• yazarın satranç, korku ve olağanüstü bir gece'den sonra okuduğum ve satranç'tan sonra en sevdiğim romanı.

    küçük bir erkek çocuğun gözünden flörtöz yetişkinlerin dünyasının anlaşılmazlığı üzerine hem ilginç hem de zaman zaman eğlenceli bir roman.
  • (bkz: brennendes geheimnis)

    stefan zweig'in 88 sayfalık eseri. türkiye iş bankası kültür yayınları modern klasikler dizisinin 61 numaralı parçası. çevirisi ilknur igan tarafından yapılmış ve gayet güzel olmuş.

    stefan zweig'in beğenmediğim tek kitabıdır.
  • orta yaşlarda keşfetme gafilliğine düştüğüm büyük yazar stefan zweig'in türkiye iş bankası kültür yayınları'nın modern klasikler dizisi'nin 88 sayfalık 7. baskısından okuduğum güzel eseridir.

    kitapta bir çapkın ve yorgun bir kadının kesişen yollarını, kadının on iki yaşındaki oğlunun gözü ile izliyorsunuz. bazen hayatınızın kararması veya kararmaması, pişman olmak veya olmamak bir anlık bir karara bağlı onu anlıyorsunuz. kitap öyle rahat okunuyor ki ben havalalanında beklemek, yarım saatlik rötar ve bir saat pn beş dakikalık uçuşta okudum kitabı. adana uçağının tekerleri piste değmeden birkaç dakika önce bitirmiştim. gayet güzel bir kitap, okuyunuz, okutunuz.
  • küçük bir çocuğu kullanıp annesini elde etmek isteyen çapkın bir adamın olayların farklı gelişmesiyle ve çocuğun sandığından akıllı çıkmasıyla elinde patlamasını anlatan stefan zweig hikayesidir. çocuklar her şeyi farklı görür. orasını anladık ama çapkın adamın çocuğa ilk yaklaştığı zamanlar çocuğun karakteri daha küçük ve saf çizilmiş gibi. ama romanın ilerlemesiyle ki zaman olarak bu ilerleme bir kaç günle sınırlı. çocuk birden sanki yaşça büyümüş, planlar kurmaya başlamış, tek başına seyahat eder hale gelmiştir. çocuk karakterinde bu tarz tutarsızlıklar gözüme çarptı.

    her şeyi merak etmekte olan çocuklarda cinsellik hakkında sorular geliyorsa geçiştirilmemesi gerektiği, keşfedilmesi ve eğitiminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir bu hikaye.
  • ''hiçbir şey zekayı tutkulu bir kuşku kadar bileyemez. hiçbir şey olgunlaşmamış bir zihnin bütün olanaklarını karanlıkta kaybolan bir iz kadar harekete geçiremez. bazen çocukları bizim gerçek addettiğimiz dünyadan ayıran sadece incecik bir perdedir ve rastlantısal bir rüzgarla açılıverir.''

    efendiim, kitabımız avusturya alplerinde geçiyor. tatil için gittiği gönül maceraları arayan baron, fazlaca uğraşmadan aradığını bulur. aslında öyle çok yakışıklı filan olmasa da kendine göre bir karizması vardır. flört etmek istediği kadına yakınlaşmak için, kadının on iki yaşındaki oğlu ile arkadaş olmaya çalışır. bu sonu düşünülmeden yapılan arkadaşlık oyunu, başına olmadık işler açacaktır.

    geniş zamanlarınızda beklerim
  • giriş kısmı ekşici alfa bir kadın avcısı gözünden, gelişme ve sonuç kısmı ise 12 yaşındaki bir çocuğun gözünden aktarılan sürükleyici stefan zweig eseri. insan tanıma, gözlemleme ve aktarma konusunda yazar o kadar usta ki o yaştaki bir çocuğun dünyasını tüm detaylarıyla sunması hayranlık verici.
  • küçük bir cocuğun gözünden annesinin yaşadığı kaçamak bir aşk hikayesinin anlatıldığı kitap. oysa ki annesinin yaşadığı yasak aşk küçük cocuğunun hayatının sırrını oluşturacaktır ileri ki yaşamında.

    anlatımın şahane olmasından dolayı bu kadar basit hikaye bile düşündürüyor.
  • altmış yıl önce stanley kubrick tarafından senaryolaştırıldığı ortaya çıkmış olan eser.
    (bkz: burning secret)
  • "insanlar düşman bile olsalar birbirlerine muhtaçtırlar ve birisi tarafından sevildiğini hissetmek dünyayı daha da güzel kılar."

    indigo yayınları'ndan ufuk tonka çevirisi.
  • çocuk zihnini en iyi anlatan romanlardan biri, stefan zweig’in bir diğer romanı. bir kadının kararsızlıklarını, bir çapkının kısa süreli heyacanları için yaptığı hataları ve bir çocuğun inanılmaz karışık zihni ancak bu kadar kısa ve öz anlatılabilirdi, zweig seviyorsanız okuyun derim.
hesabın var mı? giriş yap