• aslı yağmur yağınca istiklal marşını okulun içinde okumak tabi. cuma günleri veya ekseriyetle pazartesi günleri yağmur yağdıysa tüm öğrenciler içeri alınır. göt kadar yere hocalar, öğrenciler, sancak sığdırılmaya çalışılır. camlar buhar olur, üşünmez. göt kadar yerde hazırolda durmaktan başka çaren yoktur zaten. en zoru da sonunda iç içe geçmiş o kadar öğrenciyi ayırmak ve sınıflara yerleştirmektir.
  • ingiltere de çok yaygındır.
    (bkz: umut sarıkaya)
  • bu hadiseden en fazla londra muztariptir.
  • okul birden fazla kata sahip ise öğrenciler sınıflarının bulunduğu katta sınıflarının önünde sıraya girer ve istiklal marşını okurlar. okulun dahili müzik sisteminden istiklal marşı çalar bu sistem oldukça eski olduğu için okulun katları arasında senkronizasyonsuzluk olabilir her okulun her katında istiklal marşının farklı kısımları okunabilir.
  • ıslak mont kokusu bu hadisenin vazgeçilmez bir unsurudur.
  • yağmur hali hazırda yağıyorsa hemen tüm okullarda varolan uygulama.ancak marş sırasında başladıysa kuzu kuzu bitirir sonra koşa koşa içeri girersiniz.en azından bizim okulda öyleydi.
  • istiklal marşı okumanın şovenist eğitimin bir parçası olarak algılandığını bize bir kez daha öğreten, lise yıllarında yağmurun aşırı derecede yağmaması halinde keşke dışarıda okusak dedirtmiş olan ama hiç okumamaktan evla olan eylemdir.
  • tasrada yetismis bir t.c. vatandasi olarak söyleyebilirim ki biz yagmur da yagasa, kar da yagsa hep atatürk heykelinin önünde bayrak cektik ve indirdik.

    sonucta icerde ya da disarida olmasinin ne degeri ne de bir anlami vardi bizim icin.

    rutindi bizim icin.
    pazartesileri: istiklal marsi ve andimiz...
    salidan persembeye dek: her sabah andimiz...
    cuma sabahi andimiz, paydosta istiklal marsi...
    cumartesi-pazar ne istiklal marsi ne andimiz...

    eh iste milli egitimin bize hak gördügü egitim buydu.

    ingilizce dersine fen hocasi, fen dersine din hocasi, beden dersinde okulun hademesi ...

    hemen kizmayin ya dostlar,. o kadar da kötü degildi milli egitimiiz...
    bir zamanlar fisko birligin bozulmus findiklarini da yedik.
    eh yerli mali haftasi derler buna...
    kustuk mustuk bozuk findiklardan ama, bakin hala ölmedik...*
  • bir 29 ekim olayıydı nedense hep yağmurlu bir güne denk gelirdi bizim oralarda. koridora tüm okul dizilir, garip bir akustik içinde söylenirdi o marş.
  • üniversitede ne iki kıtasını söyleyebilen, ne yazılış sürecini anlayabilmiş, ne de üzerinde emeği geçen insanları bilen öğrencileri görünce "okunmasa da olurmuş" tepkisini verdirten marşı içeren olay.

    toplum nezdinde, bazı değerlerimizin içi epey boşalmış gibi. özgürlük, yenilik vs. elbette güzel şeyler ancak acaba biraz götümüzden mi anlıyoruz ? aslında o kadar da garipsemiyorum, doğu-batı sentezinin ortasında yaşıyoruz ve muhatabımız ithal şarkılar, giysiler ve kültürler ile üretkenlik taslayan hıdıdıhıdıdıcıları dinleyen insanlar. ne bilsin adam o marşın değerini, anlamını ?
hesabın var mı? giriş yap