• cicekleri kurutmak yerine kagittan, plastikten, seramikten, kumastan yapilan cicek cesitleridir. uzak doguda oldukca buyuk bir pazari vardir. bunun haricinde almanya ve hollanda da bu konuda dikkat ceken diger ulkelerdir. yapay cicekcilerin okmeydani, sisli ve kasimpasa civarinda bulunmasi daha kolaydir. dekoratif acidan oldukca rahat ve guzeldirler.
  • bence evde toz tutmaktan başka birşeye yaramayan, hiçbir güzellik ve özelliği olmayan nesnelerdir yapay çiçekler.tutabilir mi hiç bir buket papatyanın karanfilin yerini.
  • (bkz: plastik cicek)
  • çiçek neyi ifade ediyorsa, yapay/yapma onun aksidir. bu nedenle yapma çiçekler neyden yapılmış olurlarsa olsunlar, çiçek olarak değil, başka bir kategori altında değerlendirilmelidir (dekorasyon malzemesi). bir de düğününde elinde yapay çiçek taşıyan gelinler vardır ki buna anlam vermek çok zordur, bu, kadının yeni bir döneme girdiği, hem de (beklenti itibariyle) hayatının baharına girdiği gün, bir yandan çiçek gibi bir nesneyle bu olayın tazeliğini, doğallığını ve güzelliğini taşımak ister, diğer taraftan genellikle "düğünden hatıra kalsın" diye yapma çiçek taşır. düğün hatırası olarak kocası kalıyor ya yanında, çiçeğe ne gerek var?
  • (bkz: ruhsuz insan)
    (bkz: kitapsız din)
    (bkz: jokersiz batman)
    (bkz: güldürmeyen komedi)
    (bkz: öldürmeyen siyaset)
    (bkz: göstermeyen televizyon)
    (bkz: öpüşmeyen sevgili)
    (bkz: sevişmeyen fahişe)
    (bkz: dördüncüsüz batak)
    gibi birçok saçmalığa benzetilebilecek saçmalık..
    süs için zıvanasından çıkan yaratıcılık ürünüdür...
  • "sahte duyguların doğru adresi" sloganıyla satılması gereken itici nesne.
  • iyi niyetle işlenen cinayetin suç aleti.
  • “ plastik çiçekler tanrı’nın işlerinin bütünüyle insanın işleriyle yer değiştirmesinin sağlanması, gerçeğin giderek görüntü tarafından belirsizleştirilmesi, sahte ama akla yatkın görünenin, gerçek ama dolaysız olana tercih edilmesi, ölümün giderek daha da iyi hayat rolünü oynayabilmesi çabasını temsil ederler. onlar bir cesedin yüzündeki donmuş gülümseme gibidir. "

    lord northbourne
  • ruhsuzlugun ifadesi dekorasyon nesnesi. hele hele bir hanenin salonunda, girisinde yani gozle gorulen yerinde duruyorsa kendisini takip edecek olan ev eşyası plastik sandalye veya plastik sehpadir.
  • 80 ve 90'larda her evde en az bir tane bulunan, üzeri toz bağlamış olmasına rağmen salonun en güzel köşesinde ve annenin en güzel vazosunun içerisinde kendine yer edinmiş, yapayım da yapayım diye bağıran korkunç renkli telli melli bez parçalarıydı. bazıları taşınılırken evin hain evlatları tarafından gizlice çöpe atıldı, bazıları o vazoda yer edinemesin diye anneye nergis mergis sürekli canlısından çiçekler alındı, iyi ki azalarak yok oldular tozları ve yapaylıklarıyla birlikte.
hesabın var mı? giriş yap