• soru sorulan kişi: genel yayın yönetmeni
    soruyu soran: işten güçten beyni uyuşmuş lilly marlene
    hülya teyze: lilly'nin teyzesi
    konuyla ilgisi: yok

    - bu fuarı ne zaman gündeme çıkaralım hülya teyze?
    - .... (derin sessizlik)
  • geni$ otoparklarlara sahip bir ali$veri$ merkezinde ali$veri$ arabasiyla arabayi biraktigini sandigin yere donulur. anahtarla bagaji acmaya cali$irsin, acilmaz. anahtara bakarsin, kilide bakarsin, bir-iki zorlama daha, yok, hayir acilmiyor. arabaya bakarsin kirmizi honda, problem yok ama anahtar kilidi acmiyor. on kapilari denersin, hayir acmiyor. 0800 lu numaralardan yetkili servis cagrilir, yarim saat icinde gelirler. ilk sorduklari soru, ruhsat yanimizda mi degil mi? evet yanimizda buyrun. beyefendi, bu araba sizin arabaniz degil. nasil benim arabam degil ya, kirmizi honda i$te. evet ama plakasi farkli. haa, pardon o zaman. burasi 33 no'lu otopark degil mi? hayir beyefendi, burasi 23 numara? pardon, pardon, iyi akşamlar, hayirli i$ler...
  • alarmı sabah sekiz yerine akşam sekize kurmak, böylece calculus dersini kaçırmak.. iki gün sonra "iki dakka daha uyuyım" derken alarmı iki saat sonraya kurmak.. yine calculus'u kaçırmak..
  • bir yaz günü öğle saatlerinde uyanılır ertesi gün olacak olan sınavın saatinden emin olmak için okul aranır;

    -alo iyi günler, ben yarın yapılacak olan bilmemne sınavının saatini öğrenmek için aramıştım...
    -sınav bu sabah saat 09:00'daydı.
    -eh şey peki, teşekkürler...
  • çamaşırları yıkarken makinenin üzerinde bulunan göstergedeki dakikaların neden bu kadar yavaş azaldığını düşünmek,akabinde windows da olmadığını,download etmediğini anlamak.akabinde dönen çamaşırlara bakıp makinenin işlemcisinin ne olduğunu düşünmek ve service pack 2 nasıl olurdu buna demek.
  • minibüse binilir, şöföre gitmek istediğiniz yer söylenip 5 milyon uzatılır. o da itirazsız kabul eder. ardından yola devam edilir ama para üstü bir türlü gelmez. en sonunda dayanamayıp 'kaptan beş milyon üstü vardı' diye hatırlatılır. zaten kalabalık olmayan minibüste şöför para kutusunu kurcalar fakat alınan paralar arasında 5 milyonluk yoktur. ısrar edilir, 'verdim işte 5 milyon' diye diretilir. sonra bir an için cebe bakmak akıl edilir, 5 milyonu görünce şöföre aslında 500 bin lira verildiği farkedilir. ücret de 1 buçuk milyondur. utana sıkıla kalan kısmı da öderken 'eksik alıyorsun da neden haber vermiyorsun' diye de çıkışılır. kiminki daha büyük dalgınlık diye bir süre daha düşünülür.
  • slot dvd rom'un eject tuşuna basmak ve tray'in çıkmasını beklemek. çıkmayınca da inatla tuşa basmak...
  • kimsenin kirmizida durmadigi kavsakta durulur, bi kac saniye sonra arkadan minubus benzeri bir arac gelir ve yol ister, korna calar, fakat yol verilmez bu 'trafik canavarina', bir sure sonra korna gurultusune siren de eklenir, sonunda 'ne saygisiz seymis ya bu en iyisi bosveriyim' diyerek saga yanisilir icindekilere de sinirli sinirli bakilir. evet sonra da aracin arkasindaki ambulans yazisi gorulur...
  • evinin kapısında üç kilit bulunan kişinin*ortadaki minik yuvarlağın anahtar deliği olduğunu unutmasıyla kapıda kalıp çilingiri çağırması,çilingirin de bir üçüncü anahtarın var olabileceğini akıl etmemesiyle bütün kilitleri söküp yerine yeni bir takım kilit takması söz konusudur.sonuç itibariyle evin beş kişiden oluşan devirli sakinlerinin üçer adet anahtar yaptırmasıyla piyasalarda bayram yaşanacaktır.
  • bir pazar günü büyükada'ya gidilir. ada dönüşü bostancı'nın orada bir ara sokağa bırakılmış olan arabaya hırsız girdiği patlamış yan camdan anlaşılır. ne çalınmış diye bakınırken koca cd çantasının gittiği anlaşılır ve müthiş bir üzüntü yaşanır. başka ne gitmiş diye bakılırken arabanın ruhsatının torpidoda olmadığı fark edilir. yan gözlere ve koltuk altlarına, sonrasında ise arabanın dışına bakılır ve bulunamaz. göztepe polis karakoluna gidilir ve gerekli işlemler yapılır. çalınan mallar olarak da 60 küsur cd ve araba ruhsatı gösterilir. polis amcalar ruhsat çalınma işini "allah allah, ne yapacak ki hırsız ruhsatı, tuhaf" şeklinde yorumlarla karşılarlar ama ortada olmayan ruhsatın çalındığını da tutanağa yazarlar.

    yeni ruhsat çıkarmak gerektiğinden eski ruhsatı çıkartan müşavirlik şirketine gidilir. olanlar anlatılır ve ertesi gün yeni ruhsatı almak için söz alınır. işin masrafı olarak da 250 milyon tlcik takır takır ödenir. ertesi akşam yeni ruhsat alınıp eve dönülür. ertesi gün tatile gidileceğinden arabanın bagajındaki sırt çantası da yukarı çıkartılır ve içi boşaltılır. bu esnada çantanın içinden çıkan siyah kaplı, el büyüklüğündeki nesne dikkat çeker. ve birden bire "niiiiaahaayııırrr!" diye bir nara eşliğinde kafa en yakın duvara vurulmaya başlanır.* hırsızlık olayından bir gün önce araba yıkamaya bırakılırken torpidoda duran ruhsat kaybolmasın diye bagajdaki sırt çantasına konulmamış mıydı??? evet evet, konulmuştu... niiiiiiiiiiiiaah!
hesabın var mı? giriş yap