yalan dünya

• konuşmadan bakan kocaman kafa çekimleri ve bir laf edip 10 dakika acıklı müzik dinleten senaryoların olduğu bir ülkede iyi bir dizidir.
  senaryoya biraz daha çalışılsa süre de biraz kısalsa daha güzel olabilir.
  
  sonuç olarak mizah düzeyi düşüktür ama oyunculuklar güzeldir.
  
  not: seinfeld gibisi yapıldı da biz mi izlemedik?
• ülke şartlarında bence de fazlasıyla iyi dizidir. hele ki bu yılki kadar leş bir dizi bataklığının ortasında adeta açan bir gül. ama düğün dernek gibi ortalama bir komedi filmini kült film ilan edip yere göğe sığdıramayan sözlük insanlarının yalan dünya'yı topa tutması nerden baksak komik, absürd. malum “hate speech is the new black.” nasıl bir beklenti içerisinde izliyorsunuz onu da bilmiyorum açıkçası. “nerde o böğüre böğüre güldüğümüz bilmem ne" falan şeklinde şeyler söylenmiş. açıkçası ben bir kıyaslama yapmadan ve “aman böğüre böğüre güleyim” gibi bir beklentim olmadan izliyorum, bana keyif veriyor. evet 2 buçuk saat biraz uzun ama iş yaparken arka planda bilhassa çok güzel gidiyor. e atom falan da parçalamadığımdan sorun olmuyor.
  
  gülse birsel'i seviyor ve yeteneğine, zekasına saygı duyuyorum. 'underrated' listemin papatyası. kendisinin de senin benim eleştirdiğim şeylerin çokça farkında olduğunu ama şartlar gereği ellerinden gelenin bu olduğunu düşünüyorum.
  
  ben şimdi burada fanatizmden uzak naçizane bir kaç görüş paylaşmak isterim.
  
  *hoş dizi güzel dizi de ara ara mahsun kırmızıgül'ün acıklı filmlerinde yaptığı o gözümüze sokma, "instructions for dummies" olayına bağlamasa, esprileri gözümüze gözümüze sokmasa mesela.
  
  *sevilen karakterlere aşırı yükleme yapılıp suyu çıkarılmasa, "aa bu tuttu bak" denip biz karakterden bıkana kadar onun ekmeği yenmeye çalışılmasa hani. nurhayat'ı çok sevdik, tükendi. tülay'ı tükettik, açılay'ı tükettik, vasfiye teyze'yi tükettik, sanırım sıra zerrin ve bünyamin'de? korkuyorum. mesela açılay dönsün, gezdiği gördüğü yerlerden bir şeyler kapmış, kişisel gelişim anlamında çılgınca şeyler başarmış, kendine yeni entelboktan adetler edinmiş olsun. tazelenmeyi, ilgiyi o karakterden bu karaktere atlatarak yapmaya çalışmak yerine karakterleri kendi içerisinde yenileyerek yapabilsek mesela. olmuyor mu öyle?
  
  *arada sürpriz falan yapın ne bileyim. ben bu ekibin zekâsına ve yaratıcılığına güveniyorum.