• dinlemesi ayrı çalması ayrı zevk veren enstruman.
  • yıllaaaaar önce fransız kültür merkezi'nde lise öğrencisi bi kızın yan flüt çalmasını izleyip, o kısa sürede aşık olmamın bi etkisi var mıdır bilemem ama bi kadına en yakışan enstrüman olarak belleyiverdim bu aleti. başka bi entstrüman bu kadar yakışmıyor bi kıza yahu, kafamda canlandırdığım anda heyecan yapıyor.. fetişist falanım herhalde ama bi enstrüman çalmak istediğini söyleyen bi kızla karşılaştığımda ilk tavsiye ettiğim alet bu.

    peşin edit: şimdi flütü başka bi nesneyle özdeşleştirdiğim iddiası gelebilir. zannetmiyorum öyle olduğunu, sadece yan flütün bi kadının endamına en yakışan müzik aleti olduğunu düşündüğümdendir diyorum bu takıntım. bilinçaltım nasıl çalışıyor bilemem tabii ki ama ı ıh, sanmam öyle bi özdeşleştirmeye gittiğimi.
  • günümüzde metal üzeri nikel,gümüs veya altin kaplama oldugu halde orkestralarda hala tahta üflemeli çalgilar alanina giren,üfleyerek çalisan,herkesin gördügü zaman "aa bi üfleyebilir miyim?"dedii fakat beceremedigi üç parçadan olusan borudur.tuslari vardir basilir,böylece sesler degisir.
  • flüt çalıyorum dediğinizde blok flütten bahsettiğinizi sanan yurdum insanına karşı flüte verilmiş uydurma isim.
  • flütün iki şekli bulunur:
    öne tutularak çalınan blok flüt, yan(transvers) flüt.
    blokflütlerle yan flüt arasındaki en önemli farklardan biri,üfelenen havanın blokflütte,tümünün saza üflenerek tınıya dönüşebilmesi,yan flütte ise havanın sadece bir kısmının tınıya dönüşebilmesidir.
    blok flüt nedir derseniz hani küçükken elimize tutuşturulan helvacıoğlu,mas gibi markaları olan zevkinize göre rengini belirleyebildiğiniz flüt tipi(benimki toz pembeydi mesela). tarihçeye bakacak olursak i.ö. 4. yüzyılda mısırda, çinde ,yüzyılımızın başlangıcıda hindistanda flüte rastlanmaktadır.
    transvers flüt i.ö. 1. yüzyılda önceleri çok kısa daha sonra gelişerek 2. ve 4. yüzyıllarda takriben bugünkü boyutlarına ulaşmıştır bir rivayete göre...hatta fransızlar yan flüde flutes d'allemagne adını vermişlerdir( avrupada ilk kez almanya 'da ortaya çıktığı için.)
    sizi dinlendiren, etkileyici bir solo ve eşlik çalgısıdır... ancak göründüğü gibi pek de kolay değildir bu enstrümanı çalmak... blok flütle pek de alakası yok yani onu çalıyorum bunu da havada karada çalarım moduna girmeyin, öyle kalırsınız... flüt çalarken nelere dikkat edilmeli peki? öncelikle doğru nefes almak, rahatlık,doğru tutuş posizyonu ve doğru dudak posizyonu... size şöyle bir örnek verelim birinci oktav sol ile ikinci oktav sol arasındaki farkı sadece üfleyiş şekliniz değiştiriyor. aynı notaya basıp farklı üfleyerek çıkarıyorsunuz uzun lafın kısası... bu güzel enstrümanın boyutlarından da söz edelim kısaca 63-67 cm uzunluklarında 19 mm çapında,yukarı doğru çapının 1/10 u oranında daralan bir gövde.( genellikle nikel ya da gümüş kaplamadır). bunun yaklaşık 30 cm gibi olan bir küçük versiyonuna da piccolo(pikolo) denir. bu arada yan flüdü sap gibi mi taşıyacağım? şeklinde bir soru aklınıza gelmişse kendisi 3 parçadan oluşur(başlık,gövde,kuyruk) bunu ayırırsınız, başlık ve gövde için kauçuktan yapılmış koruma bileziklerini geçirip sonra kılıfına uydurursunuz efendim.
  • aradan geçen bir ay ve gözyaşlarımın yoğunluğunda hiçbir azalma yok. uykuya daldığını sandığım duygularım uyuyor numarası yapıyormuş. ilk fırsatta nasıl da ayaklandılar babası geç gelen çocukların kapıya koşmaları gibi. aslında bir yandan ıslak gözlerle resmine bakarak ağlarken bir yanda da ince ince gurur duyuyordum kendimden. kalbimin sonsuz okyanuslar gibi bir aşka ev sahipliği yapıyor olmasının gururuydu. avutmasıydı kendimin kendisini bir bakıma da. okyanusun üzerinde gemileri, içinde balıkları yoktu. ve onlar olmadan okyanus çok anlamsızdı.

    yan flüt soğukken güzel ses vermez. ondan o sihirli melodileri kışın almanın tek yolu nefesinizle sabırla ısıtmaktır onu. siz sıcak nefesinizi onun içine üfledikçe o size kalitesi ve sihri giderek artan büyülü bir ses verir. ilişkiler de böyledir. sabırla nefesinizle ısıtmadan güzel bir ses beklememeniz gerekir. hiçbir şey aceleye gelmez. siz yaralar açarsınız, zaman onları hiç şikayet etmeden kapatır.

    ***

    - ne isterdim biliyor musun?
    - ne?
    - yağmur yağsın isterdim. sırılsıklam ıslanalım. ama hiç istifimizi bozmayalım isterdim. hani filmlerde olur ya. yağmur başlar aniden. herkes kaçışır. ama onlar hiç konuşmadan öylece bankta otururlar ya. karşıya bakarak…
    - iyi de sen soğuğu sevmezsin ki?
    - yağmur hep soğuk yağmaz ki!

    tamam biraz duygusuz olabilir. hatta az romantik desek daha doğru olur. her ne kadar beni anlamasa da çoğu zaman, en azından sonuna kadar dinliyor. sonra saçma sorular da soruyor olabilir. aman canım, ne önemi var ki? zaten kimse beni anlamıyor ama ben bunu dert etmiyorum. çünkü ben de onları anlamıyorum…

    el ele tutuşmak istemiyordum aslında ama istemsizce attım elimi. nazikçe elini elimden çektiğinde daha da pişman oldum. kaşlarımı çattım. beni izlemiyordu ama. bir problemi vardı. sormam için elinden ne geldiyse yaptı ama renk vermedim. anlamamazlıktan geldim. kabullenemedim çünkü, onun dertlerini dinlemek ve belki ona yol göstermek zorunda olduğumu. daha ben kendime gelememiştim ki. daha ben iyileşmemiştim ki. hem ayrıca o bana gelmişti. ben ona gitmemiştim ki. beni ilgilendirmiyordu. problemlerini kendi başına çözmeyi öğrenmeliydi. bana neydi canım!

    - senin bir derdin mi var?
    - yoo.
    - anlat hadi.
    - neyi?
    - dün sinemaya gitmişsin ya, onu. neyi olabilir allah aşkına?
    - yok bir şey, cidden. durgunum sadece.
    - neden?
    - soru sormaya bırak da yürü lütfen. sinirlerimi bozuk zaten.

    yaklaşık bir dakika içinde kendi kendini yalancı çıkarmayı başarabilen, yardım çağrımı beni azarlayarak cevaplandıran birisiyle yürümek zorunda olmanın verdiği sıkıntı ile ağzımı bile açmadan eve döndük. flütümü çıkarttım. ısıtmadan çalmaya başladım. derdim güzel ses vermesi değildi çünkü. sadece bir ses vermesiydi…
  • fransizcasi la flute traversiere olan fluttur.

    bi de anekdot... bugun aldim, kosarcasina ve havalarda ucarcasina eve geldim. sonuc : patlamis bir ciger, carpik durmaktan yorulmus kollar ve aletten cikan bir bohuuuu sesi. sanirim cumartesiyi ve ogretmeni beklemem en dogrusu olacak.
  • dün itibariyle tüneldeki müzik marketlerde araştırdığım üzere
    fiyatları 220 ytl den başlayarak nikel, gümüş, altın kaplama v.b. özellik ve marka çeşitliliği ile 1.000 ytl civarlarına kadar ulaşmaktadır. kalite olarak bilemiyorum ancak fiyat olarak en uygunu zuhal müzik'de bulunan g.master markalı flüt, yaklaşık 220 ytl. kötü ses çıkararak kişinin hevesini kaçırmaması için işi bilenler tarafından önerilen flütler ise en az 600 ytl den başlıyor.
    ilgili birkaç marka:
    - yamaha
    - helena mia
    - stagg
    - g.master
  • küçükken çalmaya layık görüldüğüm fakat parmaklarım ucuna yetişmediği için çalamadığım müzük aleti. netekim uzundur ziyadesiyle. bir de flüt düzdür aslında ama biz yan tutarız.
  • (bkz: ian anderson)
hesabın var mı? giriş yap