yapıntı
-
(bkz: artifice)
-
-
"yapıntı yazarının özgürlüğüne bir diyeceğim yok, yok da, gerçek kişileri yazılarınızın kişisi haline getirirken, örneklerinizin, bu biçimde kullanılmaya karşı koyabileceklerini hiç mi düşünmezsiniz?"
bilge karasu, gece, s. 157. -
kasıntı bi kelime. kınalı yapıntı. şırpıntı. böyle saçma sapan çağrışımları var bende.
"kurgu" varken, gerek yok böyle hareketlere. -
gerçeğe uymadığını, gerçekle çeliştiğini bile bile tasarlanan, düş gücüyle yaratılmış olan şey.
[öyle sanıyorum ki yaşamımız, sürekli yapıntı- üretimidir. sürekli olarak bir yapıntı içinde yaşıyoruz, ya da, her yaşadığımız (önemli ya da önemsiz, ağır ya da hafif, güçlü ya da silik bir öğe halinde) “yaşamımız dediğimiz yapıntıyı oluşturuyor. bu büyük yapıntının öğeleri de daha sınırlı, daha küçük yapıntılar.
kabaca söylendikte, “gerçeklik” adı verilen şey yok mu demek istiyorum? hayır. “gerçeklik” adı verilen şeyi ancak birtakım yapıntıların yardımı, aracılığı, “varoluşturuluşu” ile algılıyor, kavrıyor, anlamlandırıyor, düşünüyor, anlıyoruz demek istiyorum.
bu yapıntılara, imge adını veriyorum.]
bilge karasu, ne kitapsız ne kedisiz -
alıntılardan oluşan yapı.
-
kurgu olarak da kullanılır.
-
"sevmek mastar durumunda yoktur (üstdilsel yapıntıyla vardır yalnız): özne ve nesne onun söylendiği anda sözcüğe dökülür, seni-seviyorum da örneğin macarca'da olduğu gibi tek bir sözcükle işitilmelidir (burada da okunmalıdır): szeretlek; sanki güzelim fransızca çözümsel erdemini yadsıyarak, bitişimli bir dil olmuş gibi (burada söz konusu olan da bitişimlilik ya)." roland barthes - fragments d'un discours amoureux
(bkz: yapıt/@ibisile)
(bkz: kapantı), alıntı -
(bkz: atrifact)
-
gerçekle çeliştiğini, gerçekliğe uymadığını bile bile tasarlanan şey, hayal gücüyle yaratılmış olan şey, tasni.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap