• biliyorsunuz diziyi ayıla bayıla izliyorum ama 2.sezonda sir philip anthony hopkins'in eksikliği de hissediliyor. açıkçası, hopkins'in yokluğunun diziye adeta mario gomez'in beşiktaş'ı bıraktığı sezonki gibi bir etkisi oldu. üzerine çok oynadıkları thandie newton (maeve) olsa olsa gomez'den sonra gelen aboubakar performansı veriyor. yani ne öldürüyor, ne güldürüyor.

    oyunculuk performanslarının tek istisnası "şimdilik" sadece 02x04'le peter mullan'ın james delos performansıyla oldu ve malum sahnelerdeki oyunculuk gerçekten de 1.sınıftı. ben bu seviyedeki oyunculukları dizide daha çok görmek istiyorum.

    tabii ki ed harris de (mib/william) bazı sahnelerde yılların deneyimi sayesinde gayet iyi ancak maalesef o da bir hopkins değil, çünkü hopkins oyunculukta adeta bir hayvan, adeta bir manyak...

    yani diyorum ki sezon sonunda falan çıksa bi 10 dk. rol kesip gitse ne güzel olur, ne kadar mutlu oluruz kim bilir... ölümsüzlüğe sen de ulaşamadıysan bari flashback'le gel be ford başkan... gerekirse aramızda para toplayıp hbo'ya gönderelim. sonuçta parasıyla değil mi, hopkins transformers'ta bile oynamış adam...
  • --- spoiler 2x5 ---

    o nasıl bir bıçak!

    kadın, adamı hıyar gibi dilimledi.

    --- spoiler 2x5 ---
  • --- spoiler ---

    westworld'deki tüm diyalogları yazan lee sizemore karakteri fena halde kafamı kurcalamaktadır.

    2x5'i izlerken kafama takıldı. şimdi bu adam maeve'in yanında sinsi sinsi takılıyor gibi görünüyor.

    amaaa ister misiniz bu pısırık herif; diyalog yazarlığını kullanarak arkaplanda tüm westworld'u yöneten gerçek kişi olsun*. eğer böyle bir şey varsa gerçekten efsane bir karakter olur.

    sonuç olarak bu adam bütün karakterlerin neler düşündüğünü veya düşünebileceğini, hatta hangi cümleleri kurabileceğini noktası virgülüne kadar biliyor. hostlardan biri onu öldürmeye kalksa, kuracağı cümlelerle rahatlıkla ikna edebilir. yazılımsal olarak müdehale etmeyi bilmesede diyalog olarak hostların dilinden anlayan tek insan.

    --- spoiler ---
  • 2. sezon 5. bölümü, hafızam beni yanıltmıyorsa, izlediğim en kötü bölümdü. bu bölümü ancak klasik uzakdoğu kültüründen hoşlananlar beğenmiştir. ilk defa bir ww bölümünü yarısında kapatıp uyudum. ertesi günü tekrar izledim. gerçekten çok kötü ve sıkıcı bir bölümdü. dizinin en çok bilim-kurgu yanını, ana hikayesini ve gizemini sevmiş biri olarak, bu bölümde bunların hiçbirini göremedim.

    bu bölüm için özet veriyorum;

    --- spoiler ---

    maeve cadı oldu. dolores, teddy'i harcadı.
    teddy'i oynayan james marsden'in poposunu görmüş olduk. ben beğendim, güzel popo.
    başka da bi' halt olmadı.
    --- spoiler ---
  • bu sezon en sevdiğim iki kısım var. ford reyizin çocuk hostlar aracılığıyla mib ile konuşması. diğeri de james delos amcamız. bunlar dışında özellikle 2×5 le beraber dramaya kayan bir gidişatı var hayrolsun.
    not: loganı harcadınız ya alacağınız olsun.
  • 2.sezon 5. bolumu kurgu olarak agir hata vermis dizi. yapilan hata da kucuk degil, bolumdeki tum olay orgusunu mahvediyor. bu standartlardaki bir dizinin bu kadar buyuk bir kurgu hatasi yapmaya hakki yok. hata cokca yazildigindan dile getirmiyorum.

    2.sezonda bir performans dusuklugu var maalesef. ilk 5 bolumden 4.bolumu begendim cok. ölümsüzlük temasi guzel. 4. bolum hakikaten nirvanalik bir bolum bence.

    --- spoiler ---

    bernard in timelinelari... kafa karistirici yapalim diye ugrasilmis; hata olarak algilanabiliyor. magaradan iceri girdikleri uste elise ile gezerken 'yaninda degilim simdi di mi?' gibilerinden bir sey diyor ama aslinda orada. yani iki tane bernard var orada; gecmiste olan bernard + gelecekte hatirlamaya calisan bernard. demek ki sonra bir daha gidiyor bernard oraya. hata degil belki izlemedigimiz sahne var demek ki orada. ya da belki tek bernard var gelecegi hatirliyor orada. cunku bernard o anlamda god modeda. gecmis, simdi, gelecek yok; her zaman dilimi var beyninde. tam olmak istedigim sey.

    --- spoiler ---
  • westworld 2.sezon baş döndürücü bir hikaye anlatımı ile n'oluyor lan dedirtiyor bana.

    --- spoiler ---

    öncelikle yukarıda okuduğum bir kaç entry'den hakkını vermek istediğim peter mullan 'ın oyunculuğu konusu var ki... ilk sezon ben hopkins'ten öyle bir performans görmedim sanırım. bilemiyorum, hopkins'in rüzgarı yeter tabi ama, mullan 'ın 2x4 'teki performansı gibi bir performansı bu günden sonra hopkins'ten görebilir miyiz? emin değilim açıkçası. yine de 2. sezonda da olsun isterdim. dolaşan dedikodulara göre ise flashback'ler ve cgı marifetiyle gençliğine dönüş olacakmış...

    benim son bir kaç yıldır nerde izlesem hayran kaldığım, jimmi simpson konusunda beklentilerim büyüktü ki kendisi mib 'in gençliği çıkarak beklentilerimi karşıladı bile. jimmi'yi daha çok görmeyi umut ediyorum. adamda anlatılmaz bir şey var. karizma olabilir ama anlatılmayan hali.

    maeve konusunda çok konuşmaya gerek yok, hastasıyız ve hastası etmeye devam edecek. belli bir standardı var ve altına düşmeden gidecek o.

    beni 2. sezon asıl şok eden ve keşke daha çok konuşsa, daha çok görsek, daha çok, daha çok durumuna getiren en birinci oyuncu/karakter simon quarterman/lee sizemore 'dur. herşeyden önce tatlı bir hümoru olan nadide karakterlerden. insan be dedirtiyor her konuştuğunda. hele maeve ve hector 'un fingirdemesine yüzünü buruşturup, what the fuck diye giydirmesi ve programının sınırlarını aşan her host'a that 's not supposed to happen tarzı reaksiyonları beni benden almaktadır.

    dolores ısınamadığım bir karakter baştan beri. en sevmediğim hikaye dolores 'in hikayesi diyebilirim. saniyeleri sayıyorum geçsin diye.

    timeline'ler konusu biraz zorlayıcı ama sanırım hepsi yerine oturacak. ya da tam yerine oturacakken sezon finali yapacaklar.

    --- spoiler ---

    aklıma sürekli birşey geliyor.şeytan diyor aç baştan sona tekrar izle tüm bölümleri ama o kadar zaman yok. lanet hbo şu diziyi netflix gibi sezon halinde versen ya..
  • başıma bir iş gelmeyecekse, ikinci sezonunu çok daha fazla beğendiğim dizi. özellikle s2e5 muhteşemdi.
  • beyin yakan filmlerin senaryo yazarı jonathan nolan'dan bir dizi başyapıtı 10 üzerinden 10
    ,
    viking.game of thrones, breaking bad, true detective, prison break hepsini izledim hiç bölüm kaçırmadan sıkı takipçisiyim ama westwordün değeri bambaşka. izleyin izlettirin şunu özellikle belirtmek isterim westworld her dizi severe hitap etmeyebilir ama benim için tek kelimeyle muhteşem bir dizi, bilim kurgu sevenlere şiddetle tavsiye edilir. muhteşem bir sezon izlettirmiştir, film tadındaki sezon finaliyle gönüllerimizde taht kurmuştur yeni sezonu halat ile çekmekteyiz.bilmeyenler için; westworld 1973 yapımı olan filmden dizi olarak çekilmiştir bu filmin devamı olan futureworld 1976'da çekilmiştir. bu iki filmide izlemeniz tavsiye edilir.

    insan olma deneyimini yaşayan varlıklar olarak her yerde yansımalar arıyoruz. aslında içimizde var olan bilgilere kendi kendimize (henüz) bakamadığımız için aynalar arıyoruz. ayna bazen bir başka insan, bazen bir kitap, bazen de bir film ya da dizi olabiliyor. özellikle neyi deneyimlemeye geldiysek ondan etkileniyoruz. kişisel olarak idrak sınırlarımı zorlamamı sağlayan, tam manasıyla ufkumu genişleten, çok etkilendiğim bir avuç diziden biri oldu westworld.westworld her ne kadar ismini ve ana konusunu 1973 yapımı bilim kurgu filminden alsa da benim nazarımda “yapay zeka” filmi ile “13. kat” filminin bir karışımı. yani “insan nedir?” ve “gerçek nedir?” sorularına cevap arıyor. yapımcıları ve senaristleri bu ağır sorular için birer otorite desek abartmış olmayız. varoluş felsefesi çoğunlukla kitaplarda değil hayatın içinde şekillenmiştir tarih boyu.çocukluğumdan beri güzel hikayeleri severim. hayal gücünün gerçek dünyayı nasıl alt ettiğini görmek, insan zekasının kendi kendini yenebilen bir şey olduğunu anımsamak haz verir bana. ben bu tip yapımları seviyorum. seyrederken beyni çalışmaya zorlayan, şaşırtan, düşündüren ve anlatılanı anladığın an müthiş haz veren yapım sayısı fazla olmayınca, benim için ayrı bir yere sahip bu dizi. seyrederken beynin ne kadar katmanlı bir yapı olduğunu hissettiriyor bana. bu diziden aldığım zevki en son interstellar'dan alabilmiştim.

    ilk bölümlerde senaryoda açık yakaladığımı sandığım, şu niye böyle oldu, bunun şimdi şöyle olması gerekti dediğim her boşluk ilerleyen bölümlerde cevabını buldu. bu açıdan da memnun kaldım westworld'ten. ayrıca dizi ilerledikçe anthony hopkins'in her repliğinde insanlığımıza dair yapılan eleştirileri de çok iyi buldum. doğru söze ne denir.
    westworld birinci sezon final bölümünü henüz bitirdim. emin olun daha bir dakika bile geçmedi. çocukluğumdan beri içimde olan ve güzel bir öykü ile karşılaştığında varlığını hissettiren o heyecan uzun zamandır böylesine üst bir noktaya çıkmamıştı sanıyorum. uzun zamandır böylesine başarılı bir hikaye ile karşılaşmamıştım. dizi şu haliyle öylece bırakılıverse dahi televizyon tarihinin en muhteşem işlerinden biri olarak anılır fakat anlatabileceği, senelerce bizi mest ederek anlatabileceği daha çok hikayesi var. bekliyoruz.dizinin fikir babası jonathan nolan ile ford’u çok benzetiyorum birbirine. her ikisi de muhteşem hikayeler yazıyor ve hikayelerini anlatmak için alışılmadık yollar seçiyor. ford’un hikaye anlatmak için devasa bir tema parkı kurması gibi jonathan nolan da muhteşem hikayelerini televizyonda anlatıyor. tarihin gördüğü en kaliteli tv işlerinden biri westworld daha ilk sezonuyla bunu garantiledi. bu muhteşem işin arkasındaki jonathan nolan’a saygı duruşunda bulunmayı ihmal etmeyelim.
hesabın var mı? giriş yap