*

  • 1927 yılında ankara da halkevi binasında bir konser vermiş. konserden sonra atatürk onu çankayaya yemeğe davet etmiş. ve yemekte türkiyede klasik müziğin temellerini atması için kimi tavsiye edebileceğini sormuş kempff amca da wilhelm furtwangler i tavsiye etmiş ama gustav heinrich ernst martin wilhelm furtwangler işlerinin yoğunluğu nedeni ile gelemeyeceğini bildirip paul hindemithi önermiş.
  • insani piyano ile bu dunyadan koparan melekimsi. beethoven piyano sonat yorumlari, queen elizabeth hall'deki akil almaz kayitlari, sindire sindire caldigi melodiler ve izlerken eseri icsellestirdigini gorebilmeniz muhtesemliginin en buyuk ogeleri.

    17, 22 ve 29 nolu beethoven piyano sonatlari hep kendi kendime soyledigim gibi; buralardan uzak, bulutlara yakin...
    kromatik fantasy ve fugue (bwv 903) ise bach'in kusursuz besteciliginin sekle, hisse dokulmus hali. 5 haziran 1969 kaydi, kusursuzluga, duygusal sinirsizliga yolculugunuzda elinizden tutup goturen binlerce nota arasinda uctugunuza dair hislerle dolduruyor dinleyiciyi.

    yavas tiklayan saatler, bugulanan goruntuler esliginde dogrudan ve en net alginin ses oldugu bir ortamda sizi esir almamasi icin hicbir sebep kalmiyor. kempff, arrau ve brendel olmasa buralar nasil olurdu bilemiyorum.

    soz biter, muzik anlatmaya ve yasatmaya hep devam eder.
  • george frideric handelin sol minör menuet uyarlamasını da yapan piyanist.
    eser gece vakti alır götürür insanı uzaklara , hele piyano da idil biret varsa...
    http://www.youtube.com/watch?v=xxcf8ofgww4
  • ayışığı sonatının daha az bilinen 3. kısmını öyle bir çalmış ki başka ellerden dinlemek istemiyor insan. 1. kısmı artık klişeleşmiş romantik iç geçirmelerle dinlemeyi sevenlerin gözünü açacak güzel bir sol kroşe. tam olması gerektiği gibi. öfkenin, şiddetin, huysuzluğun, sakinliğin yoğrulduğu çanak burasıdır. arada spor olsun diye dinleyin ne olacak.

    http://www.youtube.com/watch?v=oqsulr9fymg
  • sözlükte olaylara iki taraflı bakabilen, zeka ve izan sahibi insanların da olduğunu tarafıma göstermiş bir yazarımız.

    başarılar dilerim...
  • ludwig van beethoven'in tum piyano sonatlarini 2 kere kaydetmistir. bu kayit turlarindan ilki 1951-1956 yillari arasinda mono olarak

    http://www.deutschegrammophon.com/en/cat/4479662

    2.si ise 1964-1965 yillari arasinda stereo olarak yapilmistir.

    http://www.deutschegrammophon.com/en/cat/4777958

    bu kayitlarin ikisi de deutsche grammophon'dadir. aslinda bu iki turun ikisinden de once, 1926-1945 yillari arasinda, bir kayit calismasina daha imza atmistir ancak o calisma bir tur'a evrilmemis, bazi sonatlarin kayitlari eksik kalmistir. bildigim kadariyla o kayitlarin mevcut bir piyasa surumu bulunmamaktadir.

    bu kayit turlari disinda cok az sayida tur harici sonat kayitlari da mevcuttur. ornegin 50'lerde yaptigi mono kayit turunun son surumlerinden birisinde, adi gecen firma tur haricinde yapilmis bir beethoven sonatı no. 8 * kaydina daha yer vermistir.

    bence yaptigi en onemli kayitlardan birisi beethoven piyano sonatı no. 29 icin vai firmasina yaptigi goruntu kaydidir. bu yapitin muhtesem bir yorumcusu oldugu icin bu siyah beyaz ve kimi yerlerinde hatalar olan kaydin cok buyuk bir tarihi onemi oldugunu dusunuyorum.

    https://www.amazon.com/…ammerklavier/dp/b00ugpvtfy/

    yeri gelmisken ayni bestecinin tum piyano koncertolarini ve tum keman sonatlarini da ikiser kere kaydettiginin altini cizelim.

    http://www.deutschegrammophon.com/en/cat/4594002
    http://www.deutschegrammophon.com/en/cat/4594332

    (bkz: #25117270)
  • baska piyanistlerce calinan moonlight sonata'lari begenmememe ** sebep olan efsane. ilk dinledigim moonlight sonata yorumu kendisinin ellerindendi ve o gun bugundur baskalarinin yorumlari kuru gurultuden ibaret gelmektedir. idil biret haric. kempff gibi calar o da. ikisini de cok severim zaten.
  • beethoven piyano sonatlarını yorumlama yeteneği, hakettiği üzere, deutsche grammophon'un çıkarttığı complete beethoven edition'ın piyano sonatları kısmını tamamen kapsatacak derecede hakikatliylen, goldberg varyasyonları kaydı, bence, kelimenin tam mânâsıyla yer yer katliamlar içermektedir.
  • ''...alman piyanist wilhelm kempff (1895-1991) halkevi'nde 1927 yılında verdiği konserin ardından çankaya'ya davet edildi. geç yenen bir akşam yemeğinden sonra cumhurbaşkanı, alman misafire reform programını anlattı. kempff, öğrencisi idil biret'e bu mühim karşılaşmayı şöyle aktaracaktı:

    ayrıca klasik müziğin batı kültürünün önemli bir parçası olduğunu ve bu yüzden reform programında yer aldığını izah etti. ülkesinde modernleşme hamlesi çerçevesinde klasik müziğe ciddi bir biçimde eğilmek gerektiğini hissediyordu. kemal paşa, türkiye'de müzik alanında da reformlar gerçekleşmeyecek olursa diğer alanlardaki reformların akim kalacağından korkuyordu. nihayet bu hedefe nasıl ulaşılabileceği konusunda fikir ve görüşlerimi sordu:ne tür okullar kurulmalı, hangi kurumlar yaratılmalı, içleri ne şekilde doldurulmalıydı? ayrıca türkiye'de klasik müziğin temellerini atmak için ülkesine davet edebileceği belli başlı müzisyenlerin ve müzik bilimcilerin adlarını sordu. ona tasavvurlarımı aktardım ve bilahare wilhelm furtwängler'e de başvurmasını, klasik müziğin sistemli bir şekilde ülkeye yerleşmesi için gerektiğinde onu da türkiye'ye davet ederek bir organizasyon içinde yardımlarını almasını tavsiye ettim. vedalaşma zamanı geldiğinde bir de baktım ki, konuşmamız hararetli bir biçimde sabahın dördüne kadar sürmüştü...''

    bkz: klaus kreiser- atatürk
  • dinlediklerim arasında en büyük piyanisttir kendisi. atatürk'ün davetiyle ülkemize gelmiş olması onur verici.
hesabın var mı? giriş yap