• persepolis'ten geliyor: "ben de atatürk gibi yapacağım, iran'ı modernleştireceğim ve ondan bir cumhuriyet yaratacağım."
  • two guys a girl and a pizza place isimli dizide, sharon'dan kaçmak isteyen pete, paris uçağında yanındaki kadına neden başka bir yere değil de paris'e gidiyor olduğunu anlatmaya çalışmaktadır. tam bu anda "türkiye'ye de gidebilirdim ama dillerini bilmiyorum ve şu ğğğğğhhhhh (arapça ve fransızcadaki gırtlak seslerini çıkarmak için abartarak böğürür) seslerini çıkaramıyorum" gibi bir şeyler söyler.

    işin komik kısmı, gittiği ülke olan fransa'nın dili olan fransızca'da bu sesler varken türkçe'de böyle bir ses bulunmamaktadır.
  • - rick dostum işine karışmak istemem ama bu senaryoda bahsedilen türk biraz saçma olmuş. istersen değiştir, senaryonun bütünlüğü açısından yani.

    + yok yok bilerek yaptım onu. seviniyorlar filan. daha bir dikkat kesiliyorlar filme, hiç değiştirmeyelim çekelim öyle.

    caps
  • lost - benjamin linus, bir çölde uyanır, kendine doğru yaklaşan eli silahlı tiplere bi kaç dilden sonra türkçe olarak " türkçe biliyor musunuz? " diye sorar.
  • karakter sınırı olmaksızın; içinde, türklerle alakalı herhangi bir yargı ya da bizzat bir türk barındıran yabancı dizi, film ve kitaplar şeklinde özetlenebilir.

    the usual suspects - herkesin ölümüne korktuğu ve bir efsane haline gelen kayser soze , bir türktür.

    how i met your mother - robin, bacaklarındaki kılların uzadığından bahsederken, bir türk lezbiyene benzediğini söyler.

    morias enkomion seu laus stultitiae (deliliğe övgü) - kitapta, "türkler ve yeryüzünün dörtte üçünü kaplayan şu sayısız barbarlar, doğru dine girmiş olmakla övünürler, boş inanç sahibi alçak kimseler saydıkları hristiyanlara tepeden bakarlar." pasajına yer verilmiştir.

    edit: normalde başlık başa kalır, burda ilk entrymin önüne entry taşınmış =)
  • pirates of caribbean dead man's chest filminde krakenin ilk yemeklerinin iki laz balıkçı olması. ilk başlarda şaşırtan sonra da yaran bir sahneydi.
  • the simpsons - aile bir türk gemisiyle karşılaşır. gemi bir dizinin kopya cd lerini taşımaktadır. türkler futbol oynarken ve haşhaş içerken tasvir edilir.

    balıkçı filozof un eklemesiyle: gemide ud çalan, fesli insanlar da vardır.
    popohunter der ki: gemi kahramanmaraş'a gidiyordu.
    sanal hayvan abartır: bahsi geçen cd ler northern exposure un sezon cd'leriydi.
  • zamanında sefiller'i okurken (yamulmuyorsam lise 1 falandı) jean valjean için "bir türk kadar kuvvetli görünüyor" tarzı bir cümle geçmişti kitabın bir yerinde. belki çeviren kişinin bir hinliğiydi bilemiyorum. ulan ne götüm kalkmıştı ama o cümleyi okuduktan sonra. sanki bana n'oluyorsa mınakoyim. sanarsın babamdan bahsetmiş puştun evladı.

    ek: durduk yere puştun evladı dedik victor amcaya. pardon mösyö .

    ek2: ahan şöyle geçiyormuş o cümle,sydney carton ayfinlattı sağolsun; "si jamais vous aviez d’autres ouvrages comme ça, c’est mon frère qui est fort. un turc! "
  • puşkin ' in yüzbaşının kızı romanında bir bölüm başlığı olarak; "zamansız gelen misafir türk'den bile kötüdür" cümlesi vardı . o dönemde rusya'da kullanılan atasözü gibi bişey olabilir bu laf.
  • - afedersiniz, işte size, bilmediğinize emin olduğum bir bilgi: kostümünüz, noel için giydiğiniz, tarihsel açıdan hatalı. miralı aziz nikolaos, aslında bugün türkiye dediğimiz yerde yaşamış dördüncü yüzyıl yunan piskoposudur. doğru ama sanırım kıyafetler bu havada kullanışsız ve aptalca olurdu. elbette noel baba hakkındaki kazançlı mitoloji ani elfler, ren geyikleri, bacalar ve diğer ıvır zıvırlar var. ne yapabilirsin ki? demokritos'un dediği gibi: "o kósmos alloíosis, o víos ypólipsis." "dünya çürümedir. hayat algıdır."

    (bkz: the holdovers) (2023)
hesabın var mı? giriş yap