• sikeceksin okumam üzerine çok ilginç düşüncelere daldıran kadındır. swinger dediniz tamam dedik de ulan bu nedir dedim bir an. neyse silmekmiş. kadını silin.

    debe editi: beklemiyordum. bu entry debeye girdiyse daha da freuda sapık demeyin.
  • hortlatmayın şu başlığı lütfen bak rica ediyorum lan, insan her gördüğünde yanlış okur mu yahu. istisnasız her gördüğümde yanlış okuyup ne yavşaklar var diyorum kendi kendime sonra ulan yine aynı başlık diyip kendimi teskin ediyorum.

    yaran değil ama yanlış okumalarda ilk sıraya bunu koyun.

    debit: başlığı açan her kimse çok eğlendiği kesin. hangi anlam üzerinden gidersen git amacına ulaşan nadir başlıklardan.
  • esimden annesini silmesini asla beklemedim, oyle birsey istemedim, fakat

    gelin size biraz kendimi ve benim kaynanayi anlatayim.

    * evlenmeden coook onceleri ileride evlenirsem esimin ailesiyle hele de annesiyle cok iyi gecinecegimi dusunurdum. hepimizin bekar oldugu o zamanlarda boyle dusunen bir tek ben vardim. diger kiz arkadaslar kaynanalarini 'simdiden' sevmezlerdi. ilerideki esimin anne ve babasi icin daha onlari, daha esimi tanimiyorken 'sizleri henuz tanimiyorum ama umarim her nerdeyseniz iyisinizdir, melekler yaninizda olsun' diye dua ettigimi bilirim. bunda hic abarti yok, boyle biriydim. cunku annem babam boyle yetistirmisti, insani degerlerle, onyargisiz davranilan bir ortamda buyumustum.

    * evlendim, esimin ailesine o kadar hurmet ettim ki kendi anam babam sinir oldu. beni boyle yetistiren anam babam. annem biraz da kiskanclikla 'ne cabuk onlarin kizi oldun' diye sitem eder oldu.

    * kayinvalidemin hicbir arizasini gormedim. ailemdeki herkes gordu, ben gormedim. cunku onu cok sevecegime sartlanmistim. buyutmedik. ta ki nikah arefesine kadar. nikahtan birgun once dank etti. uzun uzadiya anlatmayayim. bana 'sana zirnik deger vermiyorum'u gosterebilecegi her sekilde gostermisti. sakin beni 'dugunde agirligimca altin isterim'cilerle karistirmayin. hicbirsey istemedim. o da yapmasi gerekenin en minimumunu bile yapmadi. basta aileme sonra olaylara sahit olan herkese rezil oldugumu bilin yeter.

    * dugun stresidir vs. diye yine onun adina aciklamalar yaparak onu affettim. yanlis anlasilma olmasin, bu aciklamalar onun agzindan cikmis seyler degil, tamamen benim kendi gotumden uydurmalarimdi. onu affetmek icin. hicbirsey olmamis gibi hurmetim tam gaz devam etti.

    * derken guzel bir surpriz yapti hayat bize, bebegimiz olacakti. hamileligim burnumdan geldi desem? o sirada 40 m2 studyo tipi bir evdeyiz, full esyali. cocugun besigini koyacagimiz yer yok. tasinacagiz mecbur. bize bes kurus faydalari olmadigi gibi (beklentimiz de yoktu ve mecbur degiller, biliyoruz) kizinin universite masraflarini bizden bekledigini uc bes akraba araciligiyla bize iletti. karnim burnumda gencler, doktor hamileligimi evde gecirmemi tavsiye ediyor, esim hamilelikten kisa bir sure once isten ayrildigi ve kendine is kurma asamasinda oldugu icin isimi riske edemiyorum. ve kaynanam o durumda bizden para bekliyor. (ha sanmayin ki maddi durumlari kotu, bugun pek cogunuzun hayal ettigi ege sahilinde emeklilik hayati var ya, iste 10 numara 5 yildiz o hayati yasiyorlar. hergun o tekne partisi senin bu yemek organizasyonunu benim, gezme halinde. )

    yani biz elektrik supurgesini mi sonraya biraksak, televizyonu mu diye nasil para yetistirecegimizi dusunurken, akrabalardan telefon alip 'ya kizin da harcligi bitmis' diye soze baslanmasi pek hos olmuyor, buna yemin edebilirim.

    * bu sartlarda sahip olmayi bekledigimiz cocuga, esimin de benim de cok sevdigimiz ve hep 'birgun oglumuz olursa adini x koyalim' dedigimiz isime kaynanam hop oturup hop kalkiyor. atiyorum, 'adem'. asla adem olamazmis, o adem ismini sevmiyormus, nasil onun sevmedigi isimde israr edermisiz, biz adem koyarsak yanina gitmemeliymisiz, elalem ne dermis, herkes demez miymis, 'senin gibi birinin cocugunun adi nasil adem olur?' diye. (cocuk bizim bu arada, konusan herkes onun) biz adem koyarsak o cocuga hidir dermis. yahu kafamizin etini yedi. esim de, annesinin etkisiyle adem isminden vazgecer gibi oldu. iste bu bir kadin icin ese olan guvenin sarsildigi anlardan biri.

    kendi kisiligin var, zevklerin, sevdiklerin, sevmediklerin var. ogluna koymayi cok istedigin bir isim var ve 5 yil bunu dillendirmissin, 'oglumuz olursa adi bu olsun' diye. oglun olacak ve annen o ismi istemiyor, sen vazgeciyorsun. kisiligin, yaptigin, yapacaklarin, 'yaparim', 'yapmak istiyorum' dediklerin annenin iki dudaginin arasinda. karin sana bundan boyle nasil guvenecek? seninle kurdugu hayatta yaptiginiz secimlerin, planlarin saglamligina nasil guvenecek?

    * ben bastirdim, cocugumuzun adini kaynanayi hic sallamadan koyduk, iki isim koyduk, iste diyelim can adem. can da benim sevdigim isim.

    * dogumdan sonra geldi, bir bucuk ay yanimizda kaldi.
    * geldiginde sabahin ikisi falandi. ertesi sabah cocugun doktoruna gidiyorum, o da pesime takildi geliyor. saat 9 falan. geldikten 7 saat sonra, henuz lohusa olan bana ettigi laf su: 'ya ne dusunuyorum, tabi simdi diil de, biraz buyuyunce memeden kesilince bana ver, ben bakicam. 6 ay sende dursun, 6 ay bende dursun.'

    burda gelip 'anaaam anaaam' diye zirlayan erkeklerin tahayyul etmesi icin daha net anlatayim, bebegimi alip 3500 km uzakta (biz almanyada yasiyoruz) kendisi bakmak istiyor. yani cocuk bakma ehliyeti, zekasi ve olgunlugu olmayan, kendi cocuklarina bile bakmamis babaanneniz sizi ananizin kucagindan alip kendisi goturecek, 3500 km. uzakta kendisi bakacak.

    * geldiginin ucuncu gunu sabahin korunde onun telefonda bagira cagira benim dedikodumu yaptigini duyarak uyandim. sabahin korune kadar 6 haftalik kolikli bir bebegi pispislamisim, sabahin 7sinde o aglamaktan yorulup uyumus, ben de nihayet uyumusum, sabahin 8inde kaynanamin sesiyle uyaniyorum.

    * bu ilerleyen gunlerde abartili sekilde devam etti. once salonda bagiriyordu, sonra gelip kapimizin onunde bagirmaya basladi. hadi beni gectim, el kadar bebekten ne istedin, sabaha kadar uyumadi yavrucak, bilmiyor musun?

    * evdeki esyalarin yerini degistirmesini, mutfagi tamamen kendi kontrolune almasini, evime bana gelen hediye paketini kendisinin acip dekoratif birseyse kendisinin yer secip begendigi yere yerlestirmesini, ota boka karismasini, ev telefonumu cep telefonu gibi kullanip, telefon caldiginda arayan bir kadin ismi ise hic bahsetmemesini (benim bir arkadasimsa yani), erkek ismi ise not alip aksam esime 'falanca aradi' diye soylemesini, bana sormadan misafir davet etmesini, bana sormadan 'olur aksama geliriz' diye sozler vermesini (arayanlar bizim arkadaslarimiz, hanfendi kendi odasinda telefona kendisi bakip kendisi konustugu icin benim son dakkaya kadar haberim olmuyor, aksam bir duyuyorum, esimin arkadaslari gelecekmis, kaynanam cagirmis) sorun etmedim. butun bunlari gormezden geldim. nasilsa gidecek diye dusundum, kavga ettirmeye calisiyor, etmicem diye inatla kavga etmedim.

    * cocugun ismi mevzusunu her firsatta bir laf cakma araci olarak kullandi. sirf bana laf cakmak icin uydurdugu hikayelere bakilirsa, mahalledeki ve konu komsu akrabadaki ve dahi ortadogu ve balkanlardaki tum doguranlarin cocuklari erkek olmus, ve o erkek cocuklarin isimlerini benim kaynanam koymustu. cogacayip. sanirsam 40 50 defa ayni hikayeyi anlattiktan sonra artik sevdigi erkek isimleri tukendi ki, direk konuya girdi, 'ben sizin cocugun ismi de su olsun istiyodum. herkes bana dedi ki, aaa nasil senin gibi birinin cocugu...'
    'orda dur' dedim. 'bu senin cocugun degil, benim cocugum bu bir. bir cocugun adini anasi babasi koyar, geriye kalan herkes de ama herkes dis kapinin mandalidir bu da iki' dedim. 'senin herkesin cocugunun ismini bana mi sorup koymus da ben onlara isim begendirecekmisim? senin arkadaslarin biraz hadsizmis kusura bakma.' dedim. kendisine ender cikislarimdan biri buydu.

    * ev telefonumuzu kendi cep telefonu gibi kullandi demistim, yanindan ayirmadan. birgun patronum mail yazdi, beni evden aramak istedi, onemli bir konu icin telekonferans yapmak icin. telefon caldiginda ben bakayim dedim, (yurtdisindayiz, patronum alman, kaynanam cevap veremeyecek haliyle) acikladim. kendi ev telefonuma kendim bakmak icin kaynanamdan izin istedim gencler. ve ev telefonuma kendim bakmak istememe cooook bozuldu. aksamina bu bir kavga meselesi olarak onumuze cikti.

    * her firsatta esimle beni kavga ettirdi. esim de 'annem uzulmesin, annemin gonlu olsun' diye kavga etti benimle evet, cunku anacigi oyle mutlu oluyordu. abarti sanabilirsiniz, kapilarin bacalarin birbirine girdigi bir gecenin sabahinda kaynanam yanima oynayarak 'bu sabah cok neseliyim, cok keyifliyim' diye geldi beyler. esimle sevgililer gibi kikirdesip, sarmas dolas balkonda yildizlara baktigimizda ise bir bahaneyle yer yerinden oynuyordu, bizi kiskandigini ben asla dusunmedim, bunu soyleyenler bizzat kendi akrabalari.

    * butun bunlar viz gelir tiris giderdi, dayanikliyimdir, sabirliyimdir. ama benim icin kaynanami kendi adima hayatimdan cikardigim nokta bebegimi memeden kesmeye calismasi, bunu yaparken de hasta etmesidir. biz o sirada binbir turlu seyle ugrasiyoruz, bir avukat randevumuza cocugu goturemedik, kendisine biraktik. o da bunu firsat bilip cocuga dolapta eskiden kalmis mama vermis, tekrar tekrar soylemistik sakin mama verme, mamayi tamamen kestik diye. meme saatine kadar gelmis oluruz diye de soylemistik. artik mama mi bozulmustu, yok tuvaletten cikarken yikamadigi elleriyle emzigi biberonu soyle bir ovalayip mi vermisti. (kaynar suda beklet dememizi takmazdi hic.) 2 aylik cocuga mikrop kaptirmis. 'bu cocuk hasta' diyorum, 'yok yok biseysi yok, memeyi birakicak, hehehe' diyor. esim de annesinden etkileniyor, 'yok biseysi abartma' diye. cocugumu aldim, 'ben hastaneye gidiyorum, ister gelirsin, ister ananin dizinin dibinde oturursun' diye. cocuk mide bagirsak enfeksiyonu kapmis. doktorlarin cabasiyla memeyi biraktirmadik, kaynanamin hayal kirikligini gormeliydiniz.

    iki aylik cocuga memeyi biraktirip akli sira giderken yaninda goturecekti.

    bir yil sonra yine acti konuyu. kendisi bakacakmis.
    dogurdugum cocugu bana cok gordu sizin anlayacaginiz.
    ne zaman birisi 'aaa annesini nasil ariyo bak' dese, 'annesi diye diil bi kere!' diye agzinda koyardi, anneligime zerre tahammulu yoktu, bugun de yok.

    baska yaptigi, ettigi herseye gulup geciyorum, ama bir anneye kucagindaki 6 haftalik bebegi ben goturucem dersen o unutulmaz iste. bunun arkasini getirirsen o hic unutulmaz.

    kusura bakmayin da, benim anneligime saygi duymayan birisine sirf sevdigim adamin annesi diye hurmet etmek icin bir sebebim yok.

    evimde istemedigimi acik acik soyluyorum. zaten onca yaptigindan sonra gelmeye yuzu de cesareti de yok. ha esime anneni sil demem, ama silerse de 'yok silme' demem.

    bazi anneler silinmeye mahkumdur gencler. benim de bir oglum var. eger sirf kaynanalik yapicam diye bu kadar zivanadan cikacaksam, oglum da beni silsin.

    not: kaynanam, evinde tuzla biberin yerini degistirdi diye kendi kaynanasini kovmustur, bildigin kovmustur.

    ozel ilgi editi: dunden bu yana bircok yazar arkadas mesaj yazmis. acikcasi coook onceden yazdigim bu entry uzerine birgun ansizin bu sayida mesaj almak beni sevindirdi. mesajlariniza tek tek cevap vermeye calisacagim, saolun varolun.

    bircok yazar simdiki durumu sormus:

    kayinvalidem o bahsettigim olaylardan sonra evime gelemedi.
    gelemiyor.
    neden gelemedigini, neden istenmedigini gayet iyi biliyor. kendisi, ailesi, ben, esim, hepimiz biliyoruz.
    icerliyor mu? hem de nasil!
    yazlari en fazla bir hafta yaninda oldugumuzda her firsatta laf sokuyor.
    kendisi gelemiyor, yerine kizini yetistirdi. kizini gondermeye calisiyor.
    evet gensler, bir taneydi iki oldular. kaynana + gorumce ikilisinden bahsediyorum.
    cocugum 6 yasinda. hala cocugumu bana cok goruyor. gorumce kisisini biraksan oglene kadar yatar mesela.
    biz ordayken, cocuk erken uyaniyor ya. ben de onunla uyanip kalkiyorum haliyle.
    tum kotu insanlar gibi, kayinvalidem uyumayan bir tip.
    su uyur, düsman uyumaz sozunun nerden geldigini cok iyi anliyorum. insan ayraclarimdan biri bu mesela. uykuya az ihtiyac duyan insandan, mecburiyeti olmadigi halde sabahin korunde dikelen insandan korkacaksin arkadas.
    ne diyorduk. kayinvalidemi ziyaret ettigimiz tatillerde, cocugum erkenden uyaniyor, onunla birlikte ben de uyaniyorum.
    ve ben erkeklerin cogunlukta, kadinlarin epey azinlikta oldugu is kollarinda, kabullenilme savasi vere vere, cocugumun gelecegi icin tam gun calisiyorum. gidip kicimi devirip 'kocam calissin o baksin' demek yerine, kocamin kazandigi ile de zaten gecinemeyecegimiz icin, problem yapmadan aksamin bi vaktine kadar calisiyorum.

    bir tatilim var, onu da aileyle geciriyoruz.
    peki bu tatilimde napiyor kaynana ve gorumce kisisi?
    benim mutfakta kendilerine kahvalti, yemek vs. hazirlamami bekliyorlar. kaynanam sabahin korunde bizim sesimizi duyar duymaz ayak ucunda kizinin odasina gidiyor. fisir fisir kizini uyandiriyor. kizi cocugumla oynasin, ben de mutfakta kendilerine hizmet edeyim. cocugum kizina baglansin. tek bir tatilimde, cocugumla sabahtan aksama vakit gecirme firsatim yani.

    cok akillilar ya, habire 'senin soslu tavugun..senin makarnan..senin corban..senin kisirin...senin ivirin ...senin zivirin guzel olur, bize yapsana' diye beni mutfaga tikmanin pesindeler.

    ben mutfaktayken, cocuk halasina sarilip cizgi film izliyor. bir sabah cocukla bahcede top oynadim, kahvaltiyi da gorumcem hazirladi diye masayi kafamiza gecirecekti az kalsin.

    cocugun ismini hala kabullenemedi, konu komsu cocugun iki ismini telaffuz etmiyor. sadece kendisinin israrla telaffuz ettigi ismi soyluyor. ben de cocugumun iki ismini birden kullaniyorum. birgun komsunun ilkokula giden, cok bilmis zevzek cocugu bana diyor ki, 'senin cocugunun adi o degil, bu'. ben de diyorum ki, 'hayir canim, yanlis biliyosun', cocuk da diyo ki, 'ama babam oyle diyo'. kaynana ve gorumce kisisi kikir kikir guluyorlar, hoslarina gidiyor.

    taksiye biniyoruz, ben cocugu bir taraftan kapi yanina oturtup kemerini bagliyorum. benim oturmami beklemeden ikisi kikir kikir cocugun yanina oturup beni one atiyorlar.

    aksama kadar fisir fisir fisir bi planlar pesindeler. kaynanam cocuguma sunu diyor 'merak etme yavrum, seni halanla kavusturucam'.
    bu ne simdi?

    esime gore, 'senede bi kere goruyoruz zaten, yutayim, bisey olmaz.'
    ben 'peki bunlar kardesine yapilsa?' dedigimde cevabi, 'o yaptirmaz ki'.

    bu kadar olgunlugun ve sabrin karsisinda kimsenin madalya takmadigini, madalyanin her zaman 'yaptirmayana' takildigini daha guzel idrak edemezdim.

    simdi kaynanam cocukla telefonda konusup diyormus ki, 'yazin halan size gelecek'.
    ben de diyorum ki, 'nah gelecek'.

    kaynanamin evinde yillarca kendi annesi kaldi. esimin babaannesi su anda bakima ihtiyaci oldugu halde ve tek evladi kayinpeder oldugu halde gidemiyor. 'ileride buraya tasindigimda' diye bi cumle kurmus. kaynanam diyor ki, 'aaa kendisi mi veriyomus bunun kararini?'
    bebegim arkamdan baksa 'annesi diye degil bi kere! cocuk 24 saat kimi gorse onu ister' diyen kadin, simdi yolda kecileri gosteriyor, 'aaay bak bak nasil kostu annesine. anne baskadir' diyerek. neden?
    30 sene kendilerinde yasayan kendi annesi öldü, sira babaannede ya. 'o benim annemdi baktim' demeye getiriyor. 'anne baskadir' diyor.
    sozkonusu benim bebegimle anne-bebek iliskim oldugunda, 'annesi diye diil bi kere!' diye cemkiren kadin, anne-cocuk iliskisini simdi anladi(!)
    (parantez icinde babaanneye kurdugu cumleyi de soyleyeyim: 'hastayim diyip durma, haline sukret. annemden iki yas buyuksun, benim annem toprakta, sen yasiyosun'. icinden ölsün diye beddua etmiyosa bisey bilmiyorum. ölsün kelimesinin bicok insan icin agzindan ciktigini duymusumdur.)

    cocugumdan bir kez daha 'hala yazin bize gelecek' lafi duyarsam, o kaynananin da gorumcenin de agzina sicacam, tum sozluk ahalisi sahidim olsun.

    evime nah gelirler gencler. soylenseler de kiclarini da yirtsalar, yazin uc bes gun gorusecegiz, sonrasi herkes evine, herkes yoluna.

    `ozel ilgi editi 2:` arkadaslar, dun (19.05.2018) baslik yine sol frame'de gorunmus epey, akabinde bu entry dikkat cekmis ve bircok ozel mesaj aldim.

    oncelikle hepinize cok tesekkur ederim. bazi arkadaslara cevap yazabildim, fakat herkese cevap yazamadim. su an biraz rahatsiz oldugumdan bilgisayar basinda oturamiyorum cok.

    son durum en son ozetledigim gibi. soylenseler de, kiclarini da yirtsalar, seneden birkac gun gorusecegiz, cunku ne yazik ki, beni 'aileden' gibi goremediler, 'el kizi' olmaktan bir turlu cikamadim. o halde, onlara el kiziyim, esime es, sevgili, yol arkadasi, ogluma anne ve gerektiginde 10 kaplan gücünde ayi pencesiyim.

    beni sasirtan bir mesaj da aldim, erkek bir yazar arkadas ayni durumu esinin annesi ile yasamis. kadin, erkek ayirt etmiyorum, anneler, aileler cocuklarinin evinden, kurmaya calistiklari hayattan ellerini cekmeyi ogrenmeliler. kendi adima, oglum buyudugunde hayatimda baska biseyler olsun diye ugrasiyorum. su anda tum hayatim oglum. bu bir 15-20 yil daha boyle devam edince, farketmeden aliskanliga donusur diye tedbir almak gerektigini dusunuyorum. hem ona destek olabilmek, hem de 20 yil sonraki hayatim adina saglikli yasamayi cok ciddiye almaya basladim. hedefim, oglum kendi ailesini kurdugunda, esimle hayalimiz olan motosikletle japonya, guney amerika falan turuna cikacak kadar fit kalmak. evet, bembeyaz saclarina kartal tuyu takarak motosiklet tepesinde gezen bi teyze gorurseniz o ben olacagim.

    iki cift laf da konuyla ilgili gelsin:
    beyler farkinda degilsiniz fakat esiniz 'el kizi', kardesiniz 'caniniz'. yani kiz kardesinize, ablaniza esleri ve aileleri tarafindan yapildiginda sizi ofkelendiren seyleri esinizin sineye cekmesini beklediginiz icin cikiyor problem. esiniz o zaman hali ile kendi ailesine donuyor, kendi ailesi de olaya mudahil olunca ayikla pirincin tasini.

    burda biz annelerinizi konusurken, sizin icin canini verecek melek annenizden bahsetmiyoruz. gelininin gözünü oyacak bir seytana donusebiliyor o kadin, hah iste, 'sil' denilen o kadin. benim tavrim belli o konuda, dedigim gibi, ben sil demem, silerse de silme demem. ama nasil 'sil' denilebilecek raddeye gelindigini cok iyi anlarim.

    erkeklerin iktidar savasi acik acik kurallar ustunden yurur. kiliclar cekilidir. bilegi kuvvetli olan, savasmayi iyi bilen kazanir.
    kadinlarin iktidar savasi ise dolaylidir, kural yoktur, hersey mubahtir, ve erkekler uzerinden yurur.
    bu yuzden 'ben baskan olacagim' diyen kadin sayisi halen az iken, 'ben baskani tavlayacagim' diyen kadin sayisi haddinden fazla coktur.
    ailenin bir erkegi, bir oglu, bir kadini yatagina aldiginda, ailedeki akraba kadinlar bilir ki, iktidarlari tehlikededir.
    iste butun savas burdan yurur beyler. yani, siz evlendikten sonra o taniyamadiginiz annenizin taninmayacak hale gelmesi iste o iktidar savasinin kizismasindandir. gerisini psikologlar, sosyologlar aciklasin, fakat ogluna asik kaynana falan iste bunlar hep gecmis yillarin dunyaya bir hukumdar dogurdum kafasiyla pasifliginin acisini cikarmaya calisan kadinin kitlesel bilincaltiyla bugune gelmesi, ve kendi annenizde tezahur etmesidir.

    yani, bir yerlerde hangi rolde olursa olsun baskin gelmeye calisan ve bu sebepten cifte standartli davranan biri varsa, bilin ki haksiz olan odur. bu kisi kariniz da olabilir, anneniz de olabilir, kardesiniz de olabilir, kiziniz da olabilir. bir kimse gorumce iken gelinin cocugunu elinden almaya calisan annesine arka cikiyor ise ve kendisi anne oldugunda cocugunu kocasinin ailesi ile hic gorusturmeyecek tiynette ise o kisi haksizdir, kardesiniz olmasi bu durumu degistirmez.

    guclu ve kendini bilen erkek haklinin yaninda taraf tutar, gerekirse kilic kusanir. bak, demiyorum anneni sil veya karini sil. hakliyi haksizi iyi ayirt et diyorum.
  • bekara karı boşamak kolaydır sözünü akıllara getirir. hele bir evlenin, eşiniz anneniz ile anlaşamasın da sonra yapın yorumunuzu. kaynana ne hale getirdiyse kadını artık helal olsun ki resti çekmiştir. evli, yuvasını kurmuş, üstüne bir de çocuğunu yapmış kadını bu resti çekmeye getiren adam önce bir kendini sorgulasın. anasına sahip çıkmak başka şey ama, kadınını ezdirmemek de en büyük adamlıktır.
    bir kere, oğlunun yaptığı seçime saygı duymayan anayı önce oğlu bir sorgulasın. başkaları yüzünden yuvaları dağılan gençler dolu ortalıkta. yahu adam evlenmiş gitmiş kendine yuva kurmuş. sen nerden nereye bu kadar müdahil oluyorsun da adamı ya anan ya ben diye bir noktaya getiriyorsun gözünü sevdiğim kaynanası. kimse kendini kandırmasın. analar oğullarını paylaşamıyor. boşansalar göbek atar. kimse martaval okumasın. pis kaynana.
  • 100. kez yanlış okuduğum başlık her seferinde bu nasıl bilinçdibi aq

    edit: bu entryi girdiğimden beri 23 kez daha yanlış okudum
  • -anne de; oğlum siz mutlu olun da ben başka bir şey istemiyorum demiş.

    bak bak. eminim bu kadın oğluna böyle, oğlu yokken geline cehennem azabı yaşatıyordur. yoksa kimse kimseden annesini silmesini beklemez. anam anam demeden önce bir babaannelerinize bakın en azından. eminim anneleriniz nefret ediyordur onlardan.
  • yaran yanlış okumalara alternatif utandıran yanlış okumalara aday başlık. o neydi öyle ya, ter döktüm yeminle.
  • tartışılacak yanı yok bu tür varoş ilişkilerin, muhabbetlerin zaten ama buraya hışımla dalan erkeklerden ricam olacak:

    iki üç ayda bir bu başlık altında toplanıp ayin yapacağınıza annenizi gün içinde arayın, nasıl olduğunu sorun, onunla arada yemeğe, gezmeye çıkın, sevdiği şeyleri takip edip bütçenize göre hediyeler alın, onu sözlerinizle direkt olarak onore edin.

    annesiyle 14 yaşında ergen genç gibi öflü pöflü konuşan, annesinin telefonunu triple açan, annesi meraklanınca sinir krizi geçiren, annesinin duygusal/cinsel hayatı olmadığına inanan, annesinin neleri sevdiğinden bihaber, bir kere bile zorlama/belli bir amaç olmadan annesiyle gezmeye gitmeyen, annesinden devamlı yemek, çay, temizlik servisi bekleyen, annesine fikir danışmayan ama devamlı ona akıl veren adamlar gelmiş burada "neee anamı mı bırakacakmışım? hemen eşimi/sevgilimi terk ederim. orospufahişekevaşepislikşerefsiz" yazıp duruyor. gerçekten anormalsiniz.

    annesinin değerini bilenler bana mesaj atıp ayar verir şimdi öff. ne yazsak bir kıl çıkıp "bildiğin gibi değil" diyor. tamam sen süper evlatsın. al madalyan. annen çok namuslu, baban öldükten sonra 560 yıl evlenmemiş size bakmış.
hesabın var mı? giriş yap