• yap- eyleminin mastar hali
  • şu sıralar her eylemin yerine kullanılan ikame eylem.daha mı kolaylarına geliyor böyle kullanmak yoksa her şeyi tek eyleme indirgeyip rahat konuşmak mı istiyorlar bilmiyorum
    mesela:
    bekleme yapmak değil beklemek
    park yapmak değil park etmek dese insanlar daha iyi olur sanki
  • biriyle evlenmek isteyen gencler bunu ebeveynlerine belirtmek icin "anne x'i bana yapin, baba y'yi bana yapin" seklinde konusabilirler...
  • sıçmak gibi bir şeyi toplum içinde söylemek zorunda kalındığında, "kaka yapmak" şeklinde kibarlaştırabilir. ama toplum içinde sıçmanın henüz kibar bir yolu keşfedilememiştir. bu yüzden toplum içinde sıçmak durumunda olanlar bunu ifade etmek yerine gizli bırakmak yolunu tercih ederler...
    (bkz: yapıp üstüne oturmak)
  • günümüzde yapmak fiili anlam güçlendirmek için diğer eylemlerin arkasından da kullanılmaya başlandı. bu gelişme bize ingilizcedeki "do" nun kullanımını hatırlatıyor. hatta türkçenin bu şekilde yabancılaştırılması (özellikle gençler tarafından) toplumun geleceği hakkında kafada soru işaretleri oluşturuyor.

    bu fiil bazen de "yapmacıklık" anlamı katmak için kullanılıyor ki buna haşmet babaoğlu vatan gazetesindeki yazısında cumhuriyet gazetesinden alıntılar yaparak değinmiş.
  • almanca "machen" anlamina gelen kelime.
  • sevismek, becermek anlaminda da kullanilir.
    (bkz: yap beni)
    (bkz: do me)
  • 1. meydana getirmek, oluşturmak.
    (ingilizce'deki "to do" ve "to make" fiilleri)

    örnek:

    - akşama ne yemek yapacağımı düşünüyorum. (1.1)

    2. tüm fiiller.
    (ingilizce'deki "to get")

    birinci maddeyi açıklamaya gerek yok herhalde. ikinci maddeye değinelim. "tüm fiiller" ne demektir? şu demektir: "yapmak", herhangi bir söz veya söz öbeğinin sonuna eklendiğinde, o söz veya söz öbeğiyle ilgili akla gelebilecek ilk fiilin yerini tutar.

    örnekler:
    - oo, abi saç yapmışız? (2.1)

    örnek 2.1'de, "saç yapmak", "saça - çoğu zaman beğenilen - yeni bir görünüm vermek, yeni bir şekil kazandırmak" anlamında kullanılmıştır (bkz: saç yapmak). hiç şüphe yok ki, bu repliğin sahibi, duygu ve düşüncelerini şu cümleyle belirtseydi, çok daha makbûl bir hareket yapmış olmasına rağmen, maymun muamelesi görecekti:

    - oo, abi saçına yepyeni ve güzel bir görünüm vermişsin? (2.2)

    trt spikeri beyânâtı gibi duran bu cümle (örnek 2.2), samimi ortamlarda hak ettiği olumlu tepkiyi toplayamayacaktır. ne yazık ki yakın bir arkadaşının yeni saç stilini farkettiğini ve beğendiğini beyan etmek için bu cümle yapısını kullanan bir insan, ibiş muamelesi görmeye mahkûmdur. örneklerimize devam edelim:

    - hacım, gitmişken bir caravan da yapar mıyız? (2.3)

    örnek 2.3, artık türkçe'ye yerleşmiş bir kalıbı temsil etmektedir. x bir mekân olmak üzere, x yapmak = x'e uğramak, x'e gitmek. dolayısıyla aslında hata barındırmayan bu örneği, "yapmak" fiiliyle biten deyimler içerisinde incelemek de mümkündür. benzer bir örnek için:

    - abi geçen gün kantine bir kızla girdim, karizmam tavan yaptı. (2.4)
    (bkz: tavan yapmak)

    devam edelim:

    - oha yalnız, herif sinir yapmış resmen. (2.5)

    - hoca ben hırs yaptım, bitireceğim bu okulu. (2.6)

    örnek 2.5 ve 2.6'da, isim olan herhangi bir sözcüğün sonuna "yapmak" fiilinin eklenmesiyle oluşan yeni anlamlar incelenmiştir. hırs ve sinir, birer isim köküdür; sonuna isimden fiil yapan çekim eklerinden eklenirse rahatlıkla fiil olarak da kullanılabilir: hırslanmak, sinirlenmek gibi. dolayısıyla bu cümleler, türkçe'nin maruz bırakıldığı işkenceleri gösteren iyi birer örnektir de aynı zamanda.
    (bkz: hırs yapmak)

    - arkadaşlar, yarın uygulama yapacağız. (2.7)

    yukarıdaki örnekte, kastedilen bir derse ait problemlerin çözülmesidir. "tatbikat" şeklinde kullanıldığı da vâkîdir. yani örnek 2.7'de, bir hoca öğrencilerine, ertesi günkü derste, o güne kadar işlediği konularla ilgili problemler çözeceğini ("problem çözümü" yapacağını) beyan etmekte; başka bir deyişle, "yarın fizik uygulama dersi işleyeceğiz (yapacağız)" demektedir. şu halde, aşağıdaki gibi bir örnek hatalı olurdu:

    - arkadaşlar, yarın uygulayacağız. (2.8)

    örnek 2.8, şekli sağlam tutmak için anlamdan verilen ödünlere iyi bir örnektir. adama sorarlar, "neyi uyguluyoruz hoca?" diye. yani doğrusu, yine örnek 2.7'dir. bir de şu örneğe bakalım:

    - arkadaşım, bekleme yapma. (2.9)

    işte şu noktada yapılan, hem boşuna hamallık, hem de türkçe'nin katlidir. zîrâ zaten fiil kökü olan "bekle", önce "bekleme" şeklinde isim haline dönüştürülüyor, sonra "yapmak" fiilinin hiç gerek yokken sonuna eklenmesiyle tekrar fiil haline getiriliyor. doğrusu şöyle olmalıydı:

    - arkadaşım, bekleme. (3.0)

    bir de seçenek azlığı ya da yokluğundan dolayı "yapmak" fiilinin kullanımı söz konusudur. şöyle:

    - abi, fizik okuyorum, türk dili ve edebiyatı ile çap yapıyorum. (3.1.1)
    - aferin. (burada cevap şart) (3.1.2)

    örnek 3.1.1'de görüldüğü gibi "çap yapmak" yerine kullanılabilecek fazla alternatif yoktur. "abi, fizik okuyorum, türk dili ve edebiyatı'yla çift anadal programına devam ediyorum" demek mümkün olsa da, bu, açıklanmasına gerek görmediğim sebeplerden dolayı tercih edilmez. burada örnek 3.1.2'deki cevap çok önemlidir.
    (bkz: çap yapmak)

    teşekkür ederim.
  • daha çok tiki argosunda edinmek, sahibi olmak yerine kullanılan fiil. argodaki çoğu kullanım, bu şekilde açıklanabilir. "saç yapmışsın" demek, "yeni bir saç görünümü edinmişsin" anlamında kullanılır. ya da benzeri şekilde hırs yapmak da hırs sahibi olmak anlamındadır, hırs yapmak argoymuş gibi gözükmese de literer kullanımı hırslanmaktır.

    -oo, ercan yeni araba yapmışsın.
    -legodan yaptım

    -aa, ayşegül sivilce yapmışsın
    -organik kimya çok ilerledi

    -vaay hacı söylemiyon manita yapmışsın
    -klonladım ben onu.
hesabın var mı? giriş yap