130 entry daha
  • adam ekmeğinin peşinde, kardeşi tablolarını satmakta başarısız olunca kızmış filan. kardeşi tablolarının paris'teki genel akımın tersine kasvetli kaldığı için az satıldığını söyledikten sonra daha aydınlık, ferah tablolar çizmeye başlamış. kendi tarzını korumak yerine dönemi etkileyen tarzlara ayak uydurmuş. rahiplik mesleğinin saygınlığını zedelediği gerekçesiyle rahiplik kariyeri sona erdirilmiş. sonra işi gücü orospularla yatıp kalkmak zira kuzeni dahil hallendiklerinin çoğu adama siktiri çekiyor, arada bir de model olarak kullandığı bir kızı hamile bırakmasın mı? bir orospuya ve onun çocuğuna evini açıyor, onlarla bir süre birlikte yaşıyor, ailesiyle arası bu gibi nedenlerle sürekli bozuluyor, sonra o kadının çocuğu "vincent benim babamdı" diye bir iddia atıyor ortaya, doğrusu ne, bilinmiyor sanırım. ayrıca bildiğin hasta, rahatsız, bir yandan da alkolik, bütün bunlar yüzünden kavgacı, saldırgan, hırçın, çevresine tehlikeli, yaşadığı yerdeki insanlar hastaneye kapatılmasını istiyorlar. kendi kulağını kesiyor, nihayet intihar ediyor.

    adamın kısacık hayatından çıkan malzemeye bakın, ortalama bir ölümüne muhalif ekşi sözlük yazarını yıllarca besleyecek malzeme var. adamcağız bugün yaşasaydı, sırf tablolarını satmak, sanatından para kazanmak istiyor olmasından dolayı linç edilirdi, hatta "yeter vurmayın adam öldü" diyeni bile çıkmayabilirdi.

    hayran olduğum tablolarındaki enfes sarı hakimiyetinin bile sebebi sağlık sorunlarıymış. kendisi dünyayı sarı tonlarda görüyormuş. kısacası sanatında bir çok yönden hastalıklı olmasının etkisi büyük.
637 entry daha
hesabın var mı? giriş yap