• halen türkiye pazarına gir(e)memiş fakat şu anda dünyadaki beş global pazarın dördünde faaliyet gösterebilecek kadar büyük uluslararası bir beyaz eşya şirketi. türkiye'ye henüz adım atamamasında arçelik'in başarasının etkili olduğu söylenir.

    edit: üniversitede derslerden görüp görüp buraya yazdığım bir entrymiş bu. yoksa whirlpool ne .mına koyayım. zannedersin beyaz eşya sektörünün lider kuruluşlarında pazar araştırmaları danışmanlığı yapıyorum. peh. kimbilir daha neler yazmışımdır böyle de, hatırlamıyorum işte.
  • markanın en önemli özelliği patent sahipliğidir.
    çok güçlü bir arge alt yapısına sahiptir ve geliştirdiği özellikleri taklit edilemez olarak tescil eder.
    bir altıncı his teknolojisi vardır. basit bir teknoloji olsa da hiçbir marka kullanamaz. markasını kalitesinin yanı sıra diğerlerinden farklı olmaya kurgular. altıncı his teknolojisinde kiri ölçen çamaşır ve bulaşık makineleri deterjan, su ve sıcaklık ayarını otomatik yapar. bunu birkaç dakikada bir tekrarlayarak tüm kaynakları minimum düzeyde kullanmayı başarır. buzdolapları da yine bu teknolojiyle dolabın içini değil ürünleri soğutur. sabit ısıda kalan ürünlerin daha gec bozulmalarını sağlar. dolap kapağı açıldığında açık kalma süresini, içeri giren havanın miktarını ve ısısını dolabın kapak açılmadan önceki ısısıyla oranlayarak içerideki ısıyı düzenler. manyaktır yani. "şimdi bana bu kadar girdiyse şu kadar da çıkması lazım" hesabı peşindedir.
  • 1999'da akmerkez'de panolarının olmasının hikmeti, "küçük amerika" diye namını duydukları türkiye'de o dönemde şanslarını denemek istemiş olmalarıdır. "ulan biz büyük amerikada en büyüğüz. küçük amerika ne ki?" dierek ortama yalın kılıç tek başlarına dalmış, piyasayı sallayacaklarını umarken el sallayıp çekip gitmişlerdir.

    ne demiş şair "burası türkiye! yok öyle!". abd'dekinden ve avrupada'kinden farklı bir pazar karşılamıştır burada kendilerini. hedef olarak ne halta benzediği akmerkezden belli olan a plus tüketici kitlesini kendine seçen whirlpool türkiye'de markanın adını bile duymamış a pluslarla karşılaşmış. eh istanbul'un en büyük değişimlerinden biri de bu değil mi zaten? kapitalin tüm dünya genelinde olduğu gibi elit kesimin elinde olduğunu zannediyorlardı sanırım. halbuki "kıroyum ama para bende" bu toprakların lafıdır.

    whirlpool elit marka mıdır? hayır, ama para ve zevk sahibi kişilerin markasıdır. yani deyim yerindeyse beyaz eşyanın ferrarisidir kendisi. sadece parası olandan ziyade ne aldığını bilen tüketiciyi hedefler. dolayısıyla whirlpool'un türkiye'ye ilk gelişi fiyasko ile sonuçlanmıştır. tabii türkiye'nin taksitli satış sisteminin cenneti, hala geçerliliğini koruyan senetli satışların mekanı olduğunu da bilememişler. dünyada perakende satışta türkiye'nin en önemli farkının bayi kanalları olduğunu da idrak edememişler. "türkiye'de marka değil, yüz yüze ilişki satar"ı geç keşfetmişler.

    sonuç itibariyle sütten ağızları yanmış, tekrar gelirken yanlarına bir bilen olarak vesteli almışlar. "abi türkiye şok güzel, şiş kebap, raki, bogaz şok güzel. bi yol yordam göster be abi" diyerek vestel'le işe girişmişler. vestel'de zanussi'ye giderek "abd'den markam geldi, boşaltın bayimi" diyerek italyan'ı gönderip abdli yerleştirmiş dükkana. mutlu mesut satmışlar.

    gökten üç elma düşmüş. biri kristal elma, whirlpool reklamlarına. biri çürük elma anjelikli vestel reklamına. diğerini de ben yedim. dağılın şimdi.
  • ing. anafor, girdap.
  • lise son sınıfa geçtiğim yaz aylarında, vestel mağazası elemanıyken satabildiğim tek marka olarak gönlüme taht kuran beyaz eşya markası. kariyerimi doruklara taşımıştır.
  • sea wolf grubunun güzel mi güzel şarkısı.

    sözleri de aşağıdaki gibi:

    what is this pulling, tugging at me
    limbs so heavy, dragging me down again
    ınto the depths of cold blue water
    but don't believe me, i swear this isn't me
    i just want to feel the sunlight
    warm and soothing on my naked skin
    so i'm hoping this cold blue water
    scrubs me clean

    oh my one, swear i'm trying
    what good would it do lying
    oh my one, swear i'm trying
    what good would it do lying
    saw something i the shadows
    tricked me into the shallows
    saw something in the shadows
    tricked me into the shallows

    what is this pulling, tugging at my
    limbs so heavy dragging me down again
    so i'm hoping, this cold blue water
    scrubs me clean and spits me out again
    because i just want to feel the sunlight
    warm and soothing...

    oh my one, swear i'm trying
    what good would it do lying
    oh my one, swear i'm trying
    what good would it do lying
    saw something in the shadows
    tricked me into the shallows
    saw something in the shadows
    tricked me into the shallows
  • bugün türkiye'den çekilme kararı alan amerikan firmasi.
  • yakın geçmişte italyan indesit'in %60 ını 1 milyar $ a satın almışlardı. ındesit in türkiye operasyonları ise manisa'da ki beyaz eşya fabrikası ile üretim ve yurtiçi pazarda hotpoint ve indesit beyaz eşya markaları ile satış ve pazarlamadan oluşmakta.

    whirlpool aldığı karar doğrultusunda iç pazardaki beyaz eşya satış ve pazarlama operasyonunu durdurma kararı aldığını duyurdu. maliyetlerin yüksek olması en önemli sebep olarak gösteriliyor. fakat pazar payının yıllardır yatay bir seyirde izlemesi ve satış-pazarlama yönetim kademesinin başarısızlığı bence en büyük sebeplerden biri.
  • bundan 12 yıl önce ankara’daki spotçulardan peşin ve gayet uyguna whirlpool bulaşık makinesi almıştım. evlendiğimde aldığım ilk makine buydu hatta. ne tuzunu koydum ne başka bir şeyiyle ilgilendim. tüm uyarı ışıkları hala yanıyor. bok gibi kullandım açıkcası. bu 12 yıl boyunca değiştirmediğim tek makine bu oldu. bir kere servis yüzü görmedi.

    bakın bu yıllar içinde 3 kere elektrik süpürgesi değiştirdim, 2 ütü aldım, 2 çamaşır makinesi aldım, bir buzdolabı değişti, 3. filtre kahve makinesini kullanıyoruz. tek değişmeyen makine bu. satışı olsa yine gider aynı modeli alırım. aslında almam. bozulmadı ki ehehh.

    not: modelini de yazayım bari. belki yurt dışından biri alır, üretimdeyse. whirlpool aaa class adp 4600 bulaşık makinesi
  • bunların arc 8140 model bir buzdolabına sahiptim. sahip olduğum süre boyunca 3-4 kez arızalandı. arızası da derin dondurucu bölmesinin aşırı buzlanması ve çalışmayı kesmesi. bu marka ile vestel ilgileniyor. çağırıyoruz servisi adamlar zaten buzdolabını görünce uzaylı görmüş gibi bakıyorlar. çözümleri "iki gün fişini çekin, buzları erisin çalışır" yahu onu bende biliyorum. sen bana kalıcı çözüm söyle. veya ne bileyim şuyu bozuk, buyu bozuk de. eritiyoruz buzları, çalışıyor meret. tabi buzdolabındaki her şey çöpe.

    en son geçen sene bu sefer üst bölme soğutmamaya başladı. yine geldi servis. bu sefer "bunun kartı yanmış" diyerek beni şaşırttılar ama şaşkınlığım kartın 1500 tl olması, stokta bulunmaması, yaklaşık bir ay termin süresi olması ve hatta belki de temin edilemeyecek olması ile daha da arttı. lan yazın ortasında bir ay buzdolabı olmadan yaşanabilir mi ? velhasılı kelam küfür ede ede gittim yeni buzdolabı aldım.

    sonradan araştırdım. bu kart sorunu, bu modellerde kronik durumdaymış. aynı sorundan onlarca şikayet var internette. ayrıca kart zaten temin edilemiyormuş vs. şuan buzdolabı depoda duruyor. müsait bir zamanda getirin lan bunun kartını ipneler deyip, kart sipariş edeceğim. temin edemeyecekleri için de tüketici mahkemesinde dava açacağım. bakalım el mi yaman bey mi yaman göreceğiz.

    aslında yazdıklarıma baktığımda sağlam bir rezalet çıkarmış gibi geldi bana. neyse bu markayı ve yancısı vestel'in mallarını kapıdan içeri sokmayın. almayın, aldırtmayın.
hesabın var mı? giriş yap