• tolstoy'un okuması oldukça etkileyici ve akıcı olan kitabı. sonu farklı bitsin isterdim belki fakat dirilişin tamamlanması için böyle bitmeliydi. notlar alarak okumuştum, onlardan biri:

    --- spoiler ---

    'tanrı'nın, mutlu olmaları için kullarına bağışladığı evrenin güzelliği, hiçbiri için önem taşımıyordu. yüreği; barışa, uyanışa ve sevgiye yönelten kainatın güzelliği değildi onları ilgilendiren... hayır, onların önemsedikleri, birbirleri üzerinde hâkimiyet kurabilmeleri için gerekli olan hilelerdi.'

    --- spoiler ---

    kitabın içinden olduğu gibi bir alıntı, akla hemen kimleri getiriyor! evrensel ve de her devir için geçerli olan güzel kitap.
  • tolstoy'un hristiyanlığının en tepeye ulaştığını hissettiğimiz eseridir. rus toplumunu, rus burjuvazisini yerin dibine sokar. ceza hukuku ve adalet sistemi eleştirilerinde toplumsal determinizmi oldukca fazla hissettirir. "insanlar bir suç işler ve ceza alırlar ama bu suçu neden işlemişlerdir?" sorusunu o dönemde sormuş ve bu sorunun cevabını da determinizm ile açıklamıştır. tolstoy, insanda iyi ve kötünün tohumlarının olduğuna inanan bir yazardır ve bir insanın karakterinin tanımlanmasını dahi saçma bulur. çünkü şu anki karakteriniz 10 yıl sonra bambaşka hale dönüşebilir, çünkü hepimiz aynı sudan oluşan ırmaklarızdır, suyun yolculuğu ırmağı kişiselleştirir, değiştirir, dönüştürür.

    peki determinizme bu kadar sıkı sıkıya bağlı olmalı mıyız? elbette hayır ve bunun cevabı da nehludov'da. nehludov, vicdanının sesini dinlemiştir. çünkü vicdan, içimizdeki o en derin ses bize doğru olanı söyler. aslında kitapta vicdan, adeta tanrının bir yansıması olarak ele alınmaktadır. hristiyanlığının en uç noktaya ulaştığı, hatta dinler üstü bir anlayışa ulaştıği nokta da burası.

    kısacası kitapta; tolstoy'un dünya görüşünün temel yapı taşlarını "vicdan" ve "determinizm"in oluşturduğunu söyleyebiliriz. başladığı gibi bitse benim için "savaş ve barış"tan daha keyifli bir eser olurdu.
  • scottie pippen'ın patrick ewing'i poster yaptığı smacı ararken başlığına denk geldiğim tolstoy klasiği.

    edebi eserlerle ilgili düz yorum yapmayı sevmem, kaba tabir kullanmayı hiç sevmem ama sonu tam olarak bok gibidir, daha uygun bir tanım da yoktur.

    --- spoiler ---

    tüm hikaye boyunca özbenliğini arayan, bol bol vicdan musasebesi yapabilen, aklını kullanan, macerası boyunca fakir halkı, devrimcileri falan sevmeyi, saygı duymayı başarabilen zengin, üst tabaka mensubu prens nehludov hazretlerlerinin aradığı cevapları din ve din kitabında bulması son sayfalarda eserin türünü komediye çevirmiştir. ana karakterin gelişimi ile sonucu alaksız olmuştur.

    yanlış hatırlamıyorsam hikayenin sonlarına doğru ateist bir amcayla tanışır ana karakterimiz. bu adam dini, tanrıları falan kesin olarak yok sayar ve kişinin kendisinin tanrı olduğu, sadece kendisine inanması gerektiği gibi şeyler söyler. söylemleri etraftakilere sert geldiği ve sözlerini sakınmadığı için deli der geçerler bu amcaya. oysa nehludov'un tüm hikaye boyunca tanıştığı yüzlerce insan arasında en akıllısı da budur. nehludov ise farklı farklı fikir sahibi, siyasal suçlardan mahkum devrimcileri dinleyip, tanıyıp onların her birine saygı duymuşken, o da bu amcayı pek ciddiye almaz. gidip incil falan okuyarak başladığı yerin bile gerisine gider. zaten güzelim katyuşa'yı da samedov mudur nedir ona bırakıp, dıral dede'nin düdüğü gibi kalır. tam bir hayal kırıklığı karakterdir yani.

    --- spoiler ---
  • tolstoy 100 yil once donemi, toplumun her zerresini elinde bulunduran kurumlari özgurce eleştirebilmiş. bu bile müthiş bir şey dönemin şartlarına göre.
    başyapıt demek bile beni utandiriyor.
  • 41. sayfada olmama rağmen çok etkilendim. giriş cümlesinden belli kitabın kalitesi. editliycem.
  • tolstoy amcamın bundan tam 120 yıl önce yayımladığı bu romanı son bir senedir gittiğim her tatile, her yolculuğa yoldaş ettim. bir kitap ki kapağını kapatıp 2 ay okumasanız, kitabı açtığınız anda sayfaların arasından nehlüdov, bir camın kenarında ellerini düşünceli düşünceli arkasına bağlamış, son derece şık kahverengimsi bir frak içinde o bembeyaz soylu teniyle kendi iç sorgulamalarını yaparken aniden yakalanmışçasına size bakıyor. kesinlikle bir baş yapıt. siyasal otorite, hukuk sistemi, din, özeleştri herşeyi tadında harmanlayıp sunmuş tolstoy amcam, leziz bir edebiyat şöleni. ancak kişisel dirilişin tamamlanmasını incilden alıntılarla sağlamış olması ben de biraz memnuniyetsizlik yarattı gibi.
  • yoğun iş temposu sebebiyle 2 ayda bitirebildiğim olay örgüsü ve bitmek bilmeyen karakter tasvirleriyle su katılmamış bir rus romanı.
  • tolstoy hukuk sistemine derin bir analiz getirerek yazmış bu kitabı. okuduktan sonra bazı şeyleri sorgular hale geliyorsunuz. birçok hukukçu da okumalı bunu.

    ---spoiler'---

    kitabın sonunda katyuşa'nın diğer adamla evlenmesi, onu tercih etmesi beni pek şaşırtmadı zira kitabın başından beri nehlüdov hapse her geldiğinde ona onunla evlenmek istemediğini belli ediyordu. nehlüdov'un inadı fazla uzun sürdü, sırf geçmişteki hatasını telafi etmek için onun için uğraştı fakat sonunda istediğini elde edemedi, bunun böyle olacağı da belliydi. katyuşa'ya zamanında yaptığın kötülükten dolayı kadın yıllarca bambaşka biri haline gelmiş. eski saf kız yok ki artık. evrilmiş. hayata küstürmüşsün, 10 yıl sonra da çıkıp ben iyi biriyim, değiştim, senin için uğraşıyorum, evlenelim demek de ütopik hayal. yine de onun için uğraşması hiç uğraşmamasından daha iyiydi.
    rusların o zamanlarki hukuk sistemi, hiyerarşisi, sistemi de aynı şu an ülkemizdeki gibi. bu evrensel bir şey sanırım. torpiller, rüşvetler, yalanlar, insanlara yapılan eziyetler...

    ama hapse giren sanki herkes masummuş gibi görünmesine de karşıyım. aralarında sırf düşüncelerinden ötürü girenler, bunu hak etmiyor elbette. veya sistemin bozukluğu yüzünden ölmek üzereyken hırsızlık yapan insanın da içeride olması doğru değil. fakat bazı insanlar da gerçekten hırsız olmak için var. yani kuru ekmek çalan insan ile çok büyük paralar çalan insanın yaptığı hırsızlık aynı safhada değerlendirilemez. birincisi sistemden fakat ikincisi karakter bozukluğundan.

    yolda yürüyen insanların sıcaktan ölüp gitmesi de insanlar tarafından artık olağan hayata bürünmüş. içler acısı. dünya çok zalim, insan hayatı bu kadar değersiz olmamalı.

    ----spoiler bitti.----

    içinde mantıklı çıkarımlar olan, bakış açısını değiştirebilecek olan güzel bir eser. fakirlerle zenginler arasındaki adaletsizliğin anlatımı da epey yapılıyor. okunması gerek bana göre.
  • ikinci defa okumakla beraber yaptığı ceza hukuku eleştirileri bende derin izler bıraktı. ancak işin sonucunda herhangi bir neticeye varamadım. sürekli sorulan ve dolambaçlı yoldan cevaplanan sorular konuyu bizlerin vicdanına bırakıyor.

    'gerçek suçluyu, suçsuzdan nasıl ayıracak, nasıl caydırıcı unsurlar geliştirilecek vs.' bunların cevapları muallak.

    --- spoiler ---

    maslova için çok üzüldüm. nehlüdov istediği kadar vicdan yapsın, yardım girişiminde bulunsun gözümde hâlâ basit bir insan. bütün olayların müsebbibi olarak maslova'nın peşine düşmesi ve bu kovalamacanın maslova'yı mutlu etmekten çok kendi vicdanını rahatlattırmak olması kendisinden tiksinmem için yeterli.
    --- spoiler ---
  • hakkında şöyle bir makalesine rast geldiğim tolstoy romanı.
hesabın var mı? giriş yap