• latince'de, "(v)isita (i)nteriora (t)ellus (r)ectifacando (i)nveniens (o)ccultam (l)apidem" kelimelerinin başharflerinden oluşan kelime. "dünyanın merkezini ziyaret et, orada gizli taşı bulacaksın" anlamına gelen bu kelimenin gerçek anlamı ise, "her insanın hakikati kendi içinde bulacağı" şeklindedir. gizli taş, aynı zamanda, filozof taşı yada felsefe taşı olarakta bilinir.
  • absu'nun in the eyes of ioldanach albumunden bir parca.
    sozleri:

    they stare towards the heart
    they stare at the stone
    he'll upend the plate of angles;
    she'll upend the plate of angles
    v dashes of mercury
    and asarus alchemy
    will channel v archangels... v archangels

    [chorus i:]
    "in the sun we remember;
    in the planets we forget
    we've come unto a hall and asaru is who we've met"

    huluppu roots are forked
    like veins in a canny hand;
    their leaves have scuttled
    in spiraled force
    a vi fold nova,
    fleurs de lys...
    v cards are placed in the hand of the course.

    [chorus ii:]
    "o' abyssia we recall;
    in spiraled force, they will fall
    man, staff and the silver gilt key shall take us to
    v.i.t.r.i.o.l."

    [mandate of pandemonium (solos: shaftiel):]
    "dreamer!" : "redeemer!"
    "dreamer!" : "redeemer!"
    "dreamer!" : "redeemer!"
    "the abyss!" : "v.i.t.r.i.o.l.!"

    [repeat mandate of pandemonium]

    their universe...
    it's constantly changing,
    and every change in force
    it's constantly dying.
    svaddistthana:
    sakkya-ditti
    rearrange v cards, yet are they lying?

    [repeat chorus i]

    closing verdant curtains
    closure is the apex;
    one curve is the asp,
    but the snake is a path in light
    these twins are emerging,
    geminis still verging,
    yet atu still carries the knife.

    [repeat chorus ii]
  • ing. keskin, sharp
  • simyada, arap alimlerinin büyük katkısı göz önüne alınınca, vitriol’un arapça kökenli bir kelime olması ihtimali de akla gelmektedir. zira vitr, arapça ‘tek ve yalnız’ anlamına gelmektedir. vitriol, bir anlamda tanrılaşmak olarak algılanılanabilir. aynı zamanda, yalnızlaşmak anlamına gelen bu kelime ile şahıs, tanrıyı ve tanrılaşmayı arayışında geniş kitlelerden ayrılacak ve yalnız kalacaktır.
  • damitma ve işçilik kalitesine göre mor yada mavi sonuç verebilecek materyal.hiçbirşeyi altına çevirme yetisi yoktur.ısıtma aşamasında dikkatli olunmazsa alembic çatlatır.
    (bkz: simya)
  • simyanın en büyük arayışı olan altın yaratma yolunda ortaya çıkmış kelimelerden biridir:
    visita interiora terra rectificando invenies occultum lapidem: "dünyanın merkezini ziyaret et ve (onu) arındır, gizli taşı bulacaksın"

    ayrıca simyacılar tarafından sülfirik aside * ve farklı sülfür tuzlarına verilen genel isim.

    bakır sülfat: mavi vitriol veya roma vitriolü
    çinko sülfat: beyaz vitriol
    demir(ii) sülfat: yeşil vitriol
    demir (iii) sülfat: mars vitriolü
    kobalt sülfat: kırmızı vitriol

    ayrıca konsantre sülfirik aside de yağsı kıvamından ötürü oil of vitriol denirdi.
  • doğru açılımı "visita interiorae terrae rectificando invenies occultum lapidem" olan kısaltma.

    felsefe taşının yani bilgelik'in aslında çok uzaklarda değil, ta içimizde aranması gerektiğini ifade eder. dünya (terrae) ile, anlatılmak istenen içimizdeki (interiorae) dünyadır.
  • simyadaki altın, fiziki altın değildir. özü bakır' dan altına dönüşenin, özünde altını bulanın altın peşinde koşması saçma olur zaten.
  • vitriol simyada kullanılan bir terimdir. latincedeki 7 kelimenin baş harflerinden türetilmiştir: visita interiora (interiorem) terræ (tellus) rectificando invenies occultum (operae) lapidem. bu cümlenin türkçe mealini de bizzat şu şekildedir: “dünyanın derinliklerini (içini) ziyaret et, damıtırken (arıtırken) gizli taşı (felsefe taşı‘nı) bulacaksın.”

    aslında bu basit bir laf cambazlığıdır, burada dünyanın derinlikleri sembolizmi aslında birçok inisiyatik tradisyonda “cehenneme iniş” ya da “yer altına iniş” olarak ifade edilen ritüelik bir terimdir. bu cümlenin altında yatan gerçek mana: “arınmak, saflaşmak istiyorsan, önce bir cehennemi tatmalısın!”.

    felsefe taşı aydınlanmanın sembolüdür, tüm simyacıların en büyük amacı felsefe taşını bulmaktır. bunun için bir çok simya deneyi yürütürler, bir çok maddeyi başka bir maddeye dönüştürmeye, saflaştırmaya çalışırlar. ancak bilirler ki dönüştürdükleri, saflaştırdıkları aslında kendi ruhlarıdır. kendi ruhlarını saflaştırarak felsefe taşını bulurlar, bu taş onlara ölümsüzlüğü verir ve maddeleri de altına çevirir. ancak buldukları gerçekten fiziki bir taş mıdır? burada da bir mübalağa vardır; simyacılar sembolik anlamda cehenneme inerek arınmanın sembolü olan ateşle ruhlarını arındırmış, saf bilgeliğe, ışığa ulaşmışlardır. altın da simyada bilgeliğin sembolüdür. yani felsefe taşı maddeleri değil aslında simyacının kendisini altına dönüştürür, bilgeliğe, ışığa ulaştırır. vitriol der ki: “erkişi cehenneme inmeden, pisliklerinden arınmadan, gerçek acıyı tatmadan o’na ulaşamaz!”.
hesabın var mı? giriş yap