• esas adam villasında bi grup kızla alem yaparken kapı açılır ve elinde silahla eski sevgili içeri girer.guruyla oynanmış kalbi krılmış kadın adamı tehtit ettikten sonra havaya ateş eder . sinirlenen jön ayağa fırlayıp kadının elinden silahı almaya çalışırken şu sözleri söyler:

    -" çekil git çirkef kadın! bu evde silah değil sadece şampanya patlar..."

    bu cümleden sonra silahı elinden alınan yıkılmış kadın sağa sola bakınır ve masanın üstünde gözüne çarpan meyve bıçağıyla bileklerini kesmeye çalışır...
  • dünyayı kurtaran adam: sekans ardına sekans şeklinde seçebilirsiniz. her biri ayrı yarar. 50 seyredimden sonrası zehirlenme etkisi gösterir. antidotu yoktur.
  • arabesk: -size anne diyebilir miyim?
    -aman anne deme de ne dersen de. yol boyunca hep anam dediler zaten.
  • zamanında cüneyt arkının bir patlama yüzünden kör olduktan sonra mafyadan intikam almak icin kendini dogaya verip börtü böceğin ve yaprakların rüzgardan cıkardıkları sesleri falan dinleyerek o kör haliyle gelen yumrugun rüzgarını duyup bertaraf etmesi ve akabinde gidip herkesi kör kör bi güzel dövmesi ve daha sonrasında yolda yüyürken birine çarpınca , çarpan bir kişinin "önüne baksana körmüsün be adam" seklindeki bagırmasına "nnevet körüm" şeklinde cevap vermesine cok ama cok yarılmıştım. aradan uzun yıllar geçti bu konseptin daha beterini "house of the flying daggers" filminde bütün dünya ile birlikte bayıla bayıla seyredince çok pişman oldum. affet bizi cüneyt baba senin kıymetini bilememişiz...
  • anket tadında forum tadında bu başlığa bir entri de ben gireyim ki sözlüğün ebesi "herkes geldi, gözlerim seni aradı" diyerek bana gücenmesin.

    efendim, bu yaran sahne tabii ki, bu tür 'yardırıcı sahnelerin' bulunduğu filmlerin başrolünde her daim görmeye alıştığımız cüneyt arkın'ın şereflendirdiği bir sahnedir.

    cüneyt arkın, ağır hastadır, doktor tahlil sonuçlarını incelemiştir. cüneyt arkın doktora sorar:
    - doktor bey ne kadar ömrüm kaldı?
    doktor dikkatle saatine bakar:
    -tam 24 saat
  • dünyayı kurtaran adam'ın sonunda cüneyt arkın'ın sihirbaz'a çotart diye dalıp maskesini parçaladığı sahne.
    not: arzu edenler dvd veya vcd sini alıp bahsi geçen sahnede durdurup maskenin gerçekten kırıldığını görebilirler.
  • bir filmde de şöyle bir yarıcı diyalog geçmişti.

    esas oğlan ve kız bir otele girerler, resepsiyonistle aralarında şu konuşma geçer.

    - otelinizde yer var mı acaba?
    - maalesef beyefendi, hiç yerimiz kalmadı
    - nasıl olur! rezervasyon yaptırmıştık...
  • (bkz: #3840174)
  • bir kafede oturmakta olan bir grup genç vardır, içeriye kamburu çıkmış, ceketinde madalyası olan yaşlı bir amca girer, seksenlerde dans eden disko gençliği tadındaki grup amcayla dalga geçmeye başlar, yabancı kelimeler, ilginç içki isimleri söylerek dalga geçerler, elebaşları gibi gözüken eleman amcanın ceketindeki madalyayı alır, madalyayla dalga geçerler, bu esnada diğer tarafta olayları dinleyen cüneyt arkın, "bu madalyayı sana ne bokuma verdiler" tarzı bir laf eden elebaşının lafına dayanamaz ve olaya girer:

    cüneyt:kara günleri kahraman omuzlarında taşıyarak bu ak günlere erdiren bir gaziye nasıl sataşırsınız? bir istiklal madalyasının süslediği ihtiyar savaşçıyla nasıl alay edersiniz ülen?(atik bir hamleyle madalyayı kapar)
    elebaşı: sen hangi şarkıyı söylüyorsun ha?(tüm gruptan gülüşmeler, kahkahalar)
    cüneyt: çıkın gidin burdan. döverim seni. hepinizi döverim ülen.
    elebaşı: döversin demek. biz çok dayak attık senin gibi vatan namus, natali kambus diyenlere..

    bu esnada gruptan biri kalkıp elebaşının kulağına bişeyler fısıldar, elebaşının suratı değişir, ayağa kalkar:

    elebaşı: burdan gidiyoruz arkadaşlar, ama bir gün görüşeceğiz.
    cüneyt: tankla, topla falan beklerim, uçakla, ağır sanayi hamlenizle falan.

    edit: darknum'un hatırlatması üzerine... filmin adı yıkılmayan adam. sahneye youtube'den ulaşılabiliniyor.
  • sultan filminde, gecekondularını yaptıkları araziler bulut aras'ın babası* tarafından satılan insanlar mahalleyi terketmektedirler. bulut aras onlarla karşılaşır ve ''nereye gidiyorsunuz ?'' diye sorar. ''babana sor!'' denilmesi üzerine herşeyi anlar. yumruğunu sıkar, başını yukarı kaldırıp gayet tribesk ve gittikçe yükselen bir şekilde bağırır: '' baba, babaa, babaaaaaaaa!....''

    tam bu anda arkadan gelmekte olan babası cevap verir:

    '' burdayım lan itoğluit! ne bağırıyorsun hayvan gibi?''
hesabın var mı? giriş yap