• doğru bulmadığım bir önerme. ama konu o değil. viskinin tadını seversin sevmezsin de sözlükte ne kadar viski seven, viski üstadı adam varmış arkadaş ya ! yok single maltlarmış yok iyi bir scotchmuş yok on the rocksmış yok yanında şunlar iyi gidermiş.

    ulan 2 entry önce 150 lira doğalgaz faturasından dem vuran adam yorgunluğunu atmak için viski içiyormuş onu öğrendiğimiz iyi oldu hani...

    burada yazanları baz alırsak türkiye viski tüketiminde adeta bir ekol. 1 yılda şurada konuşulan kadar viski satılmıyordur lan ülkede.
  • baslik cehalet ornekleriyle dolu.

    oncelikle viski berbat bir icki degildir ama berbat viskiler vardir. ustelik jb, ballantine's falan gectim gayet unlu markalarin giris segmenti veya standart urunleri de cogu zaman vasatin altindadir. ornegin (dikkat bazi tabular yikilacak) macallan'in amber, gold, sienna vs serileri.

    bir baska hata viskilerin kalitesini markayla iliskilendirmek. artik endustri o kadar farklilasti ki bir viski ne yasina, ne markasina, ne bekletildigi ficiya gore kalite taahhudu verebilir. unlu bir markanin bir single cask'i berbat olabilecekken vasat bir markanin small batch olarak cikardigi bir urun harikulade olabilir. hayatimda ictigim en kotu 3 viskiden ikisi bowmore biri macallan uretimiydi yani efsane iki damitim evi bazen cok kotu urunler cikarabiliyor.

    bir diger sorun kaliteyi fiyatla iliskilendirmek. bir viskinin fiyatini belirleyen unsurlar yasi, fici tipi ve piyasaya suruldugu miktardir. her sene milyonlarca uretilen lagavulin 16 ile sinirli sayida, tek fici veya birkac secilmis ficidan cekilen lagavulin 'feis ile' surumu ayni fiyata satilmaz. ama bazi surumler lagavulin 16'dan bariz kotudur.

    kaliteyi gectim bir marka artik basli basina bir tat veya kimlik de vaad etmiyor. turbali viskilerin o belirgin tadi haric - ki onlarin da aralarinda cok belirgin farklar olabiliyor - artik hicbir markayi gozu kapali taniyamiyorsunuz, o denli genis yelpazede urun cikiyor her damitim evinden. hayatini buna adamis insanlar bile yeni bir sise tattiklarinda nedir diye tahmin edemiyor cogu zaman. glenfarclas'in sherry cask'lari, yine glendronach'in sherry cask'lari, laphroaig'in turbasi ve kilchoman'in agizda biraktigi o kül tadi haric kolay kolay yeni bir viskiyi herhangi bir markayla iliskilendiremezsiniz. ancak klasikleri tanirsiniz (talisler 10, vs).

    turkiye'de sunu soyleyeyim cok sinirli bir zumre haric kimse viski icmiyor. ıcenlerin cogunun ictigi sey viski endustrisinin yelpazesini yansitmiyor. kopek oldurenler ve birkac klasik haric dogru duzgun bir urun gelmiyor veya sinirli sayida, kisisel cabayla bulunuyor. bagimsiz siseleyicilerin urunleri yok, adam akilli bir single cask veya limited edition yok, anca klasikler ve zenginlerin ugrayacagi yerde fahis fiyata satilan cok unlu, luks ve hype markalar (macallan 18, rare cask,...) ki bunlar artik koleksiyoncu veya gormemis isi. bunlarin yari fiyatina - avrupa piyasasina gore konusuyorum - cok daha lezzetli viskiler tadabilirsiniz.

    size birkac tuyo, ozellikle baslamak veya barismak icin :
    - hafif ama dolgun sherry casklarla baslayin (benriach 12 triple sherry)
    - bourbonlar veya bourbon ficisinda bekletilmis'scotchlar gelistirdikleri vanilya aromalariyla iyi bir giris olabilir.
    - virgin oak'lardan baslarda kacinin. bitimleri tahtanin yeniligi ve gucunden dolayi aci olabilir. sonraya birakin
    - cok koyu sherry casklara hemen dalmayin. damaginiz once bu tatlara alissin. alacaginiz tutun ve deri aromalari belli bir aliskanlik gerektiriyor.
    - viski demek yakicilik ve turba savasi degildir. cok yakan viskinin alkolu iyi entegre olmamis demektir bu da basarisiz bir urundur. turbasi belirgin ama agzi uyusturan ve baska aroma almaniza imkan vermeyen viski basarisizdir. bunu icmek erkeklik veya marifet degil ameleliktir. damaginizi gelistirin.
    - bir markaya takilmayin (kendim o hatayi yaptim ondan biliyorum :) farkli urunler deneyin ve baslarda bir siseye oyle 150-200 eurolar vermeyin. hayal kirikligina ugrarsiniz.
    - son olarak : jb ballantine's jack daniel (poyasada bulunan klasik surumleri) chivas falan icmeyin. kendinize bu kotulugu yapmayin. (soru uzerine ekleme editi : bu markalari veya blendleri toptan silin demek istemedim, piyasada buldugunuz bu markalarin giris segmentlerini sadece viskiye giris yapmak veya fikir edinmek icin tabii ki icmelisiniz ama orada takilmayin, eger merakiniz varsa ileri gidip en azindan daha ust segmentlerine gecis yapin. jack’in gayet iyi urunleri de var, ballantine’s’in da eskiden vardi yeni urunleri takip etmedim. johnnie walker’in blue label’i pahali ama black kesmiyorsa green label yine makul fiyatta ve - benim tercihim olmasa da - kalite fiyat orani iyi.)

    ve sunu unutmayin : her sey zevk meselesi. en iyi siselerimden tattirdigim bir yigin insan viskiyi sevmedi, sevmeyecek. bunda kotu bir sey yok.

    edit : viski duruma göre bal gibi birkac damla suyla seyreltilir hatta seyreltilmelidir. ornegin elime gecip actigim son sise bunnahabhain ultimate 9 yas single sherry cask. 68,9 dereceyi gorece az hissediyorsun ama yine de fazla yakiyor. fakat o iki uc damla su alttaki aromalari sahlandiriyor, tutruklugu aliyor. (duzeltme : 9 degil 11 yas. bunnahabhain’in boyle sertlikte bir viskisi yok yelpazede diye birkac mesaj aldim. bahsettigim sise ustte de yazidigim gibi ultimate serisi yani bagimsiz bir siseleyeci olan hollandali van wees tarafindan doldurulmus ki urunlerini tavsiye ederim kesinlikle en iyi kalite/fiyat oranlarindan biri. ilgili sise budur. bu arada linkini verdigim sitede sadece bunnahabhain ve ultimate kelimelerini girip aratin ve cikacak listeye bakin, sadece tek bir damitim evinin sadece tek bir bagimsiz siseleyici tarafindan piyasaya surulmus viskilerini goreceksiniz, hepsi farkli urunler. tum damitim evlerini ve tum siseleyicileri dusunun, viski yelpazesinin nasil bir sey oldugunu biraz daha iyi anlayacaksiniz).

    edit 2 : yas konusu da enteresan. bir viski ficida yaslandikca elbette ekonomik olarak deger kazanir (sonucta o hangarin onca yil kiralanmasi ve urunlerin duraganlasmasinin bir masrafi var) ama en yasli viskiler illa en guzelleri ilacak diye bir sey yok. zaten koleksiyon objesi oluyorlar artik bazen damitim evlerinin de tat gibi bir meselesi oldugunu dusunmuyorum bu segmentte. bazi ficilar gencken daha iyi sonuc verir, bazilari ise yaslandikca yumusatir ama eger alkol cok cabuk buharlasiyorsa kanuni olarak viski etiketini takmak icin gerekli yuzde 40 riske giriyor ve cask managerlar bu ficilari optimal yaslarindan erken bosaltmak zorunda kaliyorlar. elde kaliyor olgunluguna erismemis bir viski, ya risk alip ozel bir single cask olarak piyasaya suruyorlar ya da mecburen baska ficilarla karistirip standart urune dahil ediyorlar. demem o ki yas meselesi hayal kirikligina yol acar cogu zaman, beklentiniz o kadar yukselir ki onu hicbir viski karsilamaz. aksine 6-8-9 yillik harikulade eserlere denk gelebilirsiniz. fiyata ve yasa aldanmayin. hype olmus markalara yine aldanmayin.

    edit : viski ictigi icin lordlastigini dusunenden daha itici bir tip varsa o da herhangi bir zevk alaninda oldugu gibi viski konusunda kendini ve damak tadini gelistitenleri lumpenlik, barzoluk, ozenti ile suclayan yurdum insanidir. evet damak gelistirilen bir vucut bolgesi, ister bal ister sarap/viski ister maklubeyle gelistir. ya da gelistirme. elin iskocunun urettigi ickiyi bile kobe-lebron kivamina getirmenin anlami yok. icen icer, begenmeyen begenmez. dunyada herkesin ilgi alanina yetecek kadar nimet var. get a life.
  • vodkadan daha az berbattır. vodka nedir lan kim icat etmiş, kolonyanın limonsuzu
  • 11 yaşında olmaktan kaynaklanır. ben de 11 yaşındayken böyle düşünüyordum.
  • şerbetle, şekerli gıdalarla büyümüş nesil viskiyi sevmez tabi. şarapta merlot tercih eder, blush içer, sürekli yumuşak, şekerli içimin peşinde koşar. olmadı gazoz katar içine ya da meyve şarabı içer. cabernet'leri de sevmez syrah'ı da. viskiyi de gider limonataya katar, gazoza katar, kolaya katar. kokteyl ister "alkolü bol olsun" der, getirirsin bir yudum alır yüzünü ekşitir, "olmamış bu" der. olmamış dediği kokteylin tadı değil şekerin az oluşudur, alkol oranına göre.

    vücut alışmış çünkü. şeker diğer tatları, duyuları kör etmiş, hormon ayarlarını bozmuş; şekersiz, ekşi, sert bir tatla karşılaştı mı mutsuzlukla bağdaştırmış tükettiklerini. hatta genlerine bile işlemiş olabilir. ne de olsa bol şekerli muhallebiyle yetişmiş bir nesil. tabi bir de olmazsa olmaz çikolatayla, çeşitli drajelerle.

    bu şeker hastalarına göre pahalı, gövdeli, asidik, bütün duyuları uyaran alkol tüketmek mallık.

    kaliteli viski tüketen işadamları, milyonerler, ünlü profesörler, bilim adamları, mafya babaları falan hep hava civa, gösteriş için tüketiyorlar. bir lezzet bir tat almaları imkansız bu güruha göre.

    yani demem o ki az ötede şekerle, şurupla oynayın da kaliteli viskiye bok atmayın.

    şahsi olarak alkol tüketimim oldukça sınırlı. herkes için de sınırlı kalmasını tavsiye ederim. en iyi alkolün bile vücuda yararı verdiği zararın 1/10'udur.

    yeşilci olmak güzeldir, sağlıklıdır.

    edit: aslında kimseyi gömmek gibi bir niyetim yoktu. öyle anlaşılıyor entry'den sanırım. bunun tersini düşünelim mesela. şekersiz çay içen birine 2 çay kaşığı şeker atılmış çay verin bakalım. sopayla kovalamıyor mu sizi. başkaca olarak kahve de acıdır mesela kimi şekerli içer kimi şekersiz. şekersiz kahve içen şekerliyi beğenmez, şekerli içen şekersiz kahveyi doğal olarak beğenmez.

    alkolde de böyledir. damak şekerli içeceklere alıştıysa viski sek olarak acı gelir, kötü gelir, berbat gelir. hatta "bunu nasıl içiyor bu manyaklar?" eşliğinde yutmaya çalışırsınız. şekeri azaltın, hayatınızdan, kahvenizden, çayınızdan, yiyeceklerinizden eksik edin. sonra tekrar güzel bir viskiden ufak bir yudum alın. aydınlanma yaşayacağınıza eminim.

    edit2: bir mesaja cevaben yazdıklarımı da buraya ekliyorum. vakti olup okumak isteyene.
    viskinin neden dünyanın her yerinde tutunduğuna dair bilgiler de içerir:

    "sen de haklısın. viski diğer şeylerle karışmaz. zaten karıştırıp içenlere ve viskiyi beğenenlere bok atanlara yazdım. viskiyi sadece zenginler içer demedim. bilim adamları, profesörler de yazdım. nihayetinde bir ceket bir gömlekle ölen de çok aralarında. viskinin bu gruplar içerisinde daha çok tutmasının nedeni, zaten tadında, yoğunluğunda olan değişimler. kaliteli bir viski zaten çok içilmez. viskiyle sarhoş olunmaz. viskiyi içtiğin zaman beyin o anda anlık durur. içindeki envai çeşit aromayı beyin tanımaya çalışır. viskinin 5 cl'sinin verdiği rahatlığı ve beyni durdurma, rahatlatma etkisi başkaca hiçbir içkide yoktur. o nedenle alınacak önemli kararlardan, sıkıntılı toplantılardan, yazılacak bir makaleden önce bir kadehin yarısı kadar viski içmek beyni biraz olsun rahatlatır. bu koku denemeleri arasında buruna reset atmak için aralarda kahve koklamak gibidir. bunu anlamak da viskinin o envai çeşit aromalarında çok ufak yudumlarla kaybolmayı gerektirir.

    votka dediğin zaten karışım için en uygun içkilerden biridir. cin de öyledir bununla birlikte. bunlarda çok aroma aranmaz zaten olmaz da. alınan tat ve koku içeriğindeki etil alkolün derecesiyle orantılanır. bir de saflığıyla. ne kadar distile edilirse o kadar pahalılaşır. hatta hazır aromalı votkalar en pahalıdan en ucuza çoğu markada mevcuttur mandalinalı, vişneli, elmalı, vanilyalı gibi.

    mesela bir dolarlık viski üreten bir marka bile sonradan eklemeli aroma koymaz koyamaz içine satmaz çünkü. satsa da sattığına viski diyemez. viski distile edilmez. aksine içi kavlanmış ya da özelliğine göre kavlanmamış fıçılarda bekletilerek kendi değişken ve eşsiz aromalarının oluşması sağlanır. tarladan toplanan arpa, buğday, mısır, çavdardan yapılır. düşün şimdi blended da olsa single malt da olsa bu ürünlerden binlerce tat farkı ortaya çıkar. ve her fıçıda bile tat koku farkı oluşabilir. beyin de alışık olmadığı tatları algılarken yoğunlaşır. bu da ilk yudumda bile stresten, asabiyetten, heyecandan uzaklaşmanıza yardımcı olur.

    dediğim gibi içki içen biri değilim. övmemin nedeni çok boklanması oldu başlıkta. etki tepki bir nevi."

    edit3: marka soranlar oldu. herkesin aromada, kokuda farklı zevkleri olabilir. bu konudaki en güzel türkçe kaynak: http://meleklerinpayi.com/ .

    buradaki tadım notlarını okuyarak bir başlangıç yapabilirsiniz.
  • üç yıl öncesine kadar katıldığım bir önermeydi artık değil.

    alkol ile aram ortalamanın pek üzerinde değildir; çoğumuz gibi heyecanlı maç izlerken bir iki bira; ayda bir yakın çevre ile yemek yenirken iki kadeh rakı, bir de eşim ile özel yemeklerde kırmızı şarap, o kadar. öyle kokteyllere bakayım, içmediğim votka kalmasın vb. pek bana göre değil. bu kapsamda viskiden de pek hazzetmezdim, ta ki bir süre önceye kadar.

    viski içmekten büyük keyif alan bir arkadaşım bir gün beni karşısına aldı, ben sordum, o anlattı, scotch nedir, bourbon nedir, bunlar ne zaman, neyle nasıl içilir, adabı nedir, sonra da farklı önerilerde bulundu. biraz da duty free katkıları ile farklı denemelerden sonra geldiğim nokta şu: bu viski denen naneyi özel zamanlarda keyif almak ve stresli zamanlarda bir parça stres atmak için içmek en doğrusu, işin .okunu çıkarmanın gereği yok. bu da üst üste en fazla iki kadehe işaret ediyor benim ölçüme göre.

    kişisel önerim kişinin öncelikle içim tarzını belirlemesi. bourbon şeklinde içimi yumuşak ve hafif tatlı bir viski mi içeceğiz yoksa scotch tarzı acı ve daha sert bir şey mi bakacağız? scotch örneğin bana cazip geliyor. ikinci olarak bunu sek mi, suyla mı cola'yla mı, sodayla mı, buzla mı ya da başka birşey ile mi birlikte içeceğiz. ben burada sadece buz tercih ediyorum. üçüncü olarak yanına birşey yiyecek miyiz? burada yiyecekten kasıt çiğköfte değil tabi ki. bitter çikolata, çerez vb. burada tercihimi tuzlu bademden yana yapıyorum, başka birşey pek yakışmıyor bence. son olarak da viskinin kalitesi gündeme geliyor. burada tavrım net, çok ve kalitesiz içmek yerine öz ve kaliteli içmek en doğrusu. yurtiçinde fiyatlar pahalı ama dışarıdan gelen arkadaşınız varsa mutlaka duty free seçeneklerini kullanmaya çalışın, gerçekten çok uygun fiyatlara üst kalite viskiler göreceksiniz.

    diyeceğim o ki bu konuda çok önyargılı olmayın; stresli geçen bir günün ardından evde içilen bir kadeh buzlu scotch'un yerini hiçbirşey alamaz. elbette ölçüyü kaçırmamak şartıyla.
  • alkollü içeceklerle ilgili ".. tadının berbat olması" eksenli açılan başlıklardan bir başkası...

    yahu alkolün kimyasal formülü belli, alayı berbat tadıyor. insanımızın artık içkinin "tat" için içilmediğini anlaması lazım. şarap filan olsa neyse, ateş suyu olum bu ateş suyu. şeftali suyu değil. tadı bu, içiyosan iç içmiyosan s.ktir git.

    niye sinirlendim lan ben durduk yere?
  • içkileri övmek ya da yermek çok saçma.
    amaç ne?
    viski zamanla kazanılan bir zevktir. enginar gibi.
    ancak viski enginar kadar yararlı değildir.
    sevmiyorsanız içmeyin.
    sevene de gölge etmeyin.
  • kolayı var arkadaşlar, gelin anlatayım. bir gün bir şişe jack daniel's alıyorsunuz. tadı kötü mü, kötü. ama kötü mötü yine içiyorsunuz çünkü zaten bazı bir iki kokteyli hariç tutarsak bütün alkollü içkilerin tadı kötü. şişe bittikten sonra bir şişe de macallan alıyorsunuz. macallan şişesini jack daniel's'ın içine boşaltıyorsunuz. sonra "aaabi sen kötü viski içiyorsun yaaa" diyen dalyaraklardan birini viski içmeye çağırıyorsunuz. gelince jack daniel's şişesindeki macallan'dan bunun bardağına koyuyorsunuz, ardından da "abi bu viski denen nane çok kötü değil mi ya??" diye arkadaşa yemini atıyorsunuz. bu salak orospu çocuğu yemi yutup "bunlar viski değil ya şunu içecen bunu içecen" diye marka saymaya başladığı anda sopayla kovalıyorsunuz bunu. siktir git şeklini şüklünü başka yerde yap senin ananı sikerim burada diyorsunuz, ne olduğunu anlamadan kaçmaya başlıyor. böylece viskinin berbat bir içki olduğunu da ispatlamış oluyorsunuz.

    bunun bir benzerini su damlatacan ya falan diyenlere de yapabilirsiniz. su damlatmayıp "damlattım" derseniz veya damlatıp da damlatmadım derseniz siksen aradaki farkı anlayamaz bu kazmalar. bir damla su neyin tadını değiştirmiş aq, kaldı ki değiştirse bile sende onu anlayacak damak mı var dalyarak? bir yerden duymuşlar, koyun gibi rafine zevk şovu yapıyorlar. biz de yedik amk.

    hatta bunun bir benzerini sigarayı içmeden önce tık tık vuranlara da yapabilirsiniz. yok tütün sıkılaşıyormuş da bilmem neymiş, sigarayı vurduktan sonra çaktırmadan vurulmamış sigarayla değiştirseniz onlar da bir sik anlamaz. bunlar hep sağdan soldan gördüğünü duyduğunu bir boktan anlıyormuş gibi tekrarlayan denyoların marifeti. bu hareketlerin gerçekten bir şeyleri değiştirdiği varsa bile bu alıklarda o değişikliği anlayacak kapasite yok. görüntü yapıyorlar sadece.
  • lahmacunla iyi gitmemesinden kaynaklanan berbat bir durum.
hesabın var mı? giriş yap