• topuktan vurulunca ölmek en berbatı sanırım. bu durumda "ben böyle yarı-tanrılığın içine tükürürüm" diye serzenişte bulunur insan.
  • ateist yarısına inanır, yarısına inanmaz.
  • - şüphesiz ki biz onları alemlere ibret olsun diye cezalandırdık.

    (5 dk sonra)

    - hacı tek maça yattık mına koim ya
  • insan boyutundan yaklasilmamali yari tanriya cunku o tanridan arda kalandir. insana eklenen degil, tanridan arttirilan (eksiltilen diyecektim ama tanridan olmuyor iste) yani hep eksik kalacak olan.

    yari tanrinin gucu zoru zamansizliktir, sonsuzlayamamaktir olsa gerek.
    integral(dg*); 0-sonsuz araliginda= tanri.
  • platonik aşk
  • allah'ın çarpması / taş yapması....
  • her işi yarım bırakmaktır en zor olanı *.
  • sözlükte çaylak olarak kalmanın zorluklarına benzemektedir.. ne yazar olmak ne de sadece okur olmak..yani iki arada bir derede kalmaktır..
  • birinin ayakçısı olmanın genel zorluklarıdır. kendi kanınızdan birinin ayak işlerini, sadece ananız (ya da babanız) tanrı olmadığı için yapmak durumunda kalmanın kekremsi tadının yanında, genellikle tanrıcılık oynayan bir kaç maskara ya da manyağın elinde bitap düşmeniz işten değildir. hele bir de birinin piçi olmadan tanrı olduysanız, o zaman işiniz daha zordur.

    görevleriniz süresince insanlarla vakit geçirmek zorunda kaldığınız için, kimliğinizi açıkça ifade edebileceğiniz bir ortamlarda saygı görür, paraya ihtiyaç duymaz, ortamda sizden başka bir tanrı olmadıkça (ki bu imkânsıza yakındır) bulunduğunuz topluluğun ilgi odağı olursunuz. bunlar da bu işin iyi yanlarıdır.

    yarı tanrı olmanın en büyük zorluğu ise bir ölümlüye aşık olmakla başlar. genellikle tanrılar ve yarı-tanrılar tarafından tasvip edilmeyen (ama sayın zeus'un bolca icra ettiği) bir eylem olduğu için, her türlü informal yasak gibi, oldukça cezbedici bir yasaktır.

    örneklerle geliyorum: aeolus ve anemoi kanından olma (ya da doğma) piçlerin çoğu, aşklarının büyüklüğünü kanıtlamak isteyen kompleksli mallar olduklarından, bir çok doğa felaketine neden olurlar. bu aile, sevdiceğine meltem yerine daha etkileyici olsun diye hortum göndereninden, yazın ortasında kar yağdırmaya çalışarak alize rüzgarlarının ağzına sıçıp dünyanın ısıl dengesinin içine edenlerine kadar her çeşit malı barındırır.

    tartarus'un kanından eser miktarda izler taşıyan bazı tanrıcıkları, sevgililerine "küçük dağları ben yarattım" edasıyla bir şeyler anlatırken görebilirsiniz. işin ilginç yanı, bir çok küçük dağı bunlar gibilerin yaratmış olmasıdır. buna rağmen yüksek egolu tavırları üzerilerinde yapmacık durmaktadır.

    yarı tanrı - insan ilişkisinin en hastalıklı noktası, tüm primitif ilişkiler gibi, beklentiye dayalı bir ilişki olmasıdır. yarı tanrı olan taraf genellikle ilişkide verici kısım olmakla birlikte, kendinden alt tabakada gördüğü insandan daimi bir beklenti içindedir. bu beklentinin iki sebebi vardır:

    1- karşıdaki sıradan, çıçıraklı bir insandır. tanrıların soyundan gelen ya da tanrılar tarafından saygı gören birinden daha iyisini mi bulacaktır?
    2- koskoca tanrı, yarım da olsa, aşk ile ayağına gelmiştir. herhangi bir canlının, bir yarı tanrıya overlok makinesi gibi davranmanın ne herhangi bir anlamı, ne de açıklanabilecek bir yanı vardır.

    dolayısıyla yarı tanrımız, lütuf olarak gördüğü bu yoğun ilgisinin karşılığını söz konusu faniden ister. söz konusu fani tanrının isteklerini gerçekleştirirse ne âlâ... gerçekleştirmezse homeros gibi boşboğazların anlatacağı hikayelere bir yenisi daha eklenir.

    toparlamak gerekirse; yarı tanrı olmak, hades'in bir köşesinde ya da olympos'un ücra mağaralarında sürünüp ölememekle sonuçlanır. yeni yarı tanrı olmuş arkadaşlarıma tavsiyem, it köpekle muhatap olmamaları, paşa keyiflerinin doğrultusunda ilerlemeleri yönündedir.

    saygılarımla,
  • insanlari ikna etmek zordur. sizden mucize beklerler. bir kac tane gosterince de tesaduf derler. en iyisi kimse ile paylasmayin, keyfini cikarin.
hesabın var mı? giriş yap