wearing the inside out
-
muthis erotik pink floyd parcasi. bestesi de vokalleri de rick wright'a aittir.
-
burada rick wright en önemli besteleri olan the great gig in the sky ve us and them parçalarındaki gibi caza yakın bir yol çizmiştir.
-
-
rick wright'in nefes gibi bir sesi olduğunu bilmemizi sağlayan enfes pink floyd şarkısıdır.
-
the division bell albümünün kıyısında köşesinde kalmış parça. (bkz: rick wright)'ın kendisini hissedebildiğimiz en net şarkı. melankolik tatlı bir esinti... wright yok artık, en azından arkasında bıraktığı bu esinti var. şarkıyı ne zaman dinlesem keşke kendisinin ön planda olduğu daha fazla eser ortaya koyabilseydi diyorum. keşke...
-
aslında şarkının genel atmosferi oldukça karamsar geliyor bana, richard wright'ın öldüğü göz önüne alınınca bu etki 10 kat daha da artıyor tabii.... fakat her ne kadar "from morning to night i stayed out of sight,
didn't recognise i'd become" ve "look at him now, he's paler somehow, but he's coming round, he's starting to choke, it's been so long since he spoke" kısımları insanı derinden etkilese de bu genel hüzünlü atmosferin yerini sonlara doğru biraz daha umutlu bir melodinin alması, insana bir şekilde umut veriyor, en azından bana... ayrıca the division bell'in high hopes ve marrooned ile birlikte en başarılı şarkısıdır kanımca. -
bu şarkıyı ilk dinlediğimde "cohen ne ara pink floyd'a geçti lan?" tarzı bir tepki vermiştim. dünyadaki en özel parçalardan biri olmakla birlikte pink floyd'un gerçek bir vokalle ne kadar daha efsaneleşebileceği ihtimalini de düşünmeden edemiyorum. ronnie james dio'ların, david coverdale'lerin, freddie mercury'lerin kasıp kavurduğu dönemde; tam olarak şarkıcı olmayan david gilmour ve roger waters bence pink floyd şarkılarının potansiyellerinin en zirveye çıkmalarına mani olmuşlar. yani, şöyle rick wrightgibi, ilk albümleri de taş gibi söyleyen biri söyleseymiş... belki de bu senaryoyu aramadıkları için pink floyd efsanesi oldular. aralarındaki çekişmelerden bunlar doğdu. pink floyd şarkılarının coverlarını bu yüzden daha çok seviyorum sanırım. bu müthiş şarkıları taş gibi söyleyen biri illa çıkıyor. mesela; bu siyahi kardeşimiz ve buradaki performans. müzikal seviyelerine bir şekilde çıkılmış, kaç fırın ekmek yediler, hayal bile edemem. ancak, pink floyd şarkıları pink floyd gibi çalınabiliyor. üstüne bir de iyi vokal eklendiği zaman başka diyarlara yolculuğa çıkarıyor.
-
-
bu dünyada böyle bir şarkı nasıl yazılmış'ın şaşkınlığı ve bu yaşımda bunu geç keşfediyor oluşum... en son camel 'ın stationary traveller'ına bu denli kafayı takmıştım.
şarkının hangi detayında bahsetmeli:
beni en çok yakalayan kısmı "self-destructing animal" kısmına müthiş bir uyumluluk içinde koronun girmesi. metaforun muhteşem oluşu. dalgaların şekli... anlayamazsınız. -
en sevdigim 3 parcalarindan biri olur pembe floydgillerin.
cogu kisi sevmese de the division bell albumu de en favorimdir.
golgede kalmasin;
a momentary lapse of reason albumunden de sunlar:
(bkz: learning to fly)
(bkz: on the turning away)
(bkz: sorrow)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap