• maaş bankası olmasına rağmen haftasonu ve mesai saatleri dışında eft ücreti kesen banka.
    kurumumla bunlar arasında yapılan maaş ihalesi şartnamesini okudum. şartnamede hiç bir şekilde eft vb. masrafı alınamayacağına dair bir madde vardı. ben de bu maddeye istinaden hakem heyetine başvurarak benden aldıkları eft masraflarını geri istedim. hakem heyeti bunlardan savunma istedi. savunmayı cevaben bana da göndermişler ve hiç utanmadan beni mahkemeye vermekle "kibarca tehdit" etmişler. kurumla yapılan sözleşmede haftasonu eft ücreti kesilebileceği ibaresi yer alıyormuş. eğer başvurunuzu geri çekmezseniz ve hakem heyeti aleyhimize bir karar verirse size dava açarız ve tüm masrafları ödemek zorunda kalırsınız şeklinde bir cevap yollamışlar. madem kendinizden o kadar eminsiniz neden hakem heyetinin aleyhinizde bir karar vereceğinden korkuyorsunuz? böyle bir şey için müşteriye aba altından sopa göstermeye utanmıyor musunuz?

    mesele üç-beş kuruş meselesi değil. maaş ödemesi yaptıkları bir müşterilerine bu şekilde muamele etmeleri inanılmaz şekilde kanıma dokundu.
    bundan sonra ne hesaplarını ne de kartlarını kullanırım, en kısa zamanda da tüm ilişiğimi keserim.

    debe editi:
    gönderdikleri "kibarca tehdit" mesajının bir kısmı görsel
  • çok bankayla çalışmış değilim ama açık ara çalıştığım en ama en kötü banka. hiçbir çalışanının samimiyetine inanmam. hiç öyle emir kulu filan demesin kimse, insanda azıcık samimiyet, iyi niyet göstergesi olur.

    yurtdışında olduğumdan ailemin paraya ihtiyacı olduğunda hesabımı kullanabilsinler diye babama tüm hesaplarımda tam yetkili bir vekaletname çıkardım. taşınmaz mülklerin alım satımından tutun da, adıma devlet dairelerinde iş yapabilmesine kadar kapsamlı. vekaletname sonrası şubeme gittim, vekaletnameyi gösterdim, meramımı anlattım, hiçbir sorun olmayacağı teyidini aldım. arkadaş evde acil bir durum oldu, babamın hesabımdan para çekmesi lazım. 3 gündür adamı bir oraya bir buraya koşturuyorlar ya. böyle bir vicdansızlık olamaz. kimin parasını kimden sakınıyorsunuz lan? neymiş, telefonla teyidimi almaları lazımmış. vekaletname neden verilir sevgili değişik, sevgili akıl küpü? benim yıllardır maaşım da yatıyor bankanıza, bir kez arayıp sordunuz mu selçuk para yatırıyorlar sana, teyidin lazım diye. para gelirken güzel, çıkarken teyid. ne ala memleket. bir de pederin muhattap olduğu süper şeker bir arkadaş demiş ki internet bankacılığı kullanacakmışım bu tip durumlar için. bana dese olabildiğince kibar şekilde sanane hacı abi benim ne kullandığımdan, sen mi vereceksin benim havale kesintimi derdim. münasebetsiz. bi bunlar akıllı amına koyim. bir de en güzel tarafı şubeyi arıyorsun, oradaki muhtereme ezberletmişler 3 cümle, sürekli onu tekrarlıyor. sorduğun soruya cevap vermiyor. sistemdeki numaranızı aramam lazım. arayamazsınız, hattım kapalı o yüzden ben aradım. sistemdeki numaranızı aramam lazım. arayamazsınız, hattım kapalı o yüzden ben aradım. sabaha kadar aynı şeyi söylesem sabaha kadar aynı şekilde cevap verecek. şunu şunu yapabilirsiniz, size ancak şöyle yardım edebilirim de yok. telefon bankacılığını arıyorsun, "müşteri temsilcisine bağlanmanız için tahmini süre 2 dakika" diyor düzenli olarak. türkiye'de olsam dava açarım, o kadar canımı sıktılar.

    baktım olacak gibi değil, genel müdürlüklerine oldukça ağır bir mail yazdım. iletişim bilgilerimi ve müşteri numaramı verdim. ertesi gün aradılar;

    -selçuk bey?
    +buyrun.
    -yapı ve kredi banka'sından arıyorum. hesabınızdan vekaletnameyle para çekilecek. onaylıyor musunuz?
    +evet.
    -peki iyi günler.
    +iyi günler.

    belgeyle paramı vermiyorlar da telefonla teyidi neden istiyorlar? güvenlik için. madem bu kadar güvenlik heveslisisiniz, bir müşteri numaramı, bir gizlilik sorumu, ne bileyim bir anamın kızlık soyadının dördüncü harfini sormanız gerekmez mi sevgili bankacılar? belki ben öldürdüm selçuk'u, belki amını dizine indirdim dayaktan? selçuk mu, selçuk. bu mu teyid dediğiniz kaç gündür? sırf işi yokuşa sürmek, sırf havanda su dövmek başka bir şey değil. 60 yaşında adamı 3 gün avare etsinler, ne gam! eşek gibi gezeceğiz peşlerinden.

    para ihtiyacı ölüm kalım meselesi değildi, her ne kadar çok zor durumda kalsam da bir şekilde hallettik. fakat benim annem babam yaşlı insanlar, bir hastalık, bir acil durum, bir ameliyat durumu olsaydı ne olacaktı? ben ha deyince çıkıp gelecek mesafede değilim diye çıkardım o vekaletnameyi. kim verecek anam babam 3 kuruş için mağdur olsa hesabını? burayı okur bu kurumun müşteri bilmem neleri, personelleri belli ki aşina değiller vekaletnamenin ne olduğuna, ben söyleyeyim de öğretsinler; vekaletnamede banka hesaplarının kontrolu belirtilirse başka prosedure ihtiyaç kalmaz. vekaleti veren tarafından aksi belirtilmediği tarihçe geçerlilik süresi olmaz vekaletnamenin, noterden azletmediğin müddetçe geçerlidir vekaletname. en fazla noterliği arayıp vekaletnamenin azledilip edilmediğini öğrenirsin. bu vekaletnamelerle taşınmaz mallar alınıp satılabiliyor, tapu işlemleri yapılabiliyor. dünyanın her yerinde böyle bu. devlet dairesinde iş yapıyorsun ama yapı ve kredi bankası'nın müthiş tüzüğü bunları yapmana müsade etmiyor. ben yarın öbür gün ölsem gebersem, vekaletnameme rağmen anam babam paramı kullanamıyor herhalde.

    ben bankayla kırk yılda bir işi olan insanım, onda bile burnumdan getirdiler. hülasası, bana kalsa uzak durun. düşmanıma bile tavsiye etmem. memlekete döneyim ilk işim tüm ilişiğimi kesmek olacak kendileriyle. niyeti müşteri memnuniyeti, ihtiyacınız olduğunda yardım değil bu kurumun. kanunen hakları olmadığı halde, onlarca geri ödeme emsalli karar olduğu halde hesap işletim ücretini de aksatmadan keserler. gerçi balık baştan kokar. babalarının oğlu muyum ki bana yardım etsinler di mi. hey yavrum hey.

    ulan bana kalsa hiçbir bankayla çalışmam da işte adaletini siktiğimin dünyası, sike sike mecbur kalıyorsun.
  • burada bugün yazılan entry'ere bakılırsa, müşterilerinin mağduriyetini gidereceklerine, "seni mahkemeye veririz" diye üste çıkan banka. "hakem heyetine başvurunuzu çekin" dediklerine göre inceleme sonucunda kusurlu çıkacaklarını biliyorlar sanırım. kusursuzsan niye "başvurunuzu çekin" diyorsun? kusursuzsan niye "mahkemeye veririz" diye çemkiriyorsun? gerçekten çok kızdım. olabilecek en kısa zamanda bu bankayla bağlantımı keseceğim. yenir yutulur şey değil yaptıkları. ne demek yaaa müşteriye "seni mahkemeye veririz, masrafları ödersin "demek? bu ne biçim bir yaklaşımdır? bu ne büyüklenmektir? sıdkım sıyrıldı. sanki başka banka yok. ne bu havalar, efelenmeler? bu nasıl saygısızlık ve sınır bilmezliktir yaaa? müşterinin yasal hakkını kullanmasına engel olmaya çalışmak. şu hadsizliğe bakın. çok sinirlendim.

    edit: yazar, entry'sine görüntü de eklemiş. (bkz: #162607586) lütfen okuyun da şu üsluba bakın. aba altından sopa göstermek istemişler ama abası da yok ha. "ihtaren bildiririz" nedir ya? kim yazmış o metni? "ihtaren" nedir ya? senin, müşteri mağduriyetinde böyle bir sözcük kullanmaya yetkin nedir? adli merci misin de o sözcüğü kullanıyorsun? müşterinden alacağın mı var da "ihtaren" diyorsun? "aksine hareketiniz hâlinde... " demiş bir de yaaa. üslup öğrensinler üslup.
  • bu banka geçen ay sıfır faizli 20 bin tl kampanyası yaptı. şartı da yeni müşteri olmak ve mobil uygulamadan başvuru yapmak. o ara da almak istediğim bir şey vardı, döviz bozdurmaktansa buradan kullanayım dedim. mobil işlemleri yaptım, hesapları açtım, görevli tüm kredi limitimin başka bankalarda olduğunu ve kısmam gerektiğini söyledi kredi başvurusu için. iyi dedim onu da yapayım. günün sonunda kredi skorum uygun bulunmadığı için bana 20 bin tl vermedi adamlar :d aylık kredi ödemelerim maaşımın 5 de biri olmasa bankalardakl birikimim borcundan çok olmasa neyse diyeceğim de.

    aynı süreci geçen sene başında akbank ile de yaşadım, sıfır faizli kredimi aldım, sonra kredi kartı ve otomobil kredisi de aldım. yani banka benden rahat kar etmiştir totalde. amacım akbank övmek değil ki akbank çok beğenilen bir banka değil burada, ama onlar bile daha iyi bunlardan.

    velhasıl ilk fırsatta açtığım hesapları kapatırım bir daha da önünden bile geçmem.
  • izmir kemeraltı'ndaki en önemli (belki de izmir'deki ilk) şubelerinden birini (kemeraltı esnaflarının sayısını düşünün bir) elli yılı aşkın klasik şubesini kuruyemişçilere vermiş banka.

    tarihleriyle ancak bu kadar ilgililer.

    düşünün tarık dursun k. anılarının 1994'te yayımladığı ilk kısmında kemeraltının girişini anlatırken şöyle diyordu:

    “ankara palas'ı ağır adımlarla geçtiniz mi, solda hükümet konağının halka açık giriş kapısı, sağda milli kütüphaneye, oradan da bahribaba parkıyla piçhane yokuşuna uzanan dar, paket taşlı bir cadde karşılardı sizi.

    köşedeki yapı kredi binasını ne zaman yapmışlardı? hatırlamıyorum. ilk gençlik yıllarımda da vardı, sanki onu orada hep bizi bekler bulmuştuk. kapının önünde iri, şişman, bıyıklı bir gazete satıcısı dururdu.”

    .

    evet, ben de milli kütüphane'den çıkar, bankaya yürür (tarık abinin anılarını yazdığı 1994'ten 22 yıl önce… ki anlattığı yıllar benimkinden de en az 30-40 yıl önce olmalı) o gazeteciden bir yeni ortam gazetesi alırdım… beni de bekler gibi durur banka şubesinden kemeraltı'na kıvrılır, kestelli'den ikiçeşmelik'e çıkardım.

    banka işte. ne tarih bilir ne anılara saygı.

    zaten sabahtan geceyarılarına kadar çok kalabalık ve sadece yayalara açık, okuryazarların en çok gezdiği (bir zamanlar iletişim'in şimdilerde kırmızı kedi, yakın kitabevlerinin ve onca çevre sahafının bulunduğu) kıbrıs şehitleri caddesindeki kocaman yky kitabevini de (bir ara üst katında sergi de açılırdı) bir kebapçıya devretmişlerdi.

    kitabevi şimdi nerede biliyor musunuz? saat altıdan sonra kimsenin geçmediği bir yerde. küçücük bir yerde. her kitaplarını bile sergileyemedikleri bir yerde.

    evet. banka.

    aferin.
  • bankanın ne suçu var bddk kredilere limit koydu. reel faiz ve enflasyon gerçeği ortada. bedava para dağıtılmasının uzun vadede kimseye bir yararı yok.
  • akıl almaz bir işe alım süreci olan banka.

    efem ben seneler evvel pırıl mı pırıl bir yeni mezunken bu bankanın bir sınavına başvurmuştum. (2003 olmalı) konum finansal analist uzmanlığı yardımcılığı idi. gudik sınavlarından geçerek grup mülakatlarına girmeye hak kazanmıştım filan.bu grup mülakatta yamulmuyorsam 6 kişiydik, bir tür münazara yapmıştık. o zamandan hatrımda kalan iki şey daha var, birincisi galatasaray üniversitesi mezunu çok zeki ve yetenekli olduğu her halinden belli olan akıl fışkıran bi kızcağız vardı, ikincisi de kendini tanıtmaya şu sözlerle başlayan bi kızcağız vardı:

    -ekikiki benim de anneam babam sizler gibi bankacı, öncelikle bunu belirtiiceaaam.

    neyse mülakat bitti arada geçen süreleri hatırlamıyorum ama kısa aralıklarla bu sefer tekli mülakatlara çağrıldım. 3 ya da 4 mülakata daha girdim.
    aynı insanlar, aynı soruları sordu.
    -neden bankamızı tercih ettiniz
    -neden bu alanı seçtiniz
    -bize biraz kendinizi anlatır mısınız
    bu arada ilk seferinde grup mülakata girdiğimiz arkadaşların gittikçe azalan bi kısmına da giriş çıkışlarda rastlıyordum. ikinci üçüncü seferde kim olduğunu anlatamayanlar çıkmıştı demek ki.

    her mülakatta bunları tekrar tekrar anlattım, aynı insanlara! en son kendimi anlatırken aristodan felan bahsettiğimi hatırlıyorum. neyse. bana her seferinde görüşmenin olumlu geçtiğini bir mülakat daha olduğunu söyleyen telefon aramaları, bu sefer son bir mülakat olduğunu söylüyordu. istanbulda. (ankarada yaşıyorum)ertesi gün. ben ertesi gün saat 10 da başka bir şehirdeki mülakat yerindeydim.maslaktaki kulelerde. mülakatı yapacak olanlar 20 dakika geciktiler, mülakata başladık,sorularını sıralıyorum
    -neden bu alanı seçtiniz
    -neden bankamızı tercih ettiniz
    -bize biraz kendinizi anlatır mısınız

    kendimi kaybettiğimi ve kardiyolog olcaktım ben yanlış mı geldim dediğimi, işletme mezunuyum neyi tercih edeydim dediğimi, bankanızı özellikle tercih etmedim bu ilanı veren başka banka olsa onun sınavına girerdim dediğimi, arkasından pis pis sırıttığımı, nasılsa artık alınmam fikrinin verdiği rahatlıkla coştukça coştuğumu, mülakatı yapan 3 kişiden soruları soranın kıpkırmızı bi halde mülakat bitmiştir diyip odadan çıktığını, diğer ikisiyle komik bi sohbet gerçekleştirdiğimizi hatırlıyorum.

    bir hafta içinde bankadan elime ulaşan yazıda ne bu ne de başka bir pozisyonda bu bankada çalışamayacağım, ilerde de başvurmamam gerektiği yazıyordu. daha sonra galatasaray mezunu olan kızcağızla karşılaştım, onu da almamışlardı, ama diğer iki lafı bi araya getiremeyen ama taş gibi olan hatunu işe almışlardı.

    şimdi ben mali müşavirim, kendi ofisim var çok şükür, bu noktaya gelmeden muhasebe müdürlüğü yaptığım bir firmada, bu bankadan müdür olarak emekli olmuş bir finans müdürümüz de vardı. finans yönetimini çek alıp vermek, onu da mümkün olduğunca erken alıp geç vermekten ibaret zanneden bir adamdı ve bu bankadan müdür olarak emekli olmuştu.

    yapı kredide çalışan arkadaşlar vardır mutlaka. çok değerli çok akıllı insanların çalıştığına eminim. ben süperdim beni almayan banka salaktır da demiyorum, demem.
    ama bu da benim yaşadığım bişeydir.

    yazmak bugüne kısmetmiş.
  • akbank çöktüğünde de oradaydım.

    itinayla maaş hesabımı çöken bankalara taşıyorum.
  • üç gündür cep telefonuma kasım ayında 4000 tl alışveriş yapın 60 tl'lik world puan kazanın şeklinde mesaj atan banka. 4000 liram olsa sizin 60 liranıza mı tamah ederim?
  • çöktükten sonra eft'mi göndermiş banka. son nefesini benim eft'yi gönderirken harcamış. duygulandım.
hesabın var mı? giriş yap