• kayıp zamanın tersidir; ancak açıktır ki yakalananı daha makbuldür.
  • ve sevgili proust kayıp zamanın izini nihayete erdirir. son cilde adını veren zamanın içinden ve dışından taşanlar… tüm bahsi geçen karakterler ( büyük aşkı albertine, swann, odette, saint loup, gilbert…) burada bir kez daha en güzel halleriyle anılır. ah, elveda çaya batırılan madlen, albertine, combray'daki serin akşamüstleri!

    bütün kentin ve zamanın çay fincanından dışarı fırladığı bazı satırlar:

    “ ne var ki bazen her şeyin bitmiş gibi göründüğü bir anda, bizi kurtarabilecek bir uyarı gelir; hiçbir yere açılmayan bütün kapıları çalmışken, yüz yıl boyunca nafile aradığımız, istediğimiz yere açılan yegane kapıya girmeden çarparız ve kapı açılır.”

    “ genelde görünmez olan zaman, görünürlük kazanmak için bedenlerin peşine düşer ve rastladığı her bedeni ele geçirip üzerinde sihirli fenerini oynatır.”

    “ renksiz, elle tutulmayan zaman; adeta ben görebileyim, dokunabileyim diye onda cisimleşmişti, onu bir şaheser gibi şekillendirmişti.”
  • sen sadece yakaladığını zannedersin.
  • yakalanan zaman bile akıp geçmekte, geçiyor, beni durmadan geçmiş olana çevirmekte. yakalama ve farkına varmada* da bir ezicilik, yalnızlaştırma* var. ama acıların en güzellerinden.

    (bkz: le temps retrouvé/@ibisile)
    (bkz: kaybetme korkusu)
    (bkz: kayıp zamanın izinde/@ibisile)*
    (bkz: zaman/@ibisile)
  • insanları değiştiren zaman, onların içimizde sakladığımız suretlerini değiştirmez. hafızamızda taptaze kalan şeyin hayatta o tazeliğe bir daha asla sahip olamayacağını anladığımızda, bize içimizde son derece güzel görünen, onu tekrar görmek için, kendine has, şiddetli bir arzu uyandıran şeye kendi dışımızda ulaşmak için, onu aynı yaşta bir insanda, yani başka bir kişide aramak zorunda olduğumuzu kavradığımızda, insanların başkalaşımıyla hatıranın sabitliği arasındaki zıtlık, bize müthiş bir ıstırap verir.
  • içerisinde zaman'a dair müthiş tanımlamalar barındıran, bir marcel proust kitabı.

    "herkes birer kuklaydı, ama onları tanımış olduğum kişilerle özdeşleştirebilmek için, arkalarında yer alan ve kendilerine derinlik kazandıran birçok düzlemde yazılı olanları aynı anda okumak, karşımızda bu yaşlı kuklalar varken zihinsel bir çalışma yapmak gerekiyordu, çünkü hem gözle hem de hafızayla bakmak şarttı; yılların maddedışı renklerine bulanmış bu kuklalar zaman'ı dile getiriyordu; genelde görünmez olan zaman, görünürlük kazanmak için bedenlerin peşine düşer e rastladığı her bedeni ele geçirip üzerinde sihirli fenerini oynatır."

    s, 231.
  • "hem altımda uzanan, hem de kilometrelerce uzunlukta bir boyum varmışçasına içimde yer alan onca yılı görünce başım döndü...'' marcel proust, yakalanan zaman, s. 354
  • 100 sayfa olacak kitaba dalamadım. halbuki çok da merakla başlamıştım. sevgili proust beni yakala...
hesabın var mı? giriş yap