• aklımı başımdan alan bir şarkıdır bu benim. sözleri açısından tabii. yani, adam bu kadar plan program yapmış. neredeye bütün hayatının anlamının o kişinin evine gitmeye kurmuş. ama küçük bir pürüz var: ya evde yoksa? allahım. o kadar sürünmüşsün sokaklarda. bakkaldan filan bir telefon ediver bari gitmeden, "evdeysen geliyorum" diye. telefonu açan olmazsa gitmezsin sen de, böylece kapının önüne geldiğinde "ya evde yoksa?" tribi yaşamazsın. ha, diyelim ki telefon olayı ters. e canım, gittin evde yok. nereye gitmiş olabilir? bakkala ya da komşuya filan gitmiştir. yarım saat beklersen gelir. ha, asıl kaygı duyduğun mesele o şahsın şehri terketmesi ya da uzun bir süre bulunmaması ise yine acayip bir durum var. o zaman mesele bahsigeçen kişinin o an evde olmaması değil, hayatını değiştirmiş olmasıdır ki, sen bunu bilmediğine göre zaten o hayatın içimde yoksun demektir.
  • ulan keşke müzikten azıcık anlasaydım, o zaman lafa şöyle başlayıp, ''türk müzik tarihinde bir mihenk taşı olan şarkı'' sonra altını çeşitli bilgilerle doldurup üstüne biraz done serpip sonra servis edebilirdim.

    bana göre öyle ama, 89 senesinde yazılmış bu şarkı. akıl alır gibi değil, sözleri müziği hakikaten çok acayip. sanırım sonu olmadığı için bu kadar etkiledi beni. evde miymiş acaba? kavuştular mı sonunda? noolur kavuşsunlar lan, kavuşmuşlar ki olm zaten biliyom ben.

    ''içim ürperiyor, ya evde yoksan'' vay be. gerçi whatsapp falan da yok o zaman tabii, zamanın ruhu mu acaba etkileyen? ay bilemedim valla.

    bu arada mihenk taşı da küçücük sikko bi şeymiş lan, insan büyük bir şey bekliyor.
  • sabahlara kadar içsek sevişsek
    ne ben işe gitsem ne sen ayılsan
    derin bir uykunun dibine düşsek
    kısmı ile 'ulan basıcam istifayı alacam bi büyük yanına da bi ufak, gidicem eve' diye aklıma kötü fikirler sokan bir şarkı. tehlikeli, alkolizme sürüklüyor.
  • ya evde yoksan
    ----------------
    aşkınla ne garip hallere düştüm
    herşeyim tamamda bir sendin noksan
    yağmur yaş demeden yollara düştüm içim ürperiyor
    ya evde yoksan...

    ya yolu kaybettim ya ben kayboldum
    ne olur bir yerden karşıma çıksan
    tepeden tırnağa sırsıklam oldum içim ürperiyor
    ya evde yoksan....

    aşkınla ne garip hallere düştüm
    herşeyim tamam da bir sendin noksan
    yağmur yaş demeden yollara düştüm içim ürperiyor
    ya evde yoksan...

    elbisem gündelik pabucum delik
    haberin olsa da sobayı yaksan
    yağmur iliğime geçti üstelik içim ürperiyor
    ya evde yoksan...

    sarhoşsam kapını çaldığım anda
    saç baş darmadağın açık saçıksa
    bir de ufak rakı varsa masanda içim ürperiyor
    ya evde yoksan...

    sabahlara kadar içsek sevişsek
    ne ben işe gitsem ne sen ayılsan
    derin bir uykunun dibine düşsek içim ürperiyor
    ya evde yoksan...

    ne kadar üşüdüm nasıl acıktım
    ilk önce sıcacık banyoya soksan
    sanırsın şu anda denizden çıktım of içim ürperiyor
    ya evde yoksan...

    yanlış mı aklımda kalmış acaba
    muhabbet sokağı numara doksan
    boşa mı gidecek bu kadar çaba içim ürperiyor
    ya evde yoksan...

    ya yolu kaybettim ya ben kayboldum
    ne olur bir yerden karşıma çıksan
    tepeden tırnağa sırsıklam oldum içim ürperiyor
    ya evde yoksan....
  • menemen yaparim yanina da cay demleriz diyen kadin için yazılmış bir şahane bir orhan gencebay şarkısı;

    "...
    sarhoşsam kapını çaldığım anda
    saç baş darmadağın açık saçıksa
    bir de ufak rakı varsa masanda içim ürperiyor
    ya evde yoksan...

    sabahlara kadar içsek sevişsek
    ne ben işe gitsem ne sen ayılsan
    derin bir uykunun dibine düşsek içim ürperiyor
    ya evde yoksan
    ..."
  • orhan gencebay'ın seslendirdiği; sözleri cemal safi'ye, bestesi orhan gencebay'a ait olan, içerisinde şehevi sözler bulunan şarkı.
  • david lynch filmi gibi şarkı!

    bol ve karamsar tahayyül, vesvese, sokak ismi ve numarası, adamın aklını başından almış, evde olup olmadığı belli olmayan, kapıyı derin bir dekolte, akmış rimel ve ağızda külü birikmiş sigara ile açacak ya da açması umulan bir femme fatale, yağmur, gece, ürkütücü tınılar, orhan gencebay sesi gerilimi, soğuk...

    içim ürperiyor dick laurent, ya evde yoksan!
  • o değilde hacu bu şarkıyı söyleyen herkeste garip şekilde kafayı öne uzatıp sağ sol yapma olayı var ki kim söylerse söylesin oluyor bu. inanmayan denesin.

    ha bir orhan gencebayda olmuyor zira onun pek hareket ettiğini görmedim son 5 senedir zaten.
  • noter huzuru melankoli kayıtları...

    bak kardeşim. olayın şuydu.. aklının ve ruhunun kanatlanması mümkün değildi. çeşitli aracılar kullanman gerekiyordu, biliyordun. orhan gencebay'ı zerkettin damarlarına. o an çalan şarkı odanın giyotin penceresine sıkışmış ruhunu arşa eriştirdi.

    ya evde yoksan!: fetiş kederin paranoyak ifadesi.

    daha ismiyle kavradı seni büyücü gencebay. emniyet kemerini neyleyecektin? . bindin şarkının teleferiğine. yüksekteydin. kellesini uçuruverdin bütün sevinçlerinin..

    “ya yolu kaybettim ya ben kayboldum
    ne olur bir yerden karşıma çıksan
    tepeden tırnağa sırılsıklam oldum
    içim ürperiyor ya evde yoksan”

    duyar duymaz feleğini şaşırdın. allahsız, seni uyarmıştım. aydınlıkla loş ortam arasında, belli belirsiz, ama bütün simgeselliğiyle savrulup duran o bordo perde. ona takıldın. kofti postacı içgüdünü kuşandın. çektin trençkotunu. yağmurlu bir iş günü. o gün işe gitmedin. cepte kanyak. bütün mümkünlerin kıyısındaydın. seni kim tutardı. yağmur, delik pabuçlarından dalıyordu melankolik ayak parmaklarına. dokunmazdı di mi sana koçum. sırılsıklam aşıktın zaten.. pabuçlar delik.. aklın, kalbin, ruhun… delik deşik!

    “elbisem gündelik pabucum delik
    haberin olsa da sobayı yaksan
    yağmur iliğime geçti üstelik
    içim ürperiyor ya evde yoksan”

    pencereye baktın. pencere, aslında ardında yalnızca neleri olmadığını merak ettirecek kadar kapalıydı. o evde yoktu di mi lan? yanlış ev olmamalıydı. kendi ruhunun pusulası, kalp gözünün iziyle belirlenmiş bir patika açtın. nisyan ile malul hafızan, aşkla yaralanmış yüreğin… her şey, bıçakla bileniyordu. ağlıyordun. gözüm benim. ağlıyordun…bu şerefli tekil olayı ne kadar da nefis yaşıyordun sen. aşkının nevsunema macerası nihai kertedeydi. hadi bakalım canlı bomba. al kanyağı, çek kafayı…yalnız olmamanı dilerdim.. şimdi sevişmek vardı bir döşekte onunla. yorulmayan cemal süreya çarşaflarında…

    sabahlara kadar içsek sevişsek
    ne ben işe gitsem ne sen ayılsan
    derin bir uykunun dibine düşsek
    içim ürperiyor ya evde yoksan

    ıssızlığa kürek çekmeliydin dostum. ya da boş ver küreği. sen bu yürek kabarmasıyla yürüyebilirdin hatta suyun üstünde. bekledin. ne perde açıldı. ne dışarı çıktı. muhabbeti seremedin kapı önüne.

    "yanlış mı aklımda kalmış acaba
    muhabbet sokağı numara 90
    boşa mı gidecek bu kadar çaba
    içim ürperiyor ya evde yoksan"

    ben noterim.noter huzuruyum. bu adamın üzüntülü bir adam olduğunu üzüntüyle saptadım. daha büyük bir üzüntüyle belirtmeliyim asla mutlu olmayacağıda kesin.. görevimi tamamladım. gencebay havayolları uçuş kazalarından birini daha gerçekleştirdi. çocuk komada. ben gidiyorum. saptadım saptayacağımı. evime gitmek istiyorum..

    "ne kadar üşüdüm nasıl acıktım
    ilk önce sıcacık banyoya dalsam.."

    bu da şarkıdan benim nasibim..

    taksiiiiiiii!!!
  • cemal safi'nin ne kadar temiz saf bir insan oldugunu ortaya koydugu siiridir..

    demiyor ki, ya evde 2 zenciyle grup seks yapiyorsan.. diyor ki ya evde yoksan.. ya da demiyor ki evlenip coluk cocuga karistiysan.. diyor ki ya evde yoksan.. demiyor ki ya evsahibinin almanyadan gelen oglu yuzunden evden cikarildiysan, portallardan ev baktiysan baska eve tasindiysan.. diyor ki ya evde yoksan..

    belki de abinin zaten gidesi yokmus.. numara doksandan kafiyeli evde yoksan diyip gecivermis..herseyin anlami dusundugumuz kadar derin olmayabilecegi gibi, hic dusunemeyecegimiz kadar derin bi anlamida olabilir tabiki gece gece.
hesabın var mı? giriş yap