• gerek yerli gerek gavur müzik endüstrisinin giderek daha sık başvurduğu, şarkıcının sesinden, arkada çalan gitarın tınısından çok şarkıyı söyleyenin kıçının ve başının gösterilmesini, izleyenin gözüne gözüne sokulmasını, ve "bak sen aptalsın, ben şimdi sana iki göğüs bi bacak göstererek şarkımı dinleticem, üstüne belki bi de albümümü aldırıcam" lafını kendisine temel alan pazarlama yöntemi..

    "porno izlemek istesem cd takarım izlerim" şeklinde bir yaklaşımınız varsa (ki benim var), bu klipler bi noktadan sonra üzerinizde clockwork orange etkisi yapmaya baslar, şahsen ben şarkı söylerken motorsikletin üzerinde gidip gelen sayın britney hanımefendi ile zevcesinin üzerinde gidip gelen jenna jameson arasında bir fark göremiyorum..
    bunu etrafa her söylediğinizde "olm ibne misin sen? izle işte" lafını işitir yerinize pısarsınız.. bu lafı söyleyenlerin bir garipliği de "oha naptin ya sen, evet abi harbi porno olmuş bunlar" diyip ağzı açık şekilde izlemeye devam etmeleridir.. bu izleyici tipini araştırmak gerekir; aynı klibi 120 defa görüp 120 defasında da şaşırıp üstüne üstlük 120sinde de oturup ağzı açık bir şekilde neden izlerler, neden pek sevgili pavlov bey zil çalmış gibi davranırlar anlamak gerekir.

    pek saygıdeğer yönetmen arkadaşlarımız bu gaz ile devam ederlerse eminim ki 2-3 seneye kalmadan numberone tv de peter north performansları izleyecebileceğiz..
  • biz kendi içimizden çıkan birilerinin müzik diye sunduğu, insanlara medya aracılığıyla dayattığı ucube ürünleri dışlayıp daha "evrensel" olduğuna inandığımız farklı eserlere yöneldikçe, içinde bulunduğumuz gerçekliğin aslında bunu delicesine tüketmekte olduğunu reddetmeye devam ettikçe, "bunu dinleyenler zaten toplumun belirli bir kesimi, ufak bir insan güruhu, varoş kültürünün küçük bir parçası" demeye devam edip tepki göstermedikçe giderek gelişen, dallanıp budaklanan ve bizi yansıtmadığına inanmasak da yaşadığımız toplumun kullandığı tüm iletişim araçlarını (kısıtlılığa değinmek gereksiz) hakimiyeti altına almaya devam eden bir akım bu.

    ortada, "ötekilerin" yaşama "şansına" sahip olmadığı her şeyi olabildiğince düz bir şekilde göstermeye dayalı bir akım mevcut. nedir bu? halkın şarkıcısı mahsun kırmızıgül'ün 40'a yakın yarı çıplak kadınla harem benzeri bir mekanda yaptıklarıdır. "kız beni terk etti ulan" diyerek 4 araba dolusu kızlı erkekli insan güruhuna sms yollayan, sonra da gidip zenci sevgilisi ile havuz başında kızımızı rahatsız eden serdar ortaç'ın klibinde gördüklerimiz, ya da çakkıdı çukkudu takılan taksim ortası gençleri imajı verilmişler arasındaki izole ilişkilerdir porno olan. babasının asgari ücretinin yeteriszliğinden dolayı sevgilisi olarak bellediği karşı cinse aklından geçen hediyeyi dahi alamamış, kafasında oluşturduğu postmodern cinsel yaşantıya ulaşamamış gencin ya da ortaokul çağında ve cinsellik başta olmak üzere yaşama dair çok sayıda konudaki düşünceleri olgunlaşmamış çocuğun beklentilerini değiştirmiyordur da ne yapıyordur bu akımın ürünleri? "gösterip de vermeyen" diyebileceğimiz bu klipler, kendilerince "var olduğu" iddiası ile gündeme getirdikleri yaşantıların çeşitli kesitlerini tıpkı pornografi ürünlerindeki gibi "olduğu haliyle" gösterme derdinde değiller mi? paranın, gücün peşinde koşan makinelerin evrimini tamamlamaya hizmet etmiyorlar mı? kadını çakkıdı çukkudu çiğnenip masanın altına yapıştırılacak nesneymiş gibi gören erkekler yaratmıyorlar mı bunlar? tabu yıkmak gibi masum ifadelerin arkasına saklanıp "televole" kölelerinin uyuşuk zihinlerine bol miktarda çöp girişi yaparak unutturdukları gerçekliğin yerini alacak yeni yalan gerçeklikler üretmiyorlar mı? pornografik unsurlar değil midir içerdikleri? açlığı körükleyen, uç noktalarda duyguların yaşanmasını sağlayan, insanları eğitimlerinin onlara gösterdiği yolda değil içgüdülerinin ve impulslarının gösterdiği yolda ilerlemeye itmiyorlar mı?

    eh...

    bizler rahattık, kendi kontrolümüzün üst düzeyde olduğuna inandığımız için bu konuları rahatlıkla dalgaya bile alabiliyorduk, ama unuttuk işte, kolaylıkla her şeyden etkilenenleri, henüz zihin ve duygu duvarlarına tuğla eklenmemişler olduğunu, önlerine ne konursa onu yiyenlerin olduğunu unuttuk, şimdi ise önlerine konmasını isteyeceğimiz başka bir şey bulamıyoruz.

    pornodur bunların hepsi, pornografidir hepsinin kullandığı anlatım yöntemi. serdar'lar, kenan'lar, ibo'lar ve mahsunlar, yerine göre kadın şarkıcılar da hep bu pornografik ifadeye alet olan bireylerdir. dolan cüzdanlarının sahoşluğuyla insanlara yaptıkları kötülüğün, yerinden çıkardıkları çivilerin farkında olmayan, kendilerini sanatçı olarak adlandıranlardır bunlar. bir işadamından 150bin dolar karşılığı kendisi ile seks yapmasına yönelik teklif aldığını bas bas bağırarak her tv'de, her gazetede söyleyenlerdir bugün maskeli aylin'lerin para karşılığı striptiz videosunu satmaya kalkmasını sağlayanlar. kolaycılığı, kolay yoldan köşe dönmeyi, uyuşukluğu öven, sarhoş yaşamları ve amaçsızlığı şarkılarında övenler, kliplerinde yüceltenlerdir yıllarca sesimizi çıkarmadığımız için ortalıkta başka hiçbir unsur bırakmaksızın her şeyi pornolaştıranlar.

    yeter artık!!!
  • başlıktaki "pornolaşma"yı "erotikleşme"nin abartılarak vurgulanmış ifadesi sayarsak (ki henüz ama girip çıkan yarrak şeklinde bir klip görmedim), eski yunan' dan modernizme, hint' ten aztek' e, kilise duvar resimlerinden çizgi romanlara bütün sanat tarihi çıplak kadın resimleriyle, heykelleriyle dolu olduğuna göre, video kliplerin pornolaşması olsa olsa "sanat eserlerinin pornolaşması" konusunun alt başlığı olabilir. picasso' nun alenen "ama giren yarrak" enstantanelerini tasvir ettiği yüzlerce çizimi ve tablosu için "ay ama onlar çok sanatsaaal..." şeklide yorum yapanlara diyeceğim şudur ki çıplak bir modelin önünde fırça, palet ve tual ile onun resmini yapmak ne kadar sanatsal ise çıplak bir kadının önünde ışık, kamera ve film ile onun klibini çekmek de o kadar sanatsaldır. "ay ama onlar çok ticariii..." diyenlere de diyeceğim şudur ki video klipler piyasasında dönen para ile picassonun milyarlık tablolarının eldeğiştirdiği koleksyon piyasası ve onların basılıp satıldığı kitap ve telif piyasasında dönen para arasında bir fark yoktur. son olarak diyeceğim şudur ki eminim ki picasso da amcık çizerken ereksyon oluyordu, yönetmen de göt çekerken ereksyon oluyordur; zira ben şahsen nez' e de otuzbir çekiyorum, ortaokuldayken goya' nın çıplak maya' sına da mütemadiyyen otuzbir çekmekte idim.
  • dogu avrupa'da bizden cok cok daha once baslamis olan furya.

    1998 yilinda bir makedon arkadas ile sirp klipleri izliyoruz evde. soyle bir muhabbet cereyan etti:

    - bir sirp pop muzik klibi ile porno filmin farki nedir?
    - ???
    - porno filmlerin muzikleri daha iyi.
  • insanlar kliplerde magnum reklamlarından bile daha müstechen görüntülerle çıkıyor artık karşımıza.başka türlü şarkıyı dinletme olanağının bulunmayacağını düşünüyor olsalar gerek ki kamera alttan çeksin ben de eteğimi aralayım, ıslak beyaz bir tshirt giyeyim meme ucu belli etmece oynayalım gibi hinliklere başvuruyorlar.
    en son nez hanımefendi de klibinde işte popom işte memem ve bakın nasıl gözünüze gözünüze sallıyorum dercesine bir görünüm arzetmiş mesela.
  • "müziğimizde bi numara yok, bari iki güzel hatun koyalım da şanımız yürüsün" düşüncesiyle çekilen kliplerin sebep olduğu durum.

    dans müziği diye nitelendirilen (belki bi kategorizasyon mevcuttur ama bilmiyorum, bilmek de istemiyorum) bazı abukluklarda dikkati çeken durumdur. 3 tane efekti loop'a alıp bunu albüme koyan zihniyetin klipte sanayi makineleri ile çalışan ve bilimum yerlerini titreten kadınları kullanması pek şaşırtıcı değildir.

    bir meta olarak kadın konusu ise işin daha acı kısmıdır.

    madem özgün bişeyler üretemiyorsunuz bari esinlenin. bakın mesela yurdum topraklarının bağrından gelen dogus ne kadar orjinal() klipler çekiyor.
  • insan yazdıklarının dikkate alınmamasından çok dikkate alınıp aptalca yorumlanmasına bozuluyor. biz burada "yıllarca umursamadık, yıllarca 'kimse bunu izlemez zaten' dedik ve başka bir şey kalmayınca her şey kafamıza dank etmek zorunda kaldı" diyoruz, birileri çıkıp "kalk kumandanın artı veya eksi tuşuna bas" diyor, yani görmezden gelmemizi, beğendiğimizi izlememizi istiyor. bu kadar mı? ya, tabi ki hayır. bunlara sırf çıplaklık görmek istemediğimizden ses çıkardığımızı da ilave ediyor olabildiğine saf, olabildiğine vizyonsuz bir şekilde. ve diyor ki "kurgusu güzel olduktan sonra ha porno olmuş ha normal".

    tabi ki canım, biz buna ses çıkarıyorsak içinde çıplaklık olduğu için ses çıkarıyoruz doğru ya. 5 yaşında, daha cinsel anlamda kavramların kafasına oturmuş olması mümkün olmayan çocukların ağzına pelesenk olmuş şarkıların tv'de yayınlanan kliplerindeki salt cinsellik değil buram buram ahlaksızlık kokan, maddi güç karşısında tapınmaya yönlendiren tarzı eleştirmemizin tek sebebi içinde sadece çıplaklık olması. anlamsız bir hayatı, salt eğlencenin hedef haline geldiği boş yaşamların tezgah üzerinde açık açık pazarlanması, insanların kıymet sahibi olan duygu ve düşünceler yerine hayvani güdülere, bilme ve öprenme yerine kısa yoldan sadece maddi güç elde etmeye yönlendirilmesi, her türlü sosyal ilişkinin belirli çerçevelerle sınırlandırıldığı yeknesak hayatların özendirilmesi dururken tutup sadece çıplaklığa sesimizi çıkardık, şimdi aklımız başımıza geldi. doğru, en mantıklısı bu evet.

    birazcık zeka kırıntısı taşımasını bekliyoruz burada bir şeyler yazıp çizenlerin. en azından okuduklarından bir şeylar anlayabildiklerine dair bir pırıltı gösterebilmelerini bekliyoruz. birileri kalkıp da "yıllarca umursamayarak hata yaptık, birileri bu ahlaksızlığa, bu pornografiye, insanlardaki tüm insani değerleri hiçe sayan bu maddeciliğe dur demeli" dediğinde, "umursama" demesin istiyoruz, mal gibi, dümdüz yanıtlarla değil, içinde zeka pırıltısı taşıyan çıkışlarla karşımızda dursunlar en azından istiyoruz ama ne mümkün işte, umduğumuzu değil bulduğumuzu yiyoruz hep.

    kurgusu güzel olduktan sonra pornografinin ne mi zararı var? bunu, yani o kurgusu güzel pornografiyi paralı televizyon kanalında yayınlamanız, söz konusu yayınları duygusal olgunluk kazanmış ve kendini bilen kişilere pazarlamanız durumunda zararının olmayacağını savunduğunuzda, elinizde -kısmen- elle tutulur çeşitli dayanaklar olacaktır, ancak, çocukların dahi dilinden düşmeyen şarkıların pornografik kliplerini gün boyu tekrarlayan defalar yayınlayan ulusal "müzik" kanallarında yayınladığınızda, çok afedersiniz ama bir zararı olmayacağını savunabilmek için ya gerçekten zarar denen kavramın ne olduğundan bihaber olmalı, ya da katıksız bir aptal olmalısınız.

    alenen pornografik yayınlar yapılıyor efendim. eskiden akıl sağlığı ile sorunları olan kişileri sağlıklı bireyler haline getiren müzik, bugünlerde bu hale geldi işte. kendisi zaten çöp olan şarkı bile denemeyecek ucubeler, eksiklikleri kapansın diye insanların yavaş yavaş bağımlı hale gelmeye başladığı pornografik unsurlarla süslenerek sunuluyor topluma. birileri bunları güzelce yiyor üstelik ve tam eski misyonunun tersi gerçekleşmiş olacak şekilde, toplu bir ruhsal çöküntü yaşamaya başlıyoruz. maddeye tapınmayı öven, gücü el üstünde tutan, kadını araç haline getiren, insani değer ve erdemleri yere serip üzerinde hip o tarafa hop bu tarafa zıplayan şarkı ve kliplerin hepsinden tiksiniyorum. hepsinin hepimiz için son derece toksik olduğunu düşünüyorum. bunu bugün de dile getiriyorum, dün de getiriyordum, yarın da getireceğim. kumandamın tuşları ile kaçabileceğim bir mesele değil bu. gözardı ederek bu hale getirdiğimiz bu meseleden artık gözardı ederek kurtulmamız mümkün değil. tanrısı para, dili 300 kelimelik hip hop/rap jargonu, yaşam amacı salt eğlence ve bencilce duygularının gereksinimlerini yerine getirme, vizyonu beyaz camın gösterdiği sahte hayatlarla sınırlı, at gözlükleri markalı olan insanlar yaratan bu büyük rezilliğe son verilmeli.

    lanet olsun bunu üreten, pazarlayan, destekleyen ve gözümüze zorla sokan herkese. neye alet olduğunuzun farkında değilseniz, buradan dönün en azından, daha fazla zaiyat vermemize neden olmadan.
  • video kliplerin "pornolaşması"; sanatı aile oturma odasına asılacak tablo üreten dekoratif bir uğraştan ibaret sanan, sanatın bir ifade biçimi olduğunu, içeriğinde insanın içindeki estetik olsun olmasın her türlü duyguyu, aşkı, nefreti, güzelliği, puştluğu, iyiliği, ibneliği, inceliği, kabalığı, hayvanlığı, sikişkenliği barındırabileceğini bilmeyen, daha doğrusu kabullenemeyen, zira içindeki iyilik, güzellik, puştluk ve sikişkenlikle barışık olmayan, sikişi kötü aşkı iyi sayarak muhtemelen aşık olduğu kadınla sikişmeyi ayıp gören, sevgilinin elini tutmakla amına sik sokmak arasındaki farkı iyi-kötü eksenine oturtarak değerlendirmekten kaçamayıp ama sik sokarken yaşanabilecek duygusal yoğunluğu inkar eden ve riyakarlıkla el ele tutuşulabileceğini örtbas eden, sanat eserinin niteliğini değerlendirmekteki ölçütün ahlaki değerler olmayıp içeriğin biçimlendirilmesindeki ustalık, güzellik ve özellik olduğunu bilmeyen, nasıl ki korkutmayı amaçlayın bir korku filmi korkutmadığı zaman başarısız sayılırsa yatakta uzanmış çıplak bir kadının güzelliğini ortaya koymayı amaçlayan bir resim sik kaldırmadığı zaman bunun başarısız sayılacağını anlamayan, sırf içeriğindeki onaylamadığı ahlaki durum nedeniyle eserin niteliğini sağlıklı değerlendiremediği için nez'in klibine otuzbir çekenlerin nez'in kasetini almamaları olasılığını farkedemeyen, çıplak bir kadın görüntüsüne ancak edebiliği, sanatsal derinliği, tarihsel önemi genel tarafından kabul görmüş bir ressamın eserinde, o da orta yerdeki amcığın kıllarına edebilik, sanatsallık ithaf ederek tahammül edebilen kişilerin rahatsız olduğu; içindeki sikişkenlikle barışık, sevdiğinin elini tutmakla amına sik sokmak arasında ahlaki bir fark görmeyip her ikisinden de ayrı ayrı keyif alan ve her ikisinin ifade edildiği sanat eserlerini ayrı ayrı keyifle izleyen, içeriğinde onaylamadığı ahlaki durumlar bulunduran eserleri izlememekle yetinen, müziğin cinsellikle doğrudan ilgisi olmadığını bilse de müzik-> dans-> kur yapma-> sikişme zincirinin farkında olduğu için kliplerdeki cinsellik dozajının sürekli sınırları zorlamasını olağan karşılayan, nez'in klipte sallanan, titreyen, kocaman ve yuvarlak götüne otuzbir çekerken, klibin kadraj, kamera hareketleri, ışık, montaj, planların müzikle olan uyumu, türk klip tarihindeki konumu, yabancı benzerleriyle olan ilişkisi gibi konuları ayrıca düşünüp değerlendirebilen, goya'nın çıplak maya'sının kavisli hatlarına, pürüzsüz beyaz tenine, yuvarlacık ve yumuşacık memelerine, geniş götüne ve bacaklarının arasında saklı duran amına otuzbir çekerken, resmin kompozisyon, kadraj, ışık, fırça vuruşları, boya kullanımı, sanat tarihindeki yeri ve goya'nın sanatsal ve tarihsel kişiliğini de ayrıca düşünüp değerlendirebilenlerin rahatsızlık duymadıkları bir durumdur.
  • "seri üretim olma, kendine has ol, şunu giy, bunu yap, bununla yat, şununla kalk, şunu ye, bunu iç, şuna hayran ol, bunları şu şekilde yap" yönlendirmeleri ile insanları tekdüze hale getiren, birbirlerinin ucuz kopyaları halinde "et pazarı" içine salmaya çalışan acımasız medya patronlarının, medya tanrılarının kurban istiyor olmasının sonucudur kliplerin pornolaşması.

    sonuna dek vahşiliği, o anda içgüdülerle yaşamayı anlatan bir pornografi göme göme kliplerin içine, impulsları peşinde koşturan, düşünmek yerine sadece içgüdülerince yönetilen, paraya, cinselliğe, güce tapan insanlar yaratıyor yapımcılar. bizim gözümüzü korkutan ama gözleri pornoya alışmış 50 yaşındaki amca ve teyzelerce "ne varmış yahu?" diye karşılanabilen bir noktadan yaratıyorlar hem de. kopya kadınlarla kopya adamları seviştirip "böyle sevişin" diyorlar. kopya kadınlarla kopya adamları dövüştürüp "dövüşünüz de böyle olsun" diyorlar. kopya adam ve kadınları ev adı altındaki mekanlara yayıp, "bize uyarsanız burası sizin eviniz olur" diyorlar, bizim gösterdiğimizi yapın "şu" veya "bu" olun diyorlar. belgesel kadar yalın bir şekilde pornografi sunuyorlar karşımıza.

    sesimizi çıkarmıyoruz, "ne halleri varsa görsünler" diyerek öyle çok sallamışız ki tepkimizi, sesimizi çıkarmıyoruz. kanıksatmışlar her şeyi, aile arasında, arkadaş arasında "iki ck ck, bi tuh tuh" yapıp geçiştiriveriyoruz.

    bitirdiniz müziği, tükettiniz her şeyi, insanları da.
  • yakında "mtv clip generator (hard core!)" misali klip sıçan programların yazılabilmesine neden olabilecek dümbelek akım. hadi bari biraz yaratıcılık olsa, konulu porno gibin olsa mesela, az biraz yaratıcılık yahu.. bi gıdım.. yok. algoritmik resmen. iki göt al sallandır, gerekirse araya repçi sok, yine göt sallandır çekinme, insert meme..
    (bkz: yanlış çok yanlış)
hesabın var mı? giriş yap