• exe compile ederken yarisinda "dur benim office 2000 install etmem lazim" deyip benden office 2000 satin almami isteyen sabahin 9'unda dumurdan dumura surukleyen microsoft $aheseri..
  • henüz ağzı kulaklarında bir ergen iken çok ekmeğini yedim meretin.

    anadolu'nun şirin bir kasabasına atanmıştım. atandığım dairede herkes bana büyükşehirden gelmiş hatun gözüyle bakıyordu. bunu anlatmalarına gerek yoktu, bakışlarından hissedebiliyordum. gayet alelade şeyler giysem de her sabah mesai başlamadan rahat bir kırk dakika süzerlerdi. neyse ben de büyükşehirden gelmiş biri olarak bazı misyonlar yüklemiştim kendime. mesela bilgisayar bozulunca bilgi işlem'i aramazdan önce beni ararlardı. gerçi word'de puntoyu yükseltme gibi sorular sorarlardı genelde. bilgi işlem elemanı önünde daktilo ile çalışırdı, o derece teknolojik. bir gün bilgi işlemci arkadaşa 'sen öyle her çağırdıklarında gelmesene, uzaktan erişim diye bir şey var' dedim, adam mikrodalga fırınla bağlandı bilgisayara, o ayrı.

    benim de bilgisayarla ilgili, telaffuz etmekten de çok hoşlandığım 'viyjıl beyzik'ciğimi burada çok kullandım.

    mesela kitle mikrodalga fırınla bilgisayarla bağlanma olayına bile tav ya, yazıcının toneri azalıyor, beni çağırıyorlardı. 'zereeee, bilgisayara bozuldu, koş patlayacak vallaha' ben de geçiyorum bilgisayarın başına, açıyordum denetim masasını, bir taraftan da yazıcının tonerini çıkarıp sallıyorum. denetim masanını kapatırken (evet sadece açıp kapatıyordum) 'bunun viyjıl beyziği bozulmuş, ben hallediyorum şimdi, hoop hallettim' derdim. toneri sallanan yazıcı kağıdı cillop gibi çıkarır, zere gözlerden uzaklaşırdı.

    hey gidi viycıl beyzik, çok ekmeğini yedim be.
  • bilgisayar programlama tarihinin en önemli dönüm noktalarindan birisidir. zor, sabir gerektiren ve sikici olarak tanimlanan bir aktiviteyi herkesin bir parça da olsa yapabilecegi bir boyuta indirgemistir. zaten çogunlukla bu yayginlasma nedeniyle programlama gurulari tarafindan pek sevilmez ve her firsatta topa tutulur. oysa ki bence microsoftun bugüne kadar ürettigi belki de en ise yarar uygulamadir (vb 6'yi kastediyorum). sözgelimi, bir klasör dolusu abuk subuk isimli dosyanin isimlerini belirlediginiz bir kurallar dizisine göre degistirip,tamamini tek bir dosyaya (bkz: tarball) toplayabilecek bir programi 10 dakika içinde yazabilir kalan sürede de diger dillerin (c++,java vs) islevselligi üzerine makaleler okuyabilirsiniz.
  • yeni programlamaya başlayacak kişiler için ideal bir dil. acun ılıca ingilizcenizde varsa sıkıtı yok.

    şöyle ki.

    visual basic, nesneye yönelik bir programlama dilidir. yani temel
    olarak nesneleri kullanırız. peki nedir bu nesneler ? bu satırları
    görebildiğinize göre windows kullanımı hakkında bilginiz vardır.
    ekranda gördüğünüz o tuşlar, metin kutuları, açılan pencereler hepsi
    birer nesnedir.

    klasik programlama dilleri ile uğraştıysanız (c, basic,..vb),
    programı yazarken yukarıdan aşağı doğru yazdığınızı ve programın da
    çalışırken aynı mantıkla hareket ettiğini bilirsiniz. vb’de ise durum
    farklıdır. visual basic’de kodu yazarsınız, gerisini kullanıcıya
    bırakırsınız. tabi istediğiniz oranda. kullanıcı ancak sizin izin
    verdiğiniz kadar hareket edebilir. tabi kullanıcıyı devre dışı
    bırakmakta mümkün.

    bütün bunlar "olay"lar , "metot"lar ve "özellikler" kullanılarak
    kolaylıkla yapılabilir. çok sık duyacağınız bu terimlerle daha sonra
    iyice uğraşacağız ama şimdi bir örnek vererek hem bunları, hem de
    visual basic mantığını anlamaya çalışalım.

    kapınızın önünde duran kırmızı, çelik cantlı, siyah camlı 98 model
    bir doğan düşünün. arka camında da bir şeyler yazılmış olsun.( genelde
    anlamını bile bilmedikleri ingilizce birşeyler yazdırırlar.).şimdi
    arabayı visual basic mantığı ile bir inceleyelim:

    nesnemiz işte o gördüğünüz doğan marka otomobil. gerçek araba
    tutkunları her zaman arabalarına bir isim verirler. bizim doğan’ın adı
    da: "atılgan" olsun. anlaştık değil mi? şimdi, atılgan’ın rengi kırmızı
    idi. o halde;

    atılgan.renk = kırmızı

    sırada diğer özellikleri var.

    atılgan.cant = çelik

    atılgan.cam = siyah

    atılgan.yazı = true

    atlgan’ın cantları çelik idi. camları da siyahtı. sanırım o
    anlaşıldı. peki ama aşağıdaki ne oluyor? hatırlarsanız, atılgan’ın arka
    camında bir şeyler yazılıydı. şimdi biz arkada ne yazılı olduğuyla
    değil, yazı olup olmamasıyla ilgileniyoruz. arkada yazı var mı, yok mu?
    var. yani "olumlu".işte yukarıdaki "true" bu anlama geliyor. eğer yazı
    olmasaydı "false" (yanlış) diyecektik.

    işte visual basic tamamen nesne.özellik = değer mantığıyla çalışır.bu değerin nasıl belirtileceği konusunda ise bize değişken
    ler yardım eder. biraz önceki true-false boolean türünde idi. merak
    etmeyin bunlara daha sonra geleceğiz. atılgan’ın gaz pedalına
    bastığımız zaman araba yürür.( arabaların çalışması ve ileri sürücülük
    tekniklerine burada değinemeyeceğiz.). işte bu da, atılgan nesnesine
    ait bir olaydır." gaza basılması" olayı. şimdilik atılgan’ı burada
    bırakıyoruz..
  • kabak gibi interpreter olmasina ragmen bunun hic bir nimetinden faydalandırmayan uygulama geliştirme aracı.

    kendini compiler sanan doğan görünümlü şahin

    500 form 50 dll den olusan milyon satırlık bir uygulamayi canavar gibi calistirirken, cok basit bir grafik uygulamasında mal olup kalan,programlayıcıyı zorla directdraw a yonelten microsoft ürünü..

    cok yakın bir zaman önce 6.0 sp6 si cıkmıs ve yıllar sonra hala destek verilmesi programcilarını sasırtmıstır.
  • sql server express ve süper .net componentlerı* ile beraber gayet programcı olmayan insanların bile işlerini güçlerini takip edebilecekleri süper çalışan ve görünen programlar yazmasını sağlayabilen yegane rad.
    herkeş program yazabilsin işte daha ne. süper
  • bence dünyadaki en kolay program yazma dili yani pascal yada c++ 'deki gibi ikide bi noktalı virğüi yok parantez, tırnak gibi iki üç tuşla aynı anda yapılan bi çok karakteri kullanmaya gerek bırakmıyo.
  • java adli omur torpusunun iskencesine maruz kaldıktan sonra ogrenci bunyesine seker gibi gelen programlama dili.
  • 2003 yılında edirne'de selimiye camii'ne çıkan meşhur yokuşta küçük bir bilgisayarcı vardı. elimde cd yazıcı olmadığından orada bir karışık mp3 cd'si yapmam gerekiyordu. muhabbet ederken konu yazılım geliştirmeye geldi. dükkanı çalıştıran dayı "evet biz de vizual bazik ile program geliştirmek istiyoruz" demişti.

    vizual bazik o zamanlardan beri çınlar kulağımda. beynin unutmayı reddettiği kayıtlardan biridir.
hesabın var mı? giriş yap