• bir lars svendsen kitabı. redingot kitap tarafından şubat ayında yayımlandı. murat erşen çevirisi ile.
  • okuyan varsa ve yeşillendirirse sevineceğim kitap.

    edit: aldım, okuyunca güncelleyeceğim 04.09.2018
    edit 2 : basladim. okuyunca guncelleyecegim. 31.10.2018
    edit 3: 5 gun once bitirdim. aklında okumakla ilgili soru işareti olan herkese tavsiye ederim. o kadar cok referans verilmişki akademik bir yazıdan farkı neredeyse yok .
  • yalnizken bircok insanla beraberesindir. mekan onemli degildir
  • norveçli felsefeci ve yazar lars svendsen’in kitabı yalnızlığın felsefesi, yalnızlık kavramını farklı yönleriyle tanımlayan, sosyoloji ve psikoloji alanındaki araştırmalardan yararlanarak hunharca inceleyen,edebi ve felsefi referanslarıyla altını çizmelere doyamayacağınız cümlelerle dolu.

    "karakterimiz yalnızlığa meyilli olduğu için mi yalnız hissediyoruz yoksa hep yalnız olduğumuz için mi karakterimiz böyle? fiziksel olarak yalnız olmadığımız halde yalnızlık duymamız normal mi? yalnızlığı sevmek sağlıklı mı? yalnızlığın karşıtı nedir ve ona ulaşmak mümkün mü? iki kişinin yalnızlığını birbirine ekleyince sonuç ne olur?"
    lars svendsen, sık sık kendime sorduğum bu gibi soruları cevaplamaya çalışıyor.aynı zamanda da yalnızlık ve tek başınalık perdelerini çok güzel aralıyor.

    altını çizdiğim cümleleriyle, dönüp dönüp tekrar okuyup hazmetmeye çalışmalarımla başucu kitaplarımdan birine dönüşecek gibi yalnızlığın felsefesi.
    (bkz: lars svendsen)
  • bir kitap adıymış ama bana biraz şey gibi, ıslak su gibi ya da suyun ıslaklığı gibi bir çağrışım yapan tamlama.
  • yıkılabilirsin ,kırılabilirsin de ..
    hatta birileri gönlüne ektiğin çiçekleri ezip geçebilir ..
    ama , yerde yığılıp kalmaya hakkın yok !
    insanın kendi kendine ettiğini , dünya alem bir başına olsa yapamaz.
  • “başka insanlara bağlanmalar, kişinin hayatının etrafında döndüğü merkezlerdir, sadece bebek olduğu, yeni yürümeye başladığı, okullu olduğu zamanlar değil ama tüm ergenliği, olgunluk dönemi ve yaşlılığı boyunca da bu böyledir. kişi, gücünü ve yaşamdan duyduğu zevki bu bağlanmalardan alır..."

    şahane bir kitaptır. birçok açıdan faydalı bulmaktayım.
  • bir lars svendsen kitabı.

    “karakter dışında her şey yalnızlıkla kazanılır.”
    aklımda yer eden cümlelerden biri bu oldu.

    ayrıca kitapta pek çok alıntı var. hatta akademik çalışma seviyesinde denebilir. tavsiye ederim.
  • yalnızlığı çeşitli perspektiflerden çok sayıda referans göstererek tartışan çevirisi gayet akıcı lars svendsen kitabı.
    yalnızlığı güven, dostluk, aşk ve sorumluluk gibi başlıklarda teker teker incelemiş.
    modernizm, sosyal medya, bireycilik ve kapitalizmin aslında insanı daha yalnız yapmadığını zaten yalnız olanı daha da yalnız kıldığını, sosyallik şekillerinin değiştiğini ve yalnızlığın son derece öznel bir fenomen olmasından sebep kesin yargılara varılamayacağını söylüyor özet olarak. toplumdan kopmayacak kadar içinde, kendi başına kalabilecek kadar da dışında olabilmenin yani orta yolu bulmanın gerekliliği vurgulanıyor aslında çoğu bölümde. kronik yalnızlar kendine dair epey isabetli cümleler bulacaktır sayfalarda.referans sayısı fazla olan kitapları özellikle seviyorum zira bir kitap onlarca kitabın kapılarını açıyor,okuma listesine önemli ölçüde katkı sağlıyor.

    "insan yaşamının ne olduğunu zerre kadar idrak eden herkes bir zaman her ayrık ruhun tuhaf yalnızlığını hissetse gerektir ve sonra başkalarında da aynı yalnızlığın keşfedilmesi yeni, tuhaf bir bağ yaratır ve öyle sıcak bir merhamet büyütür ki bu, adeta yitmiş olan için neredeyse bir telafidir."
  • norveçli akademisyen ve yazar olan (bkz: lars svendsen)'in 'yalnızlık' kavramını 8 farklı başlık altında, birçok alanda incelediği kitabı. günlük hayatta yalnızlık ve bağlantılı konularda merak edilen ne varsa cevabı bulunabilecek nitelikte.
    daha kitabın başlarında çoğumuzun yalnızlık deyip geçiştirdiği; yalnızlık (loneliness) ve tek başınalık (solitude) kavramları arasındaki ayrıma dikkat çekmesi, kitabın devamı için bende merak uyandıran güzel bir detaydı.

    metin içinde bulunan atıflar ve sayısal veriler sebebiyle daha çok akademik bir metin okuyormuşuz tadı veriyor ancak bu referans yoğunluğunun düşündürdüğü 'sıkıcılık' kesinlikle yok. konuyla bağlantılı şarkılar, şiirler, diğer kitaplar üzerinden güzel örnekler de eklenmiş. neredeyse her sayfada altı çizilecek bir cümle bulmak mümkün.

    ''yalnız olmak özünde ne pozitiftir ne de negatif. her şey sizin nasıl yalnız olduğunuza bağlıdır. ''

    ''ingiliz dili loneliness ile solitude arasında ayrım yapar. öyle görünüyor ki daha önceleri bu ifadeler birbirlerinin yerine kullanılıyormuş fakat zamanla daha açık bir evrimsel farklılıkta billurlaşırlar. böylece loneliness (yalnızlık) daha çok olumsuz bir hali belirtirken; solitude (kendi başına olma, tek başınalık) pozitiftir .''

    ''sosyal destek ile yalnızlık arasında istatistiki ilişkiler vardır ama zorunlu bir bağlantı yoktur. bu yüzden yalnızlık sosyal desteğin olmayışı gibi nesnel belirleyicilerden ziyade öznel deneyim temelinde tanımlanmalıdır.''

    ''kendimize ölümün gelip çattığı güne kadar ''aşka kadirim ama doğru insanı bulamadım'' diyebiliriz, çünkü kafamızda hiçbir sapmaya müsaade etmeyen, sonu gelmez ''spesifik talepler'' listesiyle bu kişinin kim olması gerektiğine dair öyle kesin bir fikir vardır ki ölçütlerimizi karşılayacak gerçek bir kişiyle asla karşılaşamayız. bununla birlikte hayatımızı; dışlandığımız, tecrit edildiğimiz ya da reddedildiğimiz için değil de ölçütlerimize uyan gerçek birine denk gelmediğimiz için sevecek birini bulamadan geçirirsek, çıkarılacak daha doğru sonuç aslında birini sevme yetimizin olmadığıdır zira aşka dair anlayışımız hayatımızdaki gerçek aşkın önüne geçer.''
hesabın var mı? giriş yap