• hem akademik olarak tiyatro hem de yaratıcı drama eğitimi almış bir insan olarak son derece overrated bulduğum alan.

    her ne kadar yaratıcılıkla alakalı görünse de çağdaş drama derneği ve benzeri kurumlarda kendi kaideleri ve müfredatları dayatılır. özel okullarda çocuklara müsamere yaptırılması amacı içinde kaynar. idealist eğitmenler ama yaratıcılık, ama süreç diye debelenir dururlar.

    maalesef sanat eğitimi almak için donanımı olmayan ama dernek müfredatını ezberlemiş, birbirinin kopyası programlar hazırlamayı yaratıcılık olarak kabul eden orta yaş ve üzeri düz adam ve düz kadınlar arasında çok popülerdir.

    her ne kadar tiyatroyla paylaşılan temrinler dışında alakası yok dense de birçok yaratıcı dramacının amatör topluluklarda oyun çıkarmak için birbirleriyle yarıştıklarını görürsünüz.

    hiç hoşlanmadığım, mümkünse uzak durmayı tercih ettiğim boş zaman aktivitesidir. eğitimde drama gibi türleri öğretmen adayları için faydalıysa da sanatla uzaktan yakından alakası olmayan, teori ve pratikte bir hayli yüzeysel kalan alandır.

    seveni vardır, onlara bir şey diyemiyorum işte.

    edit: kıtın kıtı bilgiyle üç saatte tiyatro tarihi sunumu yapılan bir eğitimden bahsediyoruz. sonra neden herkes her şeyi çok biliyor. hocam tek yönlü oldu böyle de bir görüş var dediğinizde sizden nefret eden kompleksli tiplerle de bol bol karşılaşırsınız. yurt dışından gelen eğitmenlerle biraz zaman geçirirseniz burda ne kadar tırt bir iş yapıldığını da anlamış olursunuz. çoğu zaman yeterli yabancı dilleri olmadığından zaten o atölyelerde yapılanları da doğru düzgün aktardıklarından şüpheliyim. türkiye'de patronaj'ın en yaygın olduğu kurumsal yapılardır bir de eğitim alacağınız köklü kuruluşlar. sertifikayı alana kadar sesinizi çıkarmaz yav he he derseniz akıl sağlığınızı korumuş olursunuz.
  • şimdi efendim ben 39 yaşına ramak kalmış halimle bunlardan birine başladım. ama bir sorun niye başladım? oğlumu götürüp getirirken bir anda kendimi de yetişkin drama gruplarından birinde buluverdim. olurdu olmazdı, denesem mi, haftaya gelmem, aman ne işim var, onun yerine dışarda kahve içeriz falan derken şimdi iple çeker oldum.

    öncelikle iyi bir eğitmen ve pozitif bir grupla çok keyifliymiş. bu kısım çok önemli çünkü. kendimle aramdaki duvarlar kalkmaya başladı, bakıp görmediğim şeyleri görmeye başladım, boynumdaki incecik kolyenin bile ağırlığını hissetmeye çalışıyorum artık.
    güven denen şeyin aslında dışarıdan gelen tepkilere bağlı olmadığını ve insanın içgörüsünün yanıltması olduğunu deneyimliyorum. bedenimi kullanmaya başladım. kah bir halı oluyorum, kah bir kuş. asla yapmam dediğim şeyleri deniyorum kim ne der diye düşünmeden.

    dün akşam yol boyu düşündüm, bu yaratıcı drama ne işe yarıyor bende diye; sanırım çocukluğuma gidiyorum. elimden hızlıca uçup giden, elimden alınan çocukluğuma. baya baya saçmalıyorum ama fark ettim ki saçmalamak da lazımmış.

    elimizden çocukluğumuzu alıp sonra bizi yeniden çocukluğumuza döndürmeye çalışan hayata ve düzene bir miktar kırgınım. ancak eksik ya da yarım kalmış taraflarımla yüzleşmek de fena değilmiş. bunu fark ederek daha bilinçli bir çaba sarf ediyorum.

    uzun lafın kısası: bu alanda hakkıyla emek veren herkese saygılar...
  • liderin çok iyi olması gerekir.dikkat edilmezse psikolojik travmalara neden olabilir.çok küçük çocuklarda uygulama yapılmadan önce bir düşünülmesi gerekir.
  • türkiye gibi gelişmemiş ülkelerde yetişkinler için yapılan yaratıcı drama çalışmaları bana sorarsanız beyhude bir çabadır. hem zaman hem de mekan kaybı... sanıyorsunuz ki ölü ozanlar derneğindeki john keating gibi insanların hayatında fark yaratacaklar ama öyle olmuyor o işler.

    yaratıcı drama sadece çocuklara bir şey öğretmek isteniyorsa verimli bir şey, ki onda bile bizim memlekette doğru yapılıp yapılmadığına dair şüphelerim var.

    bu konuda uzman değilim ama bir şeyin saçma göründüğünü ve hissettirdiğini anlamak için uzman olmak da gerekmiyor sanırım.
  • psiko drama ile karıştıran eğitmelerin çocukların ruh sağlığını bozma eğilimi gösterdiği hassas yöntem..
    meb bunu zorunlu ders olarak koymaya çalışıyordu en son..
  • ingiltere'de ortaya çıkmış, özellikle sokak çocukları veya sorunlu ailesi olan çocuklar için başvurulan bir yöntem olan yaratıcı drama etkinliği, okullarda içe kapanık, duygularından söz etmekten hoşlanmayan çocuklar için de tavsiye ediliyor uzun zamandır. eğitim alanında uygulanmaya başladı, içerdiği yanlışlarla beraber.
    daha önceden belirlenmiş etkinlik genellikle toplu halde uygulandığı için çocuk kendini zorlanmış hissetmiyor.
    herhangi bir dış müdahalenin en aza indirgendiği etkinlik sırasında eğer kesintiye uğramadan devam etme imkanı sağlanırsa çocuk “doğal” davranmaktan başka bir seçenek olmadığını anlar ve kendine yönelik ipucları vermeye başlar. kıskançlık, sevgi, karar verme yeteneği, güçlü ve keskin kişilik veya başka her türden duyguyu doğal yoldan keşfetmenin pratik bir yolu olabilir drama. çok çocuklu aileler veya sınıf içi ortamında çocuklara anlatılan olay-hikaye dışında başka bir yönlendirme, yönerge, müdahale söz konusu olmamalıdır. alay veya teşvik, onay ya da eleştiri de. basit bir simülasyon ortamı sağlanması yeterlidir. başlangıçta bazı çocuklar için “kalabalık önünde şarkı söylemek” kadar zorlayıcı görünse de tepkilerin rencide edici olmadığını gördüklerinde işin tadını çıkarmaya bile başlayabilirler.
  • tam 4 saattir liderlik denemesi için 90 dk lık dersin planını yazmaya uğraştığım şey. şey işte lan bildiğin gerçek anlamıyla. he iyi olacak he.
  • şimdi bir entry'lere baktım da pek çok kişi tarafından konu çok yanlış anlaşılmış bence. bir dersi öğretmek, bir konuyu özümsetmek için yaratıcı drama "tekniklerinden faydalanmak" başka bir şey, yaratıcı dramanın kendisi başka bir şey.

    bir çeşit rol yapma, role girmedir. fakat tiyatrodaki gibi metinler yoktur. pek çok farklı tekniği olmakla birlikte oyunun sadece birkaç ana hattı çizilir lider tarafından. örneğin; dışarıda saatlerdir gök gürültülü yağmur yağıyor ve sen gök gürültüsünden çok korkarsın, eşin pek çok akşam olduğu gibi yine "işler uzadı geç geleceğim" diye mesaj atmış ve eve geç gelmiştir der, eşin olarak gruptan seçtiği birini evin kapısına koyar ve rolü size bırakır. içinizden arıza çıkarmak mı geliyor yoksa anlayışlı olmak mı? aldatıldığınız hissine mi kapılıyorsunuz yoksa güven mi duyuyorsunuz? peki karşınızdaki arıza çıkarırsa onunla nasıl baş ediyorsunuz?

    sözlü sözsüz pek çok canlandırmaya tüm bedeninizle, ruhunuzla dahil olur, anlık olarak, düşünmeye çok, bazen hiç fırsat olmadan yaratır ve sergilersiniz karakteri, metinleri, durumları.

    gerçekten ciddiye alırsanız, belki de başka hiçbir şeyin yapamayacağı kadar inanılmaz bir içsel yolculuk yaşatır. dün, bugün, yarın, yaralarınız, duygularınız her şeyinizle o anın içinde önünüze sürülenlere hiç düşünmeden tepki vermeniz, bir şey yapmanız beklenir.

    olaylar ve durumlar karşısında verdiğiniz tepkiler sizi bazen şaşırtır. böyle mi hissediyorum, böyle mi düşünüyorum dersiniz. her etkinliğin sonunda kendinizi biraz daha keşfetmiş olur, dilerseniz ona çeki düzen verme imkanı bulursunuz. pratik düşünmeye alışır, kendinizi kabullenmeyi, sevmeyi öğrenirsiniz.

    sadece kendinizden ibaret değildir tabi, gruptaki diğerlerini gözlemleyerek "insan"a dair de çok şey yakalarsınız. onlarla uyumu ve uyumsuzluğu, bunların ekseninde kendi sınırlarınızı keşfedersiniz. empati yeteneğinizi geliştirirsiniz.

    gerçekten eşsiz bir deneyimdir.

    bunu küçümsemek, çocuklara fen bilgisi öğretme aracından ibaret görmek de ne bileyim..

    bu deneyimi yaşamak için dikkat edilmesi gereken şeylerden biri liderin insan psikolojisinden anlayan, mümkünse bu konuda eğitimli ve sağduyulu biri olmasıdır. bu kilit faktördür çünkü savunma duvarlarınızla orada bulunamazsınız ve o duvarları kaldırarak dahil olduğunuz için işini bilmeyen bir liderle kalıcı yaralar alabilirsiniz.

    ikincisi ise yaratıcı dramada seyirci olmamasıdır. yaratıcı drama oyun sergilemez. o salonda bulunan herkes o etkinliğe dahil olmak zorundadır.

    bunların dışına çıkan her şey sadece yaratıcı drama tekniklerinden faydalanan başka şeylerdir.

    işini ciddiye alan, psikolojiden anlayan, sağduyulu bir lider ve ekiple deneyimleme fırsatı bulursanız kaçırmayın derim. bulamazsanız da hiç bulaşmayın. yarardan çok zararı dokunabilir çünkü.
  • (bkz: looking for a drama)

    serdar ortaç tarafından yaratılan drama.
    gerçekten hem yaratıcı hem drama.
  • yaratıcı drama bir başkasının ayakkabılarını giyerek hayatın provasını yapmaktır. türkiye’de ne yazık ki önemi henüz üniversite kürsüsünde kavranmamış ( yök tarafından) durumda. bu konuda çalışan değerli öğretim üyelerine destek vermeli ve farkındalık yaratmalıyız.
hesabın var mı? giriş yap