• hiç işim olmaz ibraniceye tahammül dahi edemiyorum.
  • netflix seçeneklerinde dili ingilizce olarak da değiştirip izleyebilirsiniz.

    üzgünüm ama beğenmedim. açıkcası çok övüldü bu dizi, ben de bir merakla oturdum. bir bölüm gittin, iki gittim, üç gittim.. sonra gidemedim.
    belki hikayeye giremediğimden olabilir.

    bir röportajda, oyuncular da hikayenin sürekli farklı zaman dilimlerinde geçtiğinden bahsetmişler. hikaye de çok fazla zaman aksı var. konunun içine girip sürekliliğini sağlamak kolay olmuyor. fazla kasvetli, fazla depresif.

    karakter tanıtımları da karışık. ibranice, türkçe gibi, hint-avrupa dillerine nazaran daha zor fonetiği ve alışılmadık seslere sahip. bu yüzden yabancı biri için daha da zorlaşıyor. ilk bölümü orjinal dilinden seyrettikten sonra, ingilizce seslendirmeli devam ettim, daha rahatladım.

    hikaye iyi olabilir. sıradan ve klişe gibi gözüküyor ancak senaryoyu diyaloglarla çok beslemişler. dolayısıyla, her diyalogta karakterlerin farklı yanlarını görebiliyorsunuz.

    ben devam etmeyi düşünmüyorum. benim için pek geçer not almadı maalesef.

    6/10
  • --- spoiler ---

    2018 yılından beri keshet 12 kanalında birinci sezonu gösterilen ve 9 bölümün ardından 10. bölümüyle sezon finalini yapan israil yapımı aksiyon-drama dizisi. 2019 itibariyle netflix'de de gösterime giren ve omri givon tarafından yaratılan dizi, fauda tarzı bir yapımdır ve oldukça beğenilmiştir. dizinin başrollerinde tomer capon, ninet tayeb, michael aloni, nadav netz, moshe ashkenazi, vanessa chaplot ve adam meir gibi oyuncular yer almaktadırlar. yapım, 2018 yılında canneseries uluslararası festivalinde en iyi dizi ödülünü de kazanmıştır. son olarak, dizinin imdb.com puanı 7,6/10.

    konusu
    acı şekilde ayrı düşmelerinden yıllar sonra, 4 eski israil askeri, yeniden bir araya gelir ve öldüğünü sandıkları bir sevdiklerini bulmak için kolombiya'ya giderler.

    netflix resmi sitesi - https://www.netflix.com/tr/title/81021294

    imdb.com - https://www.imdb.com/title/tt8220344/

    trailer - https://www.youtube.com/watch?v=airvzlypxdw

    --- spoiler ---
  • çok güzel bir hikaye. ben iki günde tüm bölümleri izledim. burada bu kadar az yorum almasına da şaşırdım açıkçası. travmatik bir olay yaşayan 4 asker dostun 9-10 sene sonra bir kez daha operasyonvari bir yolculuğa çıkması ve geçmişin hesaplaşmasını yapmasını anlatıyor dizi. derinlikli karakterler ve heyecanlı bir olay örgüsü var. bence bir şans verin.
  • --- spoiler ---

    ilk gözlemler şöyle;

    - yapım, amir gutfreund'un aynı adlı romanından uyarlanmıştır.

    - fauda'nın boaz'ı (tomer capon) ölmemiş, bu diziye transfer olmuş!

    - israil yapımı olan dizi, haliyle ibranice olarak çekilmiş. eski bir dil ama bu tarz yapımlara kesinlikle yakışıyor. ayrıca kolombiya'da geçen olaylar nedeniyle ispanyolca konuşulan sahneler de epey fazla. ingilizce ise dizide çok az yer bulan üçüncü dil konumunda.

    - ilk bölümde askeri/istihbarat temalı bir dizi gibi başlayan hikâye, sonradan 9 yıldır öldüğü düşünülen yael'in fotoğrafının şans eseri kolombiya'da bir yerel gazetede görülmesiyle gizemli bir hâl alıyor ve dedektiflik filmlerine uygun bir kıvam yakalıyor.

    - ikinci bölümde yael'in ormanda yaşayan gizli bir tarikata katıldığı bilgisiyle, dizi, bambaşka bir nitelik kazanmaya başlıyor ve merak düzeyi iyice artıyor.

    - dizinin çekimleri, senaryoya uygun şekilde, tel aviv (israil) ve bogota'da (kolombiya) yapılmış.

    - dizide özellikle aşk ve arkadaşlık temaları ön plana çıkıyor.

    - dizide flashback sahneleri oldukça yoğun ve iyi kullanılmış.

    --- spoiler ---
  • (bkz: zaman kaybı)
  • tüm sezonu birkaç gün içerisinde izlediğim akıcı bir aksiyon dizisi. netflix'in izlediğim ikinci israil temalı dizisi ve fauda'yı olduğu bunu da beğendim. ayrıca ibranice diline merak duyduğumdan olsa gerek kendi orijinal dilinde izledim ve bu karakterlerin tonlamalarını daha iyi anlamayı sağlıyor. dizinin en başarılı olduğu konu ise kesinlikle; cast. oyuncu seçimleri hayli başarılı. fauda dizisinden de tanıdık yüzler vardı. ikinci sezon hikâye nasıl ve nereye evrilecek tahmin etmek zor ancak kesinlikle izlemeye değer bir dizi olduğunu düşünüyorum.
  • başarılı bir yapım.
    hikayenin başlangıcından itibaren bölümler ilerledikçe geriye, karakterlerin geçmişteki farklı zamanlardaki anılarına giderek bilgiler vermesi kafa karıştırıyor, bağı koparıyor
    gibi eleştirilmiş ama bence yerinde ve doğru anlara montelenmiş. hikayenin geçtiği dönem uzun olduğu için bu çok normal.
    hikaye kendini merak ettirerek yürüyor.
    baymıyor, merak dozunu hep aynı tutuyor.
    farklı memleketlerin hikayeleri, anlatımları anlamında izleyeni tatmin ediyor.
    neksfilişteki güzel içeriklerden biri.
  • yeni başladığım dizi. amerikan dizilerinden sıkılanlara önerilir. ibranice öğrenmek için izlediğim başrol oyuncusunu görünce (bkz: fauda) oynayan boaz olunca sevindim. aaaa boaz ölmemiş dedim. konusu hoş tipik israil dizisi. aşk, askerlik ve sevgilinin ölmesi içeren dizi. bu konular her israil dizisinde oluyor.
  • taze taze bitirdim ve içimdekileri kusmaya geldim.

    --- spoiler ---

    aşağısı komple şfoyler, ona göre.

    aviv: sen süzme bir loser'sın. takımını yanlış yönlendirip hizbullah'a kayıp verdirtmiş, sonrasında da kafayı yedim ayaklarına yaeli'ye köpek çekip kızın kolombiya'ya siktir olup gitmesini sağlamış tıynetsiz, yetersiz, kaybeden bir kancıksın. hayatını borçlu olduğun kişi dotan'dır, adamı hava alanında ilk kez gördüğünde ne alaka, bu nerden çıktı demiştin ya, yattığın yerde uyuyama e mi, a ibine.

    yaeli: kadınların efendi adam yerine piç, hatta bu durumda mal olanı tercih etme durumu. ilk baş dotan'la görüş, sonra yüzsüz gibi aviv'in mekanına git, adam "kankamla görüşmüşsün, bizden olmaz, yakışık almaz" diyince de "21. yüzyıla gelirsen haber et" bik bik diyip siktir oluyorsun. ayrıca bu nasıl bezginliktir ki, soluğu kolombiya'da almışsın, sen tam bir malsın yaeli. sen de yattığın yerde uyuyama, ama evladının yüzü suyu hürmetine sana çok laf etmiyorum, anasın.

    dotan: serinin kaybedeni. sen güzel bi ailede doğmuş, boylu poslu adamsın. hadi askerden yırtmadın da, tel aviv'in en taşaklı yerlerinde işini gücünü eline al, şehit arkadaşına burs bile bağla ama kardeşlik ayağına bu ayak takımıyla bağları koparma, yakışmadı. al işte olan sana oldu, civan gibi, dağ gibi delikanlı gitti kolombiya ormanlarında şehid düştü. ne için? götü boklu junkie yaeli ve beta aviv için. neyse, canın sağolsun, delikanlı adammışsın, iş güç var demedin, ikinciye şehid olacağını bile bile kolombiya'ya gitmekte tereddüt etmedin, aviv ibnesine rağmen.

    benda: serinin dotan'dan sonra kaybedeni olmasına ramak kalmıştı ki, rab güzel eşinin hatrına onu o ormandan bacağından yemesine rağmen çıkardı. yatsın kalksın badi'si idf zamanında sıhhiyeci olan dubi, aviv maviv denk gelseydi çoktan o da dotan ile börtü böceğin içinde şehid düşmüştü. sen git kendini iğneci hayatından kurtar, gül gibi sevgilinle kendi yağında humus mumus kavrul, kankalarım geldi ayağına düzeninden ol. olacak şey değil. bir kere, adamlar yaeli'yi aramaya geldiklerinde seni siklememişler, sen de diye hanımı arkada bırakıp elde tüfek ormana dalıyorsun. mal mısın oğlum sen? neyse ki rab yüzüne güldü, bas götünü otur bogota'da dükkana devam et, bir daha da israil'den kimseyle görüşme.

    dubi: grubun çakma yobazı. yobaz bir ailede büyüdüğü için yaeli'nin israil'den siktir olup gitmesinde payı var diye düşünüyorum. hatta, yaeli'ye "öldü" dedirtmek için dotan'dan para istemesi bile ne kadar zayıf, ezik ve beta bir karakterde olduğunu kanıtlar nitelikte. eminim ki, yaeli bulunsaydı ve israil'e getirilseydi "kıçını başını açıyorsun, annemin dediklerini dinlemiyorsun, acaba başıma kim bilir ne işler daha açacaksın" diye düşündüğünden bile eminim. beta bir karakter olduğu için en ufak tehlikede polise ötmüş ve grubun gereksiz bir şekilde zayıf halkası olmuştur. böyle mallar karısına dahi yalan söylemekte beis görmez, sabah namazına diye kalkıp çiçek sulayıp yatarlar. serinin aviv'den sonra en katıksız or.. neyse ağzımı bozmayayım.

    maria: 2 gr toz için yüzük takası yapan benda'yı alıp, bok çukurundan çıkmış, gül gibi bir lokanta kurup humus falan yollarını bulurken, birden benda'nın kankalarının çıkagelmeleriyle, bu hanım kızımızın hayatının içine edilmiş ve bu hanım kızımız kendini karakollardan sevgilisini toplarken, komiserlere laf anlatırken bulmuştur. benda'ya "senin evin artık benim" derken bile ne kadar hamiyet ve izan sahibi biri olduğunu anlıyoruz. serinin net kazananlarından. hem kankaları siktir etti, hem benda'yı güvence altına aldı. seviyoruz böyle yan rollerdeki alfa kadınları.

    ronen levinger: sen ki, roma döneminden beri sürgün yaşamış bir milleti temsilen bogota'ya bu fakir yahudi halkın vergileriyle memur olmuşsun, bu millet seni bakıp beslemiş, senin oralarda uğraştığın şeylere bak. hakim bir babanın oğlu olman hapsi boylamana ve zehirlediğin (yahut zehirlenmelerinde aracı olduğun) israilli gençlerin her biri için hesap vermeni engellemeyecek. keşke en sonda seni de parmaklıklar ardında görseydik, içimin yağları erirdi. ulan katıksız orospu çocuğu senin neyine escobarcılık oynamak. işbirliği yaptığın kişiler de polis aq, kendi teşkilatını satan sana neler yapmaz, mal.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap