• en az wirecard kadar onları 2010 yılından beri denetleyen ernst&young denetim firmasını da sıkıntıya sokan skandaldır. iddalara göre (ki e&y tarafından yalanlanmadılar) firmanın 2016-2018 yılları arasında singapur'da, 2019 yılında ise filipinler'de tuttuklarını söyledikleri yaklaşık 1,9 milyar eur'luk nakit için ilgili bankalardan bu rakamı destekleyen nitelikte belgeler temin etmemişler, sadece 3. kişiler ve wirecard tarafından iletilen belgelere göre firmanın mali verilerini denetleyip geçmişler. doğal olarak öyle bir para olmadığı ortaya çıkıp skandal patlak verince e&y bütün eleştirilerin ortasında yer almaya başladı. denetim firmalarında işe girenlere ilk öğretilen hususlardan biri olan finansal kuruluşlara ilişkin bilgilerin ilgili kurumların resmi yazılarıyla teyit edilmesi ilkesinin ihlal edilmesi e&y'ın başına büyük bela açacağa benziyor.
  • öyle böyle bir sahtekarlık değildir. adamlar bildiğin yalan (bkz: scam) üzerine sistem kurmuş.

    öncelikle bu abiler sürekli satış yapıyormuş gibi tahsilatı olmayan, hatta hiç olmayacak sahte gelir kayıtları oluşturmuş. yani alacaklar hesabını ve dolayısıyla bilançoyu şişirmiş, dönem karını olmayan rakamlar üzerinden yüksek göstermiş. bu da tabii hisse değerini etkilemiş. gelsin yüksek ratingler, gelsin yeni paralı hissedarlar.. bütün bu işlemler şirketin işlem hacminin büyük kısmını kapsayan 3 şirket üzerinden yapılmış. neyse, malum, herkes bizim gazeteciler gibi abuk subuk haberler vermiyor, dünyada gazetecilik yapanlar da var. financial times, bir içeriden bilgi veren (bkz: whistleblower) ‘a dayandırarak şirketin 17,5 milyarlık değerlemesinin sakat olduğunu ‘19 ortasında afişe etmiş.

    şimdi burada duralım çünkü bu wirecard yıllardır denetlenen bir firma. raporlarını elbette okuma imkanım olmadı ancak denetim raporu görüşünde bu konuya değinseydiler, daha samimisi, bu olayı görebilseydiler olay çoktan patlardı. bu “sözde” denetçi aslında finansal raportör arkadaşlar bir mutabakat yapmayı akıl edememişler. daha doğrusu etmişlerdir de şirket yönetimi kendi evraklarıyla ve olmayan bankalardan mutabakatlarla tamamlayıcı kanıtlar sunarak bunları çok güzel uyutmuş. nedense bunların aklına da direkt bankalarla temasa geçmek gelmemiş galiba.

    devam edelim. ft haberleri sonrasında teftişle görevlendirilen başka bir denetim firması olayı araştırmaya başlamış. 6 aylık araştırma sonucunda yönetimin o paranın aslında filipinlerde bir bankada olduğunu söylemesi, bu banka kayıtlarına dair ekstreler sunması cabası. çünkü o 2 bankaya direkt ulaşan yeni denetçilere ilgili bankalar öyle bir hesap ve tutarın olmadığını, ekstrelerin de sahte olduğunu bildirmişler. yanisi böyle bir satış da, alacak da, kar da yok diyorlar. bunca zaman ses etmeyip bira höpürdetmekle meşgul alman finansal supervizör kurumu pazar ve hisse manipülasyonu için soruşturma başlatıyor. sonra almanyanın en taşşaklı avukatlarından biri wirecarda dava açıyor ve herkes panikle parasını çekmeye çalışırken şirket hisseleri 1 bira değerine düşüyor.

    bu olay şirket yönetimi ve yöneticileri kadar denetçi firmaya da yazar. yazması gerekir. artık dünya çapında 4 büyükler denilen firmaların baskıladığı ve olayın denetimden daha doğrusu (bkz: assurance) ‘dan finansal raportörlüğe evrilmesi durumu bir son bulmalı. bakalım önümüzdeki günler bize ne gösterir, ben yeni bir (bkz: arthur andersen) vakası öngörüyorum.

    böyleyken böyle.
  • skandalın böylesine önemli olmasının sebebi, wirecard'ın içinde bulunduğu sektörün tanımı.

    normalde bir market zincirinde böyle bir olay yaşansa, yani muhasebe defterlerinde gerçek dışı bir kalem tespit edilse, en fazla cfo, belki ceo'ya kadar uzanacak bir ceza/istifa süreci işletilir, şirket varsa cezayı öder, yönetim kurulu bir özür mesajı yayınlar. ardından da bu özür samimi bulunursa, şirket de hisse de yoluna kaldığı yerden devam eder. yahut edebilirdi diyelim, daha doğru bir tabir.

    fakat wirecard'da böyle olması zor, zira şirket "güvenli para transferi" gibi nazik bir alanda çalışıyor. artık herkesin aklında şu soru olacak: muhasebe kayıtlarında bile hile hurda yapan şirket benim transaction'larımda dürüst hareket eder mi?

    dolayısıyla, bugün şirket hisselerinin fiyatladığı şey "aaaa ne tu kaka işler yapılmış, hadi içimizdeki çürükleri bulup ayıklayalım" değil, panik ve güven kaybından dolayı ticaretin kesilmesi, dolayısıyla cash flow, yani nakit akışı'nın bozulmasıdır.

    bundan bağımsız olarak, hisse hareketlerinde bist'te uygulanan aşağı ve yukarı yönlü günlük limitlerin neden kötü bir önlem olduğu da bu skandalda görülür hale geliyor. serbest piyasada malın değerini bulması için bu tür limitlerin kalıcı olarak uygulanmaması gerektiğini düşünüyorum.

    wirecard skandalında %10 limiti işleseydi, tüm hissedarlar haftalarca "satabilecek miyim, hangi fiyattan satabileceğim" paniği yaşayacaktı.
  • herifler 1.9 milyar euro'yu kaybetmiş. dizel skandalından sonra almanya'daki en büyük ekonomik skandal bence.

    hissesi 100 küsür euro'dan 15'e düştü. çünkü hissedarlar 12 milyar civarında prayı geri çekti.

    hile hurda ile bir yere gelemessiniz, biz hep bunu söylüyoruz.

    https://www.sozcu.com.tr/…gozaltina-alindi-5890584/

    not: wirecard almanya'nın en büyük ilk 30'undaydı.

    edit: hisseler şu an 1-1.5 euro'dan işlem görüyor. bir bira parası yani.
  • yaklasik bir bucuk sene önce ayrildigim sirket. zamaninda ayrilmisim diyorum, su an cok kötü durumdalar. almanya'da hemen herkes bu konuyu konusuyor, hisseler cakildi, isine gecen hafta son verilen eski ceo markus braun göz altina alindi, ödeme sistemi altyapisi sagladiklari bircok isyeri (merchantlar) anlasmalarini iptal etme karari aldi, isimleri wirecard'la anilsin istemiyorlar haliyle. calisanlara yasanan bu krizden dolayi finansal birkac önlem almak zorunda kalabiliriz diye olasi isten cikarmalarla ilgili sinyal verdiler.

    öte yandan 1.9 milyar euroluk bu olmayan kalemin sadece 2019 icin degil, önceki yillardaki bilancolarda da kullanildigi yani uzun zamandir devam eden bir suc oldugu konusuluyor.

    bakalim önümüzdeki günler ne gösterecek
  • bugün iflas basvurusu yaptilar, dogrudan iflas ettiler demek yanlis olur, kalan varliklari icin finansal koruma almak icin de basvurmus olabilirler (orada calisan arkadaslarim o amacla basvuruldugunu söylüyor en azindan). öte yandan bu sürecte kasayi bosaltmalari da olasi tabii.

    ıflas basvurusu duyurusu

    cok yakin arkadaslarim hala orada calisiyor, onlar icin üzülüyorum, bu isle hicbir ilgileri yokken su an linkedin'den falan linc yiyip dislaniyorlar. üstüne bir de isten cikarilma kaygisi eklendi, cogu zaten bizim gibi ülkelerden gidip calisan türk, hintli, arnavut, burgar falan, yeni is bulamazlarsa calisma izinlerini de kaybedecekler.
  • wirecard kuruldugundan bugüne kadar olan önemli olaylari, özellikle 2019 basindan beri olan olaylari görebileceginiz zaman akisi icin ft
  • fintech piyasasına yeni girecek arkadaşlar için ibretlik bir öyküyü barındırır.
  • rakamlar söz konusu olunca enron'dan küçüktür ama daha büyük skandaldır.
  • an itibariyle iflas etmis firmanin skandalidir. dax 30'da boyle dolandirici bir firmanin oldugunu gordukten sonra, borsalara guvenim kalmadi. sanirim too big to fail firmalarin disindaki firmalarin hissesini almak hataymis. hissedar arkadaslara ve firmanin calisanlarina gecmis olsun.
hesabın var mı? giriş yap