• sheryl sandberg’in hayatı kusursuz görünüyordu: muhteşem bir işi, birçok insanı etkileyen bir kitabı, sevgi dolu bir ailesi vardı. fakat 2015 baharında ailesiyle meksika’da tatildeyken, eşi dave goldberg bir kalp rahatsızlığı geçirdi ve hayata veda etti. sandberg’ün artık istemediği, yeni bir kimliği vardı: yas tutan dul.

    evde ve işte, yeniden ayakta durabilme mücadelesinden sonra, acısını yazmaya başladı. çektiği acılar ve hissettiği yalnızlık hakkında uzun bir yazı yazdı ve bunu coo olarak görev yaptığı (ve yaklaşık 2 milyon takipçiye sahip olduğu) facebook’ta yayımladı. yazı, insanların trajediyle başa çıkma şekilleri hakkında global bir söyleşi başlattı.

    sandberg hayatını yoluna koymaya çalışırken, araştırmaların zorluklarla başa çıkma gücü hakkında ne söylediğini öğrenmek amacıyla wharton’da profesörlük yapan ve aynı zamanda yazar olan arkadaşı adam grant’e ulaştı. bu, bir süre önce yayımlanan option b: facing adversity, building resilience, and finding joy adlı kitabı yazmalarına olanak sağladı. bir süre önce sandberg ve grant facebook’un menlo park, kaliforniya’daki ana merkezinde hbr ile buluştu. bu söyleşide; kendi içinizde, ekibinizde ve kurumunuzda, zorluklarla başa çıkma gücüne sahip olmak için gerekenleri anlatıyorlar.

    devamı için:harvard business review
  • insan sadece yalnız olabildiği sürece, bütünüyle kendisi olur: demek ki, yalnızlığı sevmeyen özgürlüğü de sevmez; çünkü insan ancak yalnız olduğunda özgürdür.

    arthur schopenhauer
  • kimileri için huzur , kimileri için büyük bir korkudur.
  • insanı yer ve bitirir.

    insan yalnız yaşayamaz, bunu defalarca gördükten sonra anladım.

    şu sıralar sabahtan tiyatro etkinliğine gidiyorum, saat 14.00'a kadar sırada bekliyorum ve o süreçte kitap okuyorum, bazen insanlarla konuşuyorum.

    bazı insanlar bir cümle fazla kurabilmek için bile dişini canına takıyor sanki, sohbet kıtlaşsa bile sorular sorarak devam ettirmeye çalışıyorlar konuşmalarını, hemen samimi olmak istiyorlar, gittikleri yerlere davet ediyorlar, hepsi de koca koca insanlar.

    evlilikleri yok, tek başına yaşıyorlar, samimi arkadaşları yok.

    zor, zopzor bir durum gerçekten. bir düşünün, empati yapın. insanı nasıl da basit kılar, her konuştuğunuz ve arkadaş olmak istediğiniz kişinin sizi kapalı bir yolla reddetmesi nasıl da aşağılık kompleksi oluşturur ve o derece paranoyak yapar insanı...
  • sevgilinin, kendi yüzüne maske uyguladığı zamanlarda yaşanılan boşlukta olma hissidir.
  • hayatımın başından sonuna kadar benimle beraber olacak gibi görünen hal tabii yalnızlığın biçimleri vardır. ama hayatımda benim duygu ve düşüncelerimi gerçekten önemseyen hele hayatını benimle paylaşan bir insan olmayacak gibi. çocukluğumdan, bilincim açıldığı andan itibaren de yoktu.
  • insan buna hayatı boyunca maruz kalıyorsa orda büyük bi' sıkıntı var demektir.

    yani sonuç olarak tanım: hayatboyu maruz kalan kişinin kendisinde büyük sıkıntıların olduğunu gösteren duygudurumu.

    ve evet, duygudurumu, çünkü tam karşılığı böyle oluyor sanırım. bütünüyle.
  • bir lütuf sayıyorum insanın kendisiyle kalması herkesten arınmasıdır.
  • "anlamlı bir yalnızlık isteği kesinlikle nevrotik değildir;
    tam tersi, yapıcı bir yalnızlık deneyimi yaşayamamak bir nevroz belirtisidir."

    çağımızın tedirgin insanı
    (bkz: karen horney)
  • buzu çözersin. ehl-i keyf falan, bir şey bulunur. ama susuz rakı, zor oluyor be.
hesabın var mı? giriş yap