• ingilizce fonetik alfabesinde (bkz: havacilik alfabesi) wtf'in soylenisi.

    (kaynak: rakip sozluk urban dictionary)
  • guzel filmdir.

    buna baya bi geyik, afganistana gonderilen bi amerikan gastecisinin basindan gecenleri konu edinen, sulu sakalarla maskaralikla eglence sunmayi amaclayan bi filmdir diye basladim ancak, beklentimin tam da disinda bi filmle karsilastim..

    savas politika vs kismi mumkun mertebe fimlin belkemigi degil, ki cok dogru bi secim olmus..

    muazzam bi film diil evet ama, tina fey in de hatrina gayet keyifle izlenior.. guzel hos.. iyidir yani izleyin..
  • film gerçek hikayeye dayandığı için ilgi çekiyor, genel hatlarıyla ortalama izlenebilirliği var, bazı sahneler gerçekle çok yakın.
    öte yandan netflix'te her yayında olduğu gibi bunda da bazı tercüme hataları var.
    gazeteci askere soruyor birliğinin adı ne diye "india 3-5" diyor asker, ama çevirmede "hindistan bölüğü" diye geçiyor.
    hayır filmin adı bir kere uluslararası fonetik alfabeden geliyor.
    whiskey "w" , tango "t" , foxtrot "f"
    india'yı hindistan diye çevirmek nedir?
    hoş çavuş olan rütbeyi de yüzbaşı diye çeviriyorlar ki o da başka bir komedi.
  • başta tina fey olmak üzere oyuncu kadrosunun iyi performansları sayesinde kendisini izleten, vakit geçirmelik bir komedi filmi. fragmanlardan filmin tamamının komedi olduğu, hatta afganistan savaşı (işgali demek daha doğru olur) üzerine bir komedi olduğu düşünülüyor. ben öyle düşünmüştüm. bir gazeteci, afganistan'a gider ve oradaki adaptasyonu (daha doğrusu adapte olamaması) üzerinden mizah kasılır ama yönetmen ikilisi sıradan bir komedi yapmak istememişler. komedi olarak başlayan film drama doğru yol almaya girişiyor ama neyse ki drama yaklaşmadan duruyor. sulu bir komedi değil. ilk artısı bu. fakat güldürmüyor da. tespitleri en fazla gülümsetiyor. eh bunu da yapamayan komediler de var deyip çok kurcalamıyorum mizahını. ikinci artısı afganistan'a gidip milliyetçilik kasmamaları, propaganda yapmamaları. siyasete girer gibi yapıp neyse ki sonra bundan vazgeçiliyor. üçüncü artısı, oyunculuklar. tina fey rolünün hakkını vermiş. margot robbie'yi ve martin freeman'ı izlemek gene güzeldi. robbie gene güzelliği ve aksanıyla büyülüyor. alfred molina ve bob thurnton da kısa sürelerinde filme tat katıyorlar. ingiliz molina'nın sakallarına rağmen afganlı birisi olduğuna inanmak zor ama çok kurcalamayınca sahnelerinden keyif almak mümkün. tina'nın karakteri dışındakiler ise o denli iyi yazılmamışlar. robbie'nin karakteri daha da derinleştirilmeliydi. mizah fena değil ama zaman zaman fazlasıyla bilindik espriler yapılıyor. özetle; fazla sıkmadan izlenen bir film. tamamı komedi değil, bazen ciddileşiyor. ciddileşince de sıkıcılaşıyor. kaçırılma olayı gerekli miydi tartışılır.
  • az önce izlediğim film. artı - eksilerine bakalım:

    artılar:

    + gerçek. insanlar gerçek, olaylar gerçek. bildiğim kadarıyla bir kitaptan yararlanılmış. her hollywood filmi gibi dramatize edilmiş hali. yoksa kimsenin sikinde olmazdı afganistan'da görev yapan bir habercinin anıları.

    + olayın geçtiği yere göre çok fazla ölüm, çatışma sahnesi yok. daha çok sokaktan manzaralar gibi..

    + sokaktan manzaralar gerçekten güzel. yani kendinizi afganistan'da hissediyorsunuz.

    + filmde bir kere "turkish" kelimesi geçiyor. haha bizim için beleş reklam (bayrakları asmalık)

    + farklı bir bakış açısı olarak bu tür toplumlarda aslında "ezilen" kadınların bazı sahnelerde nasıl şeriat ile özdeşleştiklerini, şeriatı korumaya çalıştığını gösteriyor. kesinlikle doğrudur diyemeyiz ama farklı bir bakış açısı olması benim dikkatimi çekti.

    + tina fey ve hobbit olan adam var. hobbit'in adı önemli değil ama tina fey önemli bir aktör. bir de harley quinn var. güzel kadın.

    eksiler:

    - öncelikle filmin tam bir konusu olmadığını belirtmek lazım. bitirdiğiniz zaman "ee ne oldu şimdi" demeniz muhtemel.

    - filmde sanki "copyright" sorunu varmış gibi. agacım gerçekte filmin sonuna "kim baker şöyle yaptı, ian şöyle yaptı, şu kanserden öldü" gibi şeyler yazarsın değil mi? bu filmde o yok.

    - copyright sorunlarına devam ediyorum. bu olaylar gerçekse neden "footage" yayınlamıyorsun? olaylar sırasında araya 3-5 saniyelik orjinal görünleri yayınlasalardı bence daha akılda kalıcı bir film olurdu.

    - filmi izle, unut. 3-4 gün sonra hatırlamazsın. hatırda kalıcı hiçbir şey yok.

    - kadın aldatılıyor. 2 gün sonra en güvenilmez kişi ile sikişiyor. klişe.

    - sürekli partiler, müzikler, içkiler havada uçuşuyor.

    - filmi çeken kameraman göz zevkinden anlamıyor. tina fey'in incecik dudaklarına neden sürekli zoom yaparsın amcık? fetiş mi bu...

    izlenir mi? = evet.
    aile filmi mi? = hayır.
    arşivlik mi? = eh, olmasa da olur.
  • türkçe'ye viski tango fokstrot diye çeviren çevirmenin ta açık mert korkusuz.

    wtf'nin uluslararası kodlama olarak söylenişi bu amk.

    film güzel. afganistan''daki yaşam hakkında bazı fikirler verdiğini düşünüyoruz; ta ki filmin son 15 dakikasına kadar. kurban kesilen bir pazarın içinden geçilirken, esas kızımızın afgan rehberi diyor ki: "ramazan bitti, kurban kesiyorlar". 1 -ramazan değil o, kurban bayramı. 2- kurban bayramında "kuzu" kesilmez, koç kesilir.

    afgan kadınların hayatına bir parça değinse de; kabil etkisi denen 10 üzerinden 4'lük kadınlara yoklukta 10 verilebileceğini öğrendik.

    ve de hiç şaşıtmayan bir şekilde, yobaz savcının amerikan dilberi yatağa atmak için çekmediği numara kalmadığını gösteren film.
  • kafa yormayan, hoş vakit geçirmelik, güzel film.

    --- spoiler ---

    paşa han'ın mekanındaki roketatar, küçük televizyon ve şişe şişe uludağ gazoz üçlemesi çok ilginç bir kombinasyon olmuş. sanki türkiye'ye, silahlı gruplara gazoz gönderirsen seni tv'ye çıkartırız der gibi.

    --- spoiler ---
  • savaş muhabirliği odaklı son derece iyi bir film. başroldeki tina fey çok başarılı. ayrıca margot robbie ile filme biraz espri katılmaya çalışılmış ve bu konuda başarılı sağlanmış. martin freeman de iskoç aksanı ile filme renk katmış.

    whiskey tango foxtrot'ta genel olarak amerika'nın ortadoğu politikası'na karşı eleştirisel bakış seziyoruz. bunun da olayların içerisinden lokal yaşamış birinin hikayesinden gerçekçi bir anlatımla beyaz perdeye aktarılması yapımı etkileyici kılıyor.
  • salt based on a true story yazdığı için seyrettiğim, insan aklını hafife alan tina fey filmi. zamanınıza yazık etmeyin.
  • çok eğlenceli film.
hesabın var mı? giriş yap