aynı isimde "ya istiklal ya ölüm (dizi)" başlığı da var
  • "işittim ki bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyormuş. ben kimseyi zorla milli meclis'e davet etmedim. herkes kararında hürdür; bunlara başkaları da katılabilir.

    ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatıyla buradan bir yere gitmemeye karar verdim. arzu ederseniz hepiniz gidebilirsiniz. o takdirde asker mustafa kemal, mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağı alır, elmadağı'na çıkar, orada tek kurşunu kalıncaya kadar vatanı müdafaa eder, kurşunları bitince aciz vücudunu bayrağına sarar, düşman kurşunlarıyla yaralanır, temiz kanını mukaddes bayrağına içire içire tek başına can verir.

    ben buna and içtim."
  • milli mücadele'nin en önemli sloganlarından biri, saçma sapan içi boş dizi yorumları ile kirletilemez.

    sözlük yönetimi ivedilikle dizi olarak yeni bir başlık açmalı ve burada dizi ile alakalı yapılan saçma sapan yorumları dizi olarak oluşturacağı başlığa taşımalı.
  • "ya istiklal ya ölüm" sözü "atatürk'ün veya değil" şeklinde incelenmemeli. yani adam "ya istiklal ya ölüm" derken, "ekmek bulamazlarsa pasta yesinler" veya "önyargıyı yoketmek atomu parçalamaktan daha zor" gibi özgün bir söz söyleme gayesinde bulunmuyor. tam tersine, "ya istiklal ya ölüm" zaten yüzyıllardır bilinen, tekrar edilen bir mottodur. buna romalı kölelerin isyanlarında da rastlamak mümkün, harakiri yapan samurai'lerde de.

    o halde atatürk'ün bir "çıkarım" olarak dillendirdiği "ya istiklal ya ölüm!" mottosunun neye dayandırıldığını okumak gerek. zaten gelinecek bir tüm'ü olmasaydı, sonucun tek başına anlamı olmazdı, bu da bir aforizma olarak kalmazdı akıllarda. zaten bu söze bakıp "atatürkün değilmiş yea" diyecek kadar tümden gelim yoksunuysanız, nutuk'u okumadan eleştirdiğiniz çıkarımını dile getirmemize pek gerek kalmıyor.

    "temel ilke, türk milletinin haysiteli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. bu ilke, ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleştirilebilir. ne kadar zengin ve bolluk içinde olursan olsun, bağımsızlıktan yoksun bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan yüksek bir davranışa layık görülemez.
    yabancı bir devletin koruyup kollayacağını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. gerçekten de, bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.

    halbuki, türk'ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!..

    o halde, ya istiklal ya ölüm!"
  • anlaşılan birçok ülkede bağımsız olayların akışına göre mücadeleyi şiar edinmiş kişiler tarafından benimsenmiş onur dolu cümle. bugünün dünyasında ne kadar rağbet görür bilinmez.
  • birgün büyük bütçeli bir kurtuluş savaşı filmi çekilirse , sloganı kesinlikle bu olmalıdır.
  • hayat felsefesi olarak benimsenirse kişiyi en ufak sorunlar karşısında bile mücadeleci kılar, azmettirir. sonunda başarı * illa ki gelir.
  • nazım hikmet'i idam sehpasına yollamaya kalkışanların, vatandaşlıktan atanların, "anadolu'da bir köy mezarlığı"nı çok gören saffın şimdi nazım'dan sufle yapmaları, yıldo'nun mevlâna'dan dem vurmaya başlamasına benziyor.

    "ya istiklâl ya ölüm" tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak sözünü sevmeyen toplumların haysiyet mücadelesidir.
  • sivas kongresi'nde "manda ve himaye kesinlikle kabul olunmaz" maddesi tartışılırken bu fikri taşıyanlar adına bir gencin konuşmasını bitirmesi ile birlikte mustafa kemal tarafından söylenmiş o müthiş sözdür. insanın tüylerini diken eder.
  • "bu kararın dayandığı en güçlü muhakeme ve mantık şuydu :

    temel ilke, türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun istiklâlden yoksun millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez.

    yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.

    halbuki türk'ün haysiyeti, gururu ve kaabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!...

    o halde, ya istiklal ya ölüm!

    işte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır. bir an için, bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranacağını farz edelim. ne olacaktı? esirlik!

    peki efendim. öteki karalara boyun eğme durumunda sonuç bunun aynı değil miydi?

    şu farkla ki, istiklali için ölümü göze alan bir millet, insanlık haysiyet ve şerefinin gereği olan bütün fedakarlığı yapmakla teselli bulur ve hiç şüphesiz, esirlik zincirini kendi elleriyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete bakarak dost ve düşman gözündeki yeri bambaşka olur.

    sonra, osmanlı hânedan ve saltanatının devam ettirilmesine çalışmak, elbette türk milletine karşı en büyük kötülüğü işlemekti. çünkü, millet her türlü fedakarlığı göze alarak istiklalini kazanmış olsa da, saltanat sürüp gittiği taktirde, bu istiklale kazanılmış gözüyle bakılamazdı. artık ,vatan ve milletle hiçbir vicdan ve fikir bağlantısı kalmamış bir sürü delinin, devlet ve milletin istiklâl ve haysiyetinin koruyucusu mevkiinde bulundurulmasına nasıl göz yumulabilirdi?

    halifeliğin durumuna gelince, ilim ve tekniğin nurlara boğduğu gerçek medeniyet dünyasında gülünç sayılmaktan başka bir yanı kalmış mıydı?

    görülüyor ki, verdiğimiz kararın uygulanmasını sağlayabilmek için daha milletin alışkın olmadığı bazı konulara dokunmak gerekiyordu. ortaya atılmasında, kamuoyu bakımından büyük sakıncalar doğuracağı sanılan hususların dile getirilmesinde kaçınılmaz bir zaruret vardı.

    osmanlı hükumeti'ne, osmanlı padişahına ve müslümanların halifesine başkaldırmak, bütün milleti ve orduyu ayaklandırmak gerekiyordu."

    (bkz: nutuk) - birinci dünya savaşında anadolu'nun durumu ve kurtuluş çareleri
hesabın var mı? giriş yap