimize, ateşi çıkmış ağzında yarası var, şırınga ile beslerseniz yer diyerek birkaç tane mama satan ve herhangi bir tahlil yapmadan ateş düşürücü iğne ve vitamin iğnesi yaparak eve yollayan, eve vardığımızda yavrunun halsizleştiğini görüp 2 saat içerisinde tekrar kendilerine gittiğimizde bu sefer gazı olduğunu söyleyerek gaz hapı ve parazit ilacı veren ticari yer. olayın ertesi günü yürüyemeyecek hale gelen yavrucağı başka bir kliniğine götürmemiz üzerine yapılan kan tahlilinde durumun enfeksiyondan kaynaklandığını, ağzındaki yaranın da buna bağlı çıktığını öğrendik. vethouse'da gereksiz yere verilen ilaçlar bünyesi zaten zayıf olan miniğe daha ağır gelmiş olmalı ki gittiğimiz son klinikteki hekimler ellerinden geleni yapmış oldukları halde yavrumuzu kurtaramadık. siz siz olun benim gibi iyice araştırmadan yavrunuzu bir kliniğe emanet etmeyin ve buradan da uzak durun.
  • bir hafta önce apartmanın otoparkında eşimin görüp bulduğu bir dişi pisicik var. yavrunun henüz gözleri açılmış, daha belki iki haftalık bile değil. neyse, eşimle ben sabah akşam baktık biz bu pisiciğe. boynunu kaldıramadığı için ayakta duramıyor, ayakta duramadığı için de yürüyemiyor çünkü annesi 3 metre yüksekliğinde bir çatıdan tam üç kere düşürmüş yavruyu. yavrunun düştüğünü gören alt komşu da (tam evinin önüne düşmüş) oğlunu çağırtıp bir kere besliyor. geri kalan iki gün hayvan aç bil aç ve susuz tam can çekişmeye başlamış ki neyse ki eşim buldu.
    bulduğumuzda bir gözünde enfeksiyon vardı. düştüğünden dolayı sinirsel bir sorun olduğu için boynunu bile kaldıramıyordu. veteriner hemen antibiyotiğe ve b vitaminine başladı. bu bir haftada kritik dönemi atlattı, artık yerinde sabit durup yürüyemese bile en azından ayakların üstünde dikilebiliyor.

    dün fizik tedavi konusunda bayağı bir methini duyduğumuz vethouse'dan edip bey*'i aradık. sağolsun bizi kırmadı randevu verdi. sokak hayvanı olduğu için ücret de almıyorum, getirin bir muayene edelim dedi, götürdük pisiyi. muhtemelen omurgadaki sinirlerde bir sorun var. zamanla düzelebilir de böyle de kalabilir dediler. 6 seanslık bir fizik tedaviye götüreceğiz şimdi pisiciği. bu arada hergün daha da büyüyor dişleri çıkmaya başladı. benzer vakalar için hayvanseverlere bütün gelişmeleri buradan duyuracağım.

    bu arada pisiciğin adını şanslı koyduk. herşeye rağmen yaşama dört patiyle tutunup onu hiç bırakmadığı için..
  • pek sevdiğim arkadaşlarımın barınaktan aldıkları bir yavruya, gençlik hastalığı teşhisi koyamayıp, 2 ay boyunca farklı tedaviler uygulayıp, 2 ay sonunda yavrunun durumu iyice ağırlaştığında ve istanbul üniversitesi veterinerlik fakültesinde "maalesef gençlik hastası, çok geç kalmışsınız, yapacak bir şey kalmamış" cevabı alındığında atılan maile cevap vermeyen, mevzu ancak petarkadas.com gibi bir foruma yansıdığında yavrunun sahibini dava etmeyi göze alan çılgın bir "şirket".
  • buranın fiyatlarını fahiş bulanlar olursa (acıbadem çevresinde oturan), biraz yukarı yürüyüp, iş bankası bloklarının karşısına denk gelen ikbaliye durağının arkasındaki apartımanda (sanırım çimençayır apt.) çok becerikli bir veteriner hanım vardır, orayı öneririm.
    açıkçası vethouse görüntüsü ve hekimleriyle gerçekten çok cazip görünse de, ne ben ne de köpeğim tarifelerine şöyle bir 3-5 saniye bakmadan edemedik.
    tabii çok acil bir durumda insan pek o tarifeyi düşünmez, paşa paşa kokoş kliniğe.
  • burada hesabı olmayan bir arkadaşımın vethouse veteriner kliniğinde başına gelen kötü bir olayı paylaşmak ve bundan sonra buraya gidecek veya gitmeyi düşünenlerin de benzeri olaylar yaşamaması için bu entry'i giriyorum.

    tavşanımızı burada kontrole götürmeye başlamıştık. bize belirli periyotlar halinde aşı vurdurmamız gerektiğini söylediler. hatta o kadar ilgililer(!) ki aşı vakti geldiğinde bizden önce düşünüp arayıp haber veriyorlardı. tavşanımızı bu kliniğe güvenerek (ki normali budur) tekrar aşıya götürdük. dişinde problem olduğunu, operasyon geçirmesi gerektiğini söylediler. bunu kendilerinin yapamadığını fakülteye götürmemiz gerektiğini söylediler. bu esnada da tavşanımıza çoktan aşı vurdular. fakat kendilerinin tavşanımızın dişindeki uzunluğa bu kadar fransız kalıp operasyona yönlendirmeleri bizi kıllandırdı ve araştırmaya başladık. öğrendiğimiz ise; tavşanımıza o kadar aşının gerekli olmadığı ve dişindeki sorunun pet shoplardan alınan belli aparatlarla giderilebilecek olduğuydu. bu süreçte pet shoptan o aparatları almak ve ertesi gün başka bir veterinerle görüşme ayarlamak üzere eve geldik ki tavşanımız öldü. aşı vurulmasının üstünden 45 dk gecmişti. hemen buraya geri götürdük tavşanımızı, kalp masajı yapıldı. fakat olan olmuştu. tavşanımın kafasını okşayıp “ay ne tatlı şey” söylemleriyle veteriner olunmuyordu! hiç bir şeyi olmayan tavşanımın aşıdan 45 dk sonra ölmesi elbette tesadüf değildi. bu kliniğe giderken unuttuğumuz bir şey vardı; herkes işini gerektirdiği gibi yapmazdı. meslek alanı sağlık da olsa mesleğini de para için kullanan çok insan vardı. para için kalitesiz mal satarsın hadi anlarım, 300 lük malını 600 e kakalarsın olmuş derim. ama parayı sağlığın içine katmazsın. tavşandan anlamayan bi veterinersen, en fazla ben bundan anlamıyorum dersin, gerçekten aşıya ihtiyacı yoksa aşı vurmazsın. kediye uyguladığın aşı prosedürünü tavşana da uygulamazsın. sağlıkçıysan gönlünü verirsin bu işe, hayvanımın ufacık canı yansa benden önce üzülürsün. ama dediğim gibi unuttuğumuz bi şey vardı... siz unutmayın.
  • uzun zamandır hastalandığında kedilerimizi götürdüğüm adresken son deneyimimiz nedeniyle bir daha kapısından girmeyeceğim veteriner kliniği.

    kedimiz munise hastalanınca vethouse'a götürdük. muayene ve kan testlerinde sarılık olduğu anlaşıldı. tavsiyeleri doğrultusunda bir de röntgen ve ultrason çekildi. ultrasonda dalakta çok büyük bir kitle olduğu, karaciğerde de bazı lezyonlar görüldüğü söylendi ve tomografi çekilmesi önerildi. orada da karaciğerde yağlanma ve dalakta kitle olduğunu söylediler. tedavi planına göre genel durumu iyileştirilip en kısa zamanda ameliyat ile dalak alınacaktı.

    serum ve iğne ile tedaviye başlandı. her hafta sarılığı gözle görülür şekilde hala mevcut olmasına ve iştahı olmamasına rağmen belki tümör ameliyatına uygun hale gelecek kadar iyileşmiştir diye umut verip kan testi yapmaları, her kan testinden sonra durumu yeterince iyi değil bir hafta daha bekleyelim deyip sonraki hafta durum çok fazla iyileşmemesine rağmen tekrar kan testi yapmaları ve bunu her hafta tekrar etmeleri ile hem kedimizi strese, hem de bizi bir hayli borca soktular. munise az biraz düzelir gibi oldu, serum kesildi ama sonra tekrar kötüleşti. bu durumda tekrar seruma başlanacak dendi. acıbadem bize yarım saat mesafede ancak kliniğin bulunduğu caddenin trafiğinden dolayı gidip gelmemiz 1,5-2 saati bulduğundan ve her gün sabah bırakıp akşam almamız gerekeceğinden siz bize reçete yazın biz yürüme mesafesindeki veterinerde yaptıralım dedik. serum her veterinerde aşağı yukarı aynı ücret, amacımız ucuza kaçmak değil, hem trafik çilesinden kaçmak, hem de kediyi strese sokmamaktı. serumla iyileşme sağlanınca zaten geri dönecektik ama bir anda ilgi alaka kesildi, veterinere ulaşmak zorlaştı. mesaj bırakıyorum dönmüyor vs. kısaca başka yerde serum taktırmamız bu arkadaşa sıkıntı oldu. zar zor ulaştığımda da daha beni dinlemeden hemen yine kan testi ve ultrasona konuyu getirince anladık ki bizi yolmaktan başka bir amacı yok. tedaviyi yakındaki veterinere aldık.

    yeni veterinerimizin tavsiyeleri sayesinde öyle klinikte her gün serum iğne vs olmadan, sürekli kan testi yapmadan, özel pahalı ad mamalar olmadan evde iyi bir bakımla ve haplarla munise'nin sarılığı tamamen geçti, kendi kendine yemek yemeğe başladı. şu anda da tamamen iyileşti. vethouse'un yaptığı tüm testleri, raporları vs götürdüm. durum iyileşince ameliyatını yaptırmaya niyetlendik. ameliyat öncesi deneyimli bir hoca tarafından ultrasona girdi ve sonuçta dalakta tümör görülmedi. hafif kalınlaşma varmış sadece ve dalağın alınmasını gerektirecek bir durum değilmiş. karaciğerdeki hafif yağlanma dışında da (ki bakım ve desteklerle o da yakında dağılır dendi) kedimiz gayet sağlıklı.

    şimdi ben veteriner değilim ancak o denli büyük denilen bir tümörün 3 ayda kendi kendine kaybolması çok olası görünmüyor. hadi diyelim mucizevi bir şekilde kayboldu. o zaman yapılacak ameliyat boşuna olmayacak mıydı? 10 yaşında yaşlı bir kediden bahsediyoruz, boşuna riske atılmayacak mıydı? hep bir korkutma politikası içindeler. ameliyatı " acil" olması gerekliydi mesela.

    deneyim biraz da size bakan veteriner ile ilgili ayrıca. daha önce diğer kedimiz ponçiğe bakan gizem hanım çok tatlıydı mesela ama muniseye bakan kadından cidden hiç haz etmedik. hiç anlamayacağımız tıbbi terimlerle bol bol kafa karıştırdı, ortada bir şey yokken ve şırıngayla yemek yedirilebilirken boruyla beslemekten falan söz etti. bu konu hakkında konuşup onayını aldığımız halde serumu başka yerde bağlatıyoruz diye ilgi alakayı kesti, sonrasında ne yaptınız diye merak edip aramayı bırak telefonlarımıza bile dönmedi. en fiyaskosu da ben şikayetvar'a yazdıktan sonra sürekli arayıp rahatsız etmesiydi. o kadar rahatsız oldum ki sırf uğraşmamak adına şikayetimi silmek durumunda kaldım. şu ilgiyi keşke munise hastayken gösterseydi. telefonda anlattıkları da yine aynı tıbbi abuk subuk terimlerdi, ayrıca munise'yi kendisinin iyileştirdiğini iddia edecek kadar kibirli, yavruluğundan beri tanıdığını iddia edecek kadar da yalancı bir insandı. (munise 10 yaşında evden ilk kez hastalandığı için çıktı, aşılarını eve gelen başka bir veteriner yapıyordu) para odaklı ve kötü niyetli olduğunu düşünüyorum.

    bu deneyimden sonra bir daha kapısından girmedik, istanbul'daki son veteriner olarak kalsa bile gideceğimizi de sanmıyorum.
  • gitmeden önce aklınızda olması için başıma gelenleri paylaşmak istiyorum. yıllardır kedi ve köpek bakan birisi olarak birçok kliniğe gittim. bir veteriner hekime güvenmek gerçekten çok zor. nasıl insanlar aileleri için sağlık sektöründe ne olursa olsun her koşulu zorluyorsa, birçok insan artık sorumluluğunu aldığı hayvanlara da aynı özeni gösteriyor. tabii bundan faydalanan çok fazla klinik var. amacım hiçbir zaman ilk önce ucuz bir yer bulmak ya da uyguna getirmek değil. kedimin, en iyi şekilde tedavi görmesi ve bunun karşılığını ödemeye de her zaman hazırım. yeter ki bundan faydalanır duruma geçilmesin ya da ahlaki değerler yok sayılmasın.

    kedim karaciğer hastası. maalesef geri dönüşü olmayan ama ilerlemesi iyi bir tedaviyle önlenebilen bir hastalık. süreç gerçekten çok zor. ilk hastalandığını iştahsızlığı üzerine fark ettik ve vethouse'a gittik. karaciğer yağlanması ve buna bağlı sarılık olduğunu öğrendik. tedavi günlük serum, antibiyotik, vitamin, mide bulantısını önleyen ilaçlar ve besleme. testler hariç günlük masrafı 200-250 arası. testler üç günde bir 400-500 lira. klinikte olduğu sürece beslenmesi için haftalık mama 150 gibi bir şeydi. ayrıca eve.

    bu süreçte vethouse gerçekten çok iyi baktı. evet parasını veriyorsunuz ama gerçekten zorla yemek yedirdiklerini ve iyi bakıldığını biliyorsunuz. yirmi günün sonunda kendi kendine yemek yemeye başladı ve günlük olarak kliniğe gitmemiz haftada bire indi, sonra iki hafta ve ayda bire. iyi bakılmasaydı ölebilirdi. hem klinikte hem evde.

    birkaç ay sonra tekrar yemek yemeyi bıraktı ve biz yine her gün vethouse'a gittik. bu sefer iyileşme yerine daha da kötüye gitti. veterinerler hiçbir zaman daha az iyi bakmadı ama son günlerde yapılan tedavi masrafı 8.000 lira gibi para olunca -ki her zaman günlük ödedim, hiçbir zaman birkaç gün sonraya bırakmadım- son hafta bana yardımcı olmalarını istedim. indirim yapabilirler, ödemeyi erteleyebilirlerdi. ancak şirket politikası olarak indirim yapmıyorlarmış ve maalesef ödemeler günlük gerçekleşiyormuş. bana günlük yüzde on ya da on beş -şu an hangisi olduğundan emin değilim- bir indirim yaptılar.

    tabi ben 2 aydır yaptığım gibi söylenen parayı günlük ödemede zorlandığım için -ki bu aşamada kedimin ölümü bekleniyor çok düşük bir ihtimal iyileşme şansı var ve ben onu zorluyorum- ve benim istediğim en azından günlük sadece ilaç parası alınsın ve testlere daha az para ödemek. bunun yerine vethouse bana sabah bugün şunları yapıcaz ve şu kadar tutacak ödemeyi kabul ederseniz tedavisine devam edelim dedi.

    buraya kadar tekrar özet geçmek istiyorum aylardır tedavisi yapılan günlük olarak hiç aksatmadan toplamda 9.000'e yakın para ödediğim ve artık ölümü beklenen ama bir ihtimal iyileşme şansı olan bir kedi için indirim istediğimde bana tedavisine ödeme yapmadığınız takdirde tedaviye devam edemeyiz dediler.

    ben başka bir yere götürmeye karar verdim ama son gün kedimin o kadar ağrısı vardı ki başını kaldıramıyor, ağrıdan inliyor, yemek yiyemediği için kusmalar başlamış ve öğlen kusarken boğuluyormuş son anda müdahale ile hayatta kalmış bir hayvana ordan oraya taşıyarak eziyet etmeye cesaret edemedim. bunu onlar için değil kızım için yaptım. onun sesi hala kulağımda hala ağlıyorum. duygusal olarak şikayet etmemek için 4 ay sonra yazıyorum.

    vethouse ahlaki değerleri taşımayan bir klinik. hayvanları sevdiğini söyleyen ama sadece parasını ödediğiniz sürece tedavi eden. ben onlardan kedime aşı yaptırıp indirim isteyen biri değilim. tedavi masrafını günlük ödeyen çok kısa bir zamanda toplamda 9.000'e yakın bir para ödeyen biriyim ve indirim istediğimde tüm samimiyetin gittiği, son gün ödeme yapmadığım sürece tedavi etmeyeceklerini söyleyen bir klinik. özellikle tüm süreci yazmak istedim. söylenen orası ticarethane, şirket gibi söylemleri iyi baktıkları için görmezden gelerek sadece kedimin iyileşmesi için tercih etmiştim. o kadar parayı öderken de iyileşsin ne olursa olsun diye düşünüyordum ama gerçekten çok yanlış yerde.

    kedimi gece kaybettiğimde klinikten çıkarken son günün ödemesini yapmamışım. teşekkür ederim ipek hanım bir gün sonra beni arayıp öldüğü günün ücretini ödemediğimi hatırlattı ve kendisi bana bir gün izin vermiş yas tutmam için, dün aramadım ama son günün ödemesi şu kadar dedi. hepsine çok teşekkür ediyorum kızıma iyi baktılar ama bir makine gibi düşünün parasını ödediğim bir makine çocuğuma baktı.
  • öncelikle (bkz: #30270492)

    küçük pisiciğimiz tam dengede duramasa da ağır aksak yürümeye başladı. bugün tam bir aylık oldu. ama veterinerin sonradan tespit ettiğine göre sinirde oluşan harabiyet sebebiyle gözleri görmüyor, kulakları duymuyor. dişleri hemen hemen çıktı gibi. bu hafta yaş mamaya geçmeye başlayacağız. bu arada tuvalet eğitimini de vermemiz gerekiyor. bunun dışında durumu gayet iyi, baya iştahlı. sinir sistemi için veteriner kortizon tedavisi öneriyor ama biraz daha büyümesini bekliyoruz. fizik tedavilerinin büyük kısmı tamamlandı.
    şimdilik tek arzumuz pisiciğin en azından temel ihtiyaçlarını kendi başına giderebilecek duruma gelmesi.

    gelişmeleri aktarmaya devam edeceğim..
  • geçen seneden beri kedilerimi götürdüğüm, bugün ise çok tatsız bir deneyimle ilişkimi sonlandırdığım veteriner kliniği. röntgen ve tahlil için ne fiyat veriyor, ne onay alıyorlar. en sonunda neyi ne için kitlediklerini bilmediğiniz astronomik bir fatura koyuyorlar önünüze. üstelik faturanın nakit ödenen kısmı için de ödeme belgesi vermiyorlar.

    üstelik hayvana müdahale ederlerken en ufak bir yorumunuzda "lütfen müdahale etmeyin" diye tersleyen kibirli hekimleri var. sanırım kedinin sizin kediniz olduğunu, onu korumaya hakkınız olduğunu düşünemiyorlar. oysa onların varlık sebebi bizim hayvan sevgimiz, hani biz hayvan sevmesek işsiz kalırlar, kazançları bizzat müşteri memnuniyetine bağlı.

    bundan sonra mecbur kalmadıkça kapısından geçmem. neyse ki alternatifleri var.

    edit: kedinin idrar zorluğu iki gün daha devam edince başka bir veterinere götürüp antienflamatuar iğne yaptırdım. hayvan ancak ondan sonra normale döndü.

    son edit: geçen yıl vethouse'a geri döndüm. tatsız olay yaşadığım veteriner ayrılmış, yerine deneyimli ve çok bilgili bir vet olan hasan sargın'a denk geldim. carmen'in tedavisinde kendisi ile güven ilişkisi kurduk.
  • iki gece önce kedimi halsizlik, sesindeki değişiklik ve kusma şikayetiyle kendilerine götürdüm. boğazına bir şey mi takılmış diye röntgen çekildi ardından kan değerleri, böbrek değerleri ve corona virüsü için testler yapıldı. ateş düşürücü vitamin vs iğnelerinden sonra vücudunda iltihap var diye 7 gün iğne verildi. röntgende de midesi (bu kısım karşımıza sonra gelecek) gergin ama iştahsız diyedir diye geçiştirildi. üzerine de 940 tl lik bir fatura ödedim.
    poposundan ateşine bakıldığı hatta dışkı örneği alındığı halde de girişindeki koca şişlik fark edilmedi (ben de dün sabah kediyi enjeksiyona farklı bir veterinere götürünce tahlillerine bakıp tekrar muayene edince fark edilip gösterince gördüm).
    velhasıl dediğim gibi bizim bu dünkü veteriner röntgende mide olarak görünen kısmın aslında vajina olduğunu ve içerisinin iltihap dolu olduğunu söyledi. vücuttaki enfeksiyonun sebebi de buymuş.
    allahtan tekrar kontrol etmek istemişler, yoksa bir hafta sonra tekrar testlerden bir 1000 tl daha geçirilecek, hayvan da bu sürede eziyet çekecekti. bugün de acil ameliyata aldılar işte kızımı.
    bu arada o tahlil ve yapılanların bedelini sorunca aslında 500 küsür lira civarına çıkacak olabileceğimizi görmüş olduk, hem de elimizde yanlış bir teşhisle çıktık oradan.
    yaşadığımız korku da yanımıza kar kaldı.
    özetle arkadaşlar, hemen güvenmemek lazımmış yoksa size emanet bir can ciddi derecede zarar görebilirmiş.
hesabın var mı? giriş yap