wolfgang amadeus mozart

• (bkz: soylenmesi garip bir haz veren kisi isimleri)
• bir deha olmasinin yanisira, sakaci ve cocuk ruhlu bir adamdi. bir keresinde kiz kardesiyle odada otururken gurultulu bir sekilde gaz cikarip kardesinin disarda patlayan bisey oldugunu sanmasina neden olup kikir kikir gulup egleniyordu.kim bilir bu kadar guzel eserler yaratabilmesinin bir gizli nedenidir belki cocuk ruhu. cok genc goctu gitti, o baska. nadir nadi'nin dostum mozart adli kitabi guzeldir.
• (bkz: #7895103)
• dahi deli uzaylı
• kendisi hakkında sağlam bilgiler edinmek için: http://www.mozartproject.org/
• deli dahi çocukmuş filan falan anlamam, dinlerim. delileri dinlemekte fayda olduğunu söylemiş miydi size kimse? (parmağıma bir t notası takılmış bak, ne tesadüf..)
• bassoon concerto in b kadar anlık mutluluklar yaşatan bir seye rastlamak zordur. huzur içinde yatsın dahi amcamız.
• borazancibasidır.
• dengesizdir ama, iyileştirici yan etkileri de yok değildir.
  
  1 kasım, 2005
  http://news.bbc.co.uk/…ertainment/music/4395122.stm
  ne mutlu mahkumum diyene.
  (ara: f tipi)
• cocuklugu boyunca yaptigi uzun yolculuklardan hic hoslanmamis, bir cok üstün yetenegi erkenden kesfedilen cocuklarin aksine , kendine müzik disinda da hayli hareketli bir oyun hayati kurmus - billardo ve kagit oyunlari bagimlisiydi- muzip, etikete önem vermeyen , parayla iliskisi her zaman problemli, argo seven, kirik bir kalp ile ölen "super star".
  saatlerce süren piyano alistirmalarinin , herkesin seyretmeye geldigi bir ufaklik olmanin, uzun süren sikici ve monoton yolculuklarin arasinda her seyden bir oyun cikarabileceginin en güzel örnegi, erken dönemlerinde, büyük olasilikla bir fransa yolculugunda yazidigi ufak eseri das butterbrottur (opus kv6 c.27.09).
  
  o dönem kuzenlerine yazdigi mektuplardan da anlasilacagi gibi fransa’da yenecek bir sey bulamadigindan yakinir. belki de bu özlemle, ufak bir piyano parcasi ile bir dilim tereyagi sürülmüs ekmegi anlatir. bicagin ekmegin üzerindeki inis cikislari, tereyagi kabindan bicakla siyrilan tereyaginin ekmege sürülüsünü, uyandirdigi istahi, hem özlemle hem de neseyle oyuncu bir uslupla anlatmak da sadece mozart' in aklina gelebilirdi zaten.