• "evli olduğun kişinin yabancılaşması"ndan daha kötü olmayan durum. (buyrun yeni bir beyin cimnastiği size... ayrıca tanımadığın etmediğin insanla neden evlenesin ki hayret bişii)
  • evlenince nasıl olsa değiştiririm bu özelliğini demek değil yeni baştan birbirini yaratmaktır. dünya' yı paylaştığın insanla gerçekten evrensel olmaktır. ve genel anlamda* eğer yabancı olan kız tarafıysa trip, kıskanma, ilişkide politika mevzularının minimum yaşandığı durumdur.
  • (bkz: bay cingılbört)

    kendisi de yabancıdır fakat beyninin içinde en klasiğinden bir türk erkeği yaşamaktadır.
  • bu evlilik sonucunda melez çocuklar dünyaya gelir.
  • deniz kenarında salaş bir balık lokantasında oturursunuz, kız yabancı da olsa türkçeyi artık biliyordur !? (dayanılmaz şivesi de cilvesi.) fondan bir müzik geliyordur, fikret kızılok. **böylesi sevdiğin için, bir kördüğüm oldu için, ağlıyorsun için için** siz sözle müziğin sanatında kaybolmuşken üç farklı içini çözmeye çalışan ve gözlerinizin içine bön bön bakanı görünce bir yabancıyla evli olduğunuzu anlarsınız.
  • hem büyük bir şans hem de zor bir seçim!
    dünyayı bambaşka görmenizi sağlar çünkü bambaşka bir ülkede bambaşka bir kültürde yetişmiştir.
    ve yine aynı sebepten, ortak bir hayat kurmak son derece meşakkatli olur.
    sevgi ve saygınız baki kaldığı sürece aşılamayacak sorunun olmadığına inanıyor ve yaşayarak da deneyimliyorum.
    dil farkı nedeni ile yaşanan zorluklardan bahsederken, “belki ikimiz de yeni bir dil öğrenip o dilde anlaşmayı denemeliyiz. bu sayede ikimiz de eşit şartlarda oluruz.” demiştim bir kaç sene önce . 4 günlük “ispanyolcaya giriş dersi almış hediye olarak… ilginç adam benimki.
    ben de ingilizcem sanki süpermiş gibi, sanki italyanca’yı da öğrenip bitirmiştim gibi, şimdi bir de ispanyolcaya başlıycam.
    (bir ara heves edip japonca da öğrenmeye çalışmıştım ama bilgim “ watashi wa empusa” dan öteye geçemedi.
hesabın var mı? giriş yap