• kafka kitap neden bu kitabın önsözünü basmamış merak ediyorum. önsöz için eski baskı aradım günlerce ve kesinlikle değdi. önsözü de içeriği kadar güzel.

    --- spoiler ---

    gerçek amacımı yola çıktıktan sonra fark ettim. ingiltere'den ayrıldığımda kaçtığımı sanıyordum. belirsizlikten, karmaşadan, her şeyden çok da kendimden kaçıyordum. zamanla başka biri olabilirim, kendimden daha iyi, daha güçlü birine aşılanabilirim sanmıştım. derken kaçmadığımı, kovaladığımı anladım. kendi tez ayaklı, uçucu, başka bir yaşamda başka biçimde yaşayan benliğimi yakalamak çabasındaydım.

    --- spoiler ---
  • en az boating for beginners kadar keyifli winterson kitabi. elbette manchesterli.
  • kitabı alırken yazarını tanımıyordum. raftaki kitapların arasından ismiyle dikkatimi çekti. hele bir de kapağın güzelliğini görünce hemen arka kapak yazısına kısa bir göz attım ve hemen kasada bekleyen diğer kitapların yanına eklendi:)
    ben çok beğendim. ve yazarın diğer kitaplarını da almayı düşünüyorum.
    birkaç alıntı belki size fikir verir:

    * sanatın yaptığı garip şeyse, zamanı hem sıkıştırması hem de genişletmesi. örneğin bir roman okuduğunuzda, birkaç saatlik bir okuma süresi içinde çok büyük olaylar, çok uzun zamanlar geçip gider. şiir belki bir anlıktır ama yaşamın tümünü içerebilir.

    * okumak bize okumamaktan daha çok zaman kazandırır.

    * bir yerin haritada olmaması ne fark eder ben orayı tarif edebildiğim sürece?

    * o kadının yüzü, göze almaya cesaret edemeyeceğim bir deniz yolculuğuydu.

    * yüzü içimde bir sevinç uyandırdı.
  • berci kristin çöp masalları 'nın hissettirdiklerini hissettiren kitap. bir an icin ayni kitaplar mi diye suphe etmedim değil. rahatsız edicilik, mide bulantısı aynen devam.
  • üzerimde muzır tesir yapmamış muzır neşriyat. herhangi birinin üzerinde muzır tesir yaparsa da yuh derim.

    kitap sürreal bir havada ilerliyor. karakterler arası metin geçişi arasında farklı hikayelerle karşılaşıyoruz. konu olarak cinsiyet rollerinin yanında ekofeminizme de değinilmesi benim hoşuma gitti. ayrıca yazar, on iki dans eden prenses masalının da backgroundına bir dokunup, prenseslerin her biri için farklı hikayeler örüyor.

    birkaç alıntı bırakayım ben de, özendim:

    “çünkü benim şarkım eski günleri, mutlu olduğum zamanları anlatır - hepsini kafamdan uydurduğumu, hiç bulunmadığım yerleri söylediğimi bilirim oysa. bir yerin haritada olması ne fark eder ben orayı tarif edebildiğim sürece?”

    “bir kere aşık oldum - aşk dedikleri şey bizi doğruca cennetin kapılarına götüren, aynı anda o kapıların sonsuza dek kapalı olduğunu gödteren zulümmüş meğer.”

    “…onu burada kimin hapis tuttuğunu sordum. 'kendim' dedi. 'kendimden başkası değil'. odanın kapısı olmadığını o zaman fark ettim.”
  • "bir gece, benim vurduğum bir güvercini yiyorduk ki, kocam ayağa kalktı ve şöyle dedi: 'içinde yaban hayvanlarının yaşadığı kara bir kule var. kulede ne kapı ne de pencere bulunuyor. kimsenin girmesine, çıkmasına izin yok. kulenin en tepesinde bir kafes var. kafesin parmaklıkları kemikten. bu kafesin içindeki tutsak ruh güneşi görmeye çalışıyor. o kule benim bedenim, kafes ise kafatasım. rahatlamak için türkü çağıran ruh ise benim, kendim. ama rahatlayamıyorum. yapayalnızım. öldür beni.'

    dediğini yaptım. kafatasını gümüş bir şamdanla kırdım. ıslak odunu ateşe attığınızda duyduğunuz tısssss sesini duydum. kapıları açtım, cesedi çeke çeke açık havaya çıkardım. açık havaya çıkınca uçup gitti.

    arada bir hala görüyorum onu. ama uzaktan."

    jeanette winterson'ın okuduğum ilk kitabı olan vişnenin cinsiyeti, okuduğumda anlamsız görünen parçaların bir araya geldiğinde zihnimdeki eksik bir parçayı tamamlaması hissi yarattı.

    oldukça tuhaf bir kadının başından geçenler gibi görünen kitap, zaman algısının, ilişkilerin, hiçliğin, fantastik diyalog örneklerinin incelendiği enteresan bir hikaye.

    kafeslerinin içindeki tutsak ruhlarla ilişkileri olmuş okurların ilgisini çekeceğini düşünüyorum. kitap bittiğinde cesetlerini çeke çeke açık havaya çıkarmayı unutmasınlar ama.

    son olarak...

    "rüzgardan savrulan ağaçlar yine de güneşe doğru dönerler; o da yaşamını bana doğru döndürse olmaz mıydı?"
  • önerim kitabı okuyun son sayfayı bitirince ilk sayfaya dönün ve tekrar okuyun, anlamadıklarınızı ve kaçırdıklarınızı farkedince şaşıracaksınız, zaman üzerine, zamandan bağımsız, kaos içinde nefis bir okuma.
  • bir gecede 200.000 yıl geçebilir, zaman yalnızca kafamızda ilerleyerek. mevsimlerin düzenli ilerlemesi, çok sevdigimiz toprağın her an değişmesi dışarıda sürüp gider. içimizde ise ışık yılları farklı gökyüzüleri altında döndürürler bizi.
  • sağlıklı olsunda gerisi önemli değil.
hesabın var mı? giriş yap