• kırklareli'ye bağlı ahmetçe köyü yakınlarında bir bağ. şaraplar gayet dengeli, türk şarabının geleceğinde umut verici.

    daha detaylı bilgi için burayı tıklayın.
  • kaliteli ve istikrarlı şaraplar üreten yerli şarap firmamız. bağları oturdukça çok daha iyi olacaklarına inancım büyük.
  • kırklareli'nde ahmetçe köyünde bulunan ufak şarap imalathanelerini ve bağını hem gezip hem de şarap tadımı yapmak mümkündür. ahmetçe'de kendi mekanlarında yetiştirdikleri üzüm ile yapılanı çok beğenmemek ile birlikte yurdun bir çok yerinden ve fransa'dan getirdikleri üzümlerle yaptıkları oldukça iddialı şarapları da vardır. çok da misafirperver olan aile, hiç bir şey satın almasanız bile, bayram günü aradığımızda kapalı olmalarına rağmen 5 dk içerisinde gelip fabrikayı açarak bize şarap tadımı yapmışlardır üstelik hiç bir şey satın almanıza bile gerek yok. tabii bu nazikçe davranışlarına karşılık 2'şer şişe şarap almayı ihmal etmedik. yıllar içinde kendilerini daha da geliştirip büyürler umarım.
  • içindeki 18 odalı yeni butik oteli bu hafta hizmete açan, nefis şaraplarla güzel bir haftasonu geçirtmeyi vaat eden bağevi.

    istanbul'a çok uzak olmayan romantik bir haftasonu için düşünülebilir.
  • barbera d’strandja'yı türkiye'de kullanan tek şaraphane bildiğim kadarıyla.
    aynı zamanda entrika isimli bir şarapları mevcut.
    entrika 2016, damakta vişne ağır olmak ile birlikte kırmızı meyvelerin uyum içinde olduğu bir bordo blend. gövdeli, asit-tanen yoğunluğu dengede. bitişi orta ve her yudumu bordo blend sevenlere keyif verecek bir fiyat/performans şarabı.
  • kırklareli - ahmetçe köyünde bulunan ve v190 isimli ünlü şarapları başta olmak üzere bir çok şarap üreten ve bağlarında gezinenebildiğiniz şirin bağ evi ve bu güzel girşten sonra söyleyecek çok güzel sözüm yok. düzensiz bir yer, vur patlasın çal oynasın, sanki sahibi hobisini icra ediyormuş da biz rahatsız etmişiz gibi bir işletme. kahvaltıya gidecekseniz tövbeler olsun sakın ha orda kalanlar açlıktan ölmesin diye bi tabağa peynir, zeytin koymuşlar adı olmuş kişi başı 60 tl kahvaltı. 2 şişe şarap aldık yine de yol gittik diye çnkü tekirdağda o kadar güzel yer varken ben seçtim bunu sebebi benim neyse susuyorum , susmadan bi de şey var garsonları iyi olabilir ama o süzük bakışları beni benden aldı. aga ne sorsan ben yeni başldım , ben bilmirem , ben görmedm . neyse öyle tercih etmeye gerek yok bence
  • ah doğan, ziktin viran eyledin bağları taşları. senin neyine bağ bahçıvan üzüm. otur evinde amk.

    edit : beyaz şarabı gayet güzel olmuş, entrika diye şarap mı olur ;) (bkz: sebebi neydi ki)
  • bugüne dek muhtemelen 6-7 çeşit şarabını içtim ve tüm şaraplarının ortalamanın çok üstünde olduğunu söyleyebilirim. 50-80 tl bandında içilebilecek en iyi şarapları üreten firma.
  • rezalet bir işletme! en yakın arkadasımla (iki kadın) kalırken gece kapıyı çalıp kolluk kuvveti çağırıcaz “inliyormussunuz” dediler?! sabah olsun da gidelim diye bekliyoruz.
  • burada konaklamayı düşünüyorsanız;

    ultra her şey dahil tatil köyleri ile aynı fiyatı ödemenize rağmen hayatınızda görebileceğiniz en vasat sunum ve vasat altı yemekleri yiyeceğinizden,

    yemek seçeneği olarak inanılmaz kısıtlı alternatif sunulacağından,

    otelin her yerinde ama her yerinde dolaşan, ortaya işeyen, birbirlerine hırlayan köpeklerin dibinizde olacağından,

    corona illetinden kurtulduğumuzda bu madde geçersiz kalabilir ama pandemi zamanı için hes kodu kontrolü yapılmayacağından

    her istediğinizi en az 2 kere söylemek zorunda kalacağınızdan

    emin olabilirsiniz. ( temiz çarşafı hayal gücünüze bırakıyorum) burada yazar olan çoğu kişinin yaşından fazla tatil köyü ve türkiye nin bir çok şehirinde konaklamış bir insan olarak rahatlıkla fiyat / performans olarak en kötü hizmeti aldığım yer olduğunu söyleyebilirim.

    detay isteyenler için kendi “eşsiz deneyimlerimi” detaylandırayım:

    1 - odalar, bina ve çevre düzenlemesi son derece zevksiz. ortak bahçe ve yemek yenilen yerler fena olmasa da odada kullanılan mobilyalar, binanın dış cephesi, ana giriş kısmı ve etraftaki diğer alanlar estetik yoksunu. bağın etrafında kalan alanda şişe kasaları, lastikler, demir parçaları duruyor. “butik bir bağ tesisi” nden ziyade bir kasabadaki yol oteline girmiş gibi hissediyorsunuz.

    2- tesis hayvan dostu. daha doğrusu insan dostu. çünkü bütün alanlar köpeklere tahsis edilmiş. buna yatağınız da dahil. tesisin köpekleri gece odaların önünde uyuyorlar. bir arkadaşımız gece bu horlama sesi nereden geliyor diye kapıyı açtığında köpek içeri girip yataklarına çıkmış. biz sabah odadan çıkarken ise 3 köpek bizi kapıda karşıladı. köpekten korkan bir insansanız ay ne tatliş diyemiyorsunuz. burnunu bacaklarınızın arasına sokmuş köpekler daha kapınızda günaydın süpriziniz oluyor.

    bu köpekler yeme içme alanında da aynı şekilde dolaşıyor, şömine başındaki koltuklarda yatıyor, hatta masanızdaki tabaklara kadar burnunu uzatıyor. çalışanlar için de bu durum son derece normal. rahatsız olup en azından belli alanları kısıtlamalarını istediğinizde çok garip bir talepmiş gibi yüzünüze bakıyorlar.

    3- yukarıda sadece tesise ait köpeklerden bahsettim. aynı serbesti köpeğiyle gelen diğer misafirler için de var. her yerde whisky'ler peanut'lar, leo'lar var. mesela şömine başında otururken birinin köpeği koltuğunuzun bir ucuna işeyebiliyor.

    4- otelde sosyal alan yok. yürüyüş parkuru veya atölye gibi alanlar olmadığı için içki içmek dışında yapabileceğiniz tek şey üretim alanına yapılan tur. tabii karayolları'nın misafirhanesinde kalsanız bu durumu olağan karşılayabilirsiniz ama geceliğine voyage ile aynı ücret talep edilen bir yerde olunca beklenti doğal olarak farklı oluyor. biz bağın etrafında yürümeye çalıştık. onda da köpekler yine peşimizdeydi. iki kişi yanyana yürürken aranıza giren sürekli bacaklarınıza doğru hamle yapan ve hırlaşarak oynayan ah o tatlişler yok mu !

    5- geceliğine 1.750 tl istenen yerde akşam yemeğinde köfte piyaz çıkabiliyor . sunum olsun, lezzet olsun köfteci yusuf un bile altındaydı. öğlen yemeğinde makarna - pizza haricinde seçeceğiniz yok. öğlen yemeğini hafif geçmek isteyebilirsiniz, karbonhidrat almak istemiyorsunuzdur vs. vs. yok ama yok. 3 gün boyunca öğle yemeğinde makarna - pizza dışında sunulabilen tek alternatif zeytinyağlı tabağı oldu. onda da sadece sarma ve lahana dolması vardı. kuru olduklarını söylememe gerek yoktur sanıyorum..
    yemek olarak tek beğendiğimiz sabah kahvaltıdaki simit oldu. onu da pazar sabahı vermediklerini söylediler.

    gün içinde çay kahve veya içkinin yanında kuruyemiş, meyve ikramı yok. kadıköy deki birahanelerin bile içki aperatifleri bu butik bağ oteli'nden zengin. tekrar yazmak istiyorum geceliğine 1.750 tl istenen yerde alamıyorsunuz bu hizmeti. ortalama üstü şarapevleriyle değil ortalama bir the north shield bile karşılaştıramıyorum.

    6- aynı tutarda ücret ödediğiniz otellerde çalışanların tecrübesi, yaklaşımı, üslubu sundukları müşteri servisi sizi iyi hissettirir. ama tesiste tabii ki tecrübeli değil gencecik arkadaşlar tercih edilmiş. son derece iyi niyetli çalışanlar yetişmeye çalışıyorlar ama hep tekrar etmek zorunda kalıyorsunuz.

    beni hayvan düşmanı, sıkıntılı ve kötü niyetli bir misafir olarak yaftalayacaklara da peşinen söyleyim. tek değil birden fazla çift konakladık. hepimizin ortak görüşü yukarıda detaylandırdığım şekildeydi.
hesabın var mı? giriş yap