• enfes bir ezginin günlüğü eseri...içten, dokunaklı, duyarlı büyüleyici müthiş sözleri ve tınısıyla başka diyarlara götürüverir...

    ...

    " bir kuş ol da konuver babacım, iğde dallarına
    serin bir bahar sabahı yemyeşil dünya
    bitmesin sürsün bu rüya
    uykumuz ta haşre kadar "

    ...
  • babasına babacım diye seslenemeyenlere de bir dert olur bu şarkı.
  • babamı kaybettiğimden beri dinlemekten korktuğum şarkı. kanserin son zamanlarında konuşmaya hali olmayınca tek iletişimimiz elini tutmaktı, sımsıkı kavrardı hemen elimi hasta yatağında.

    bırakma ellerimi, aman aman..
    ağlarım çocuk gibi.
    dışarda kuş sesleri,
    sen kaybol ben bulayım..
  • sanki o anmış gibi gibi... aynıymış gibi... bilmiş gibi... sanki içimin kuytusuymuş gibi gelen ezginin günlüğü şarkısı...
  • evimizin üçüncü üyesi. türü farklı* ama olsun, o da artık bizden biri.

    bugün geldi. gerçi iki gün önce sabah vakti balkonumuzu ziyaret etmişti ama yakalayamamıştık. bir sıkıntısı olduğu her halinden belliydi. balkon demirlerinde kuluçkaya yatmış gibi otururken, yesin diye attığımız buğdayı bile inip yiyemedi. annemle bunun sebebine dair akıl yürütmeye çalışırken ayağa kalkıp yürümeye çalıştı, fakat bir türlü yürüyemediğini fark ettik. ilk önce aklımıza ayağına ip dolandığı ve ayaklarını kesen iplerin de yürümesine mani olduğu geldi. onu yakalayıp tedavi etmeye karar verdiğimizde ise o çoktan uçup gitmişti.

    bugün gene balkona geldi. şifa arar bir hali vardı, ama şifa bulmaya dermanı yok gibiydi. annemle organize olarak onu bir şekilde yakaladık ve evin içine buyur ettik. ben yakaladığımız güvercinin kanatlarını tutarken annemde ayaklarına bakmaya başladı. zira aklımızda kuşun ayaklarındaki ipleri kesmek ve onu hemen salmak vardı. ancak öyle olmadı, sol ayağı sanki kırık gibiydi. sol ayağını oynatıldığında can havliyle hareket etmeye çalışıyor, canı ağrıyan yerde olan bir insanın sıkıntısını aynen yansıtıyordu.

    onu vakit kaybetmeden tanıdığımız bir veterinere götürdük. durumunu inceleyen veteriner, güvercinin ayağının kırık olmadığını ama sol dizinden baldırına kadar iltihap oluştuğunu, bunun ise bir güvercin için kırıktan daha kötü bir şey olduğunu, eğer baldırındaki sorun devam ederse belki bir daha sol ayağına tam basamayacağını söyledi. veterinerin kullantığı tıbbi terimleri pek anlamadık fakat güvercinin, ayağındaki liflerle (benzetmede yapmış olabilir) ilgili büyük bir sorun yaşadığını söylerken olayı biraz daha kavradık. ardından veteriner, verdiği melhem* ile ayağını 10 gün boyunca ovacağımızı, şırıngada verdiği sıvı bir ilacı suyuna koyacağımızı belirtti. birazdan bunları uygulayacağız ama aklımda hala soru işaretleri ve garip kaygılar var.

    ya iyileşemezse, ya bir daha yürüyemezse, ya veterinerin kırıktan daha beter olarak tarif ettiği bu durum onun bir ömrüne yayılırsa, onu (şimdiki gibi) soğuk balkonda hava delikleri açtığımız kutuda mı yoksa sıcak evde aynı kutuda mı isterahat ettirsek... daha neler neler. elbette ömrümüzün sonuna kadar ona bakmaya razıyız. ama iyileşen bir güvercinin hepimizin mutluluğu olacağı kanaatindeyim. sanırım en iyisi bu durumu ek$i duyuru'ya aksettirmek. ek$i sözlük ailesinde işini iyi bilen, eğitiminin hakkını veren veterinerler ya da bilgili ve ilgili güvercin severler olduğuna adım gibi eminim. işte ek$i sözlük'ü sevme sebeplerimden biri daha...
  • zaten kuş olmanın verdiği bir miniklik ve sevimlilik yanında, yaralı olmasının insana dayattığı acıma duygusunun maksimuma çıkmasına neden olan kuş türü *
  • bugünün yaralı kuşu benim. kanadımdan kırıldım. aynı yerden ikinci kırılışım. daha önceki bu kadar acıtmamıştı. ilk çıkarım bu olsun. demek ki acıya alışılmıyor ama ölçülüyor. kalkıp sarayım desem üstüne örtecek temiz duygular lazım. kötü tesadüf onlar da bitmiş demek ki duygular da bitiyor. uyursam geçer belki ihtimali rafta yerini aldıysa uzun ve uykusuz gecede yalnız kuşa kolaylıklar dilemek düşüyor. içinin kuytusu kırık dolu dışarıdan çocuk sesleri gelmiyor gelse de duyamaz. kendi kaybolup kendi bulacak.
  • dört gündür ağlamaktan helak olmama neden olan şarkı.
  • eğer yürek yarını, babacığını toprağın altına sakladıysan, * zamansız ise bu gidiş, sıkıştığın köşelerde ürkek yaralı bir kuş gibi güven veren bir el arıyorsan omzunda sakın bu şarkıyı dinleme.

    ışıksız bu gönlüm diyerek babasızlık bu kadar mı anlamlı söylenir. yerle yeksan eder adamı bu şarkı.

    dinledikçe babacığımın aguşuna sığınmak isteği ile yanıp tutuşuyorum.

    ne fayda...
  • böyle insanın içine içine dokunan şarkıdır. hüzünlendirir, gülümsetir ama eninde sonunda bi yerleriniz acıtır.

    "bırakma ellerimi aman aman
    ağlarım çocuk gibi
    dışarda kuş sesleri, sen kaybol ben bulayım"
hesabın var mı? giriş yap