• bir süredir buna inanıyorum. rüyadayken her saçmalığın ve farklılığın çok normal gelmesi ve sorgulamamamız bile yeterince tatmin edici. bilinç ve zihin rahatlıkla manipüle edilebilir. bir de şunu farkettim geçmişle ilgili bazı şeylerin zamanını hatırlayamıyorum. örneğin annemden kalan benim için çok değerli olan bir kolye var. ancak bunu bana ne zaman verdiğini hatırlamıyorum. bunun gibi birçok şey var. sanki bu anı zihnime yerleştirilmiş gibi.
  • yanılsamanın basit olması çözümün de basit olduğu anlamına gelmemektedir.
  • herhangi bir halüsinojen ile bambaşka bir gerçeklik ve algı düzeyine geçmek mümkün. beynin default nörokimyasal durumunda algıladıklarının asıl gerçeklik olduğunu kim iddia edebilir ?

    belki de hayat en büyük distorşındır. hem sıvı var, katı var, gaz var, techno var, o var bu var.. böyle durumlarda insanın canı şööle güzel bir spa çekiyor..
  • hızı 200 km'ye yaklaşan bir arabadan inince örneğin, benim de kapıldığım duygu.
    sonra sol tarafımdaki tanıdık ağrı başlayınca geçiyor.
    "keşke bu ağrı bir yanılsamadan ibaret olsaydı" diyorum ağrı artarken.
    keşke iki satır malumatı kek yapar gibi karıştırarak mümkün olsaydı bu fikir.
    edit: bu tartışma bir yanılsamadan ibarettir. uzatmayın.
  • platon'un mağara benzetmesi: bir mağarada kollarından zincirlerle bağlanmış ve sırtı duvara dönük insanlar yalnızca, ateşin aydınlığıyla perdeden duvara vuran gölgeleri görebilmektedirler.
    mağara; toplumu
    zincir; dogmaları
    gölgeler ise; sorgulanmamış doğruları simgeler.

    zincirlerinden kurtulma kararlılığını gösterenler, yaşamın basit bir yanılsamadan ibaret olmadığını anlayacaklardır.
  • bazen bende bunu düşünüyorum. gerçekten şu an yaşanıyor mu mesela ya da matrix gibi birşeyin içinde miyiz. bazen o kadar saçma geliyor ki herşey gerçek olamazmış gibi. bazı tesadüfler inanılmaz derecede gerçek olamazmış düşündüğün şeyin bir yansımasıymış gibi. eğer yaratıldıysak yaratılış amacımız ne ? eğer tesadüfler zincirinden ibaretsek dünya gerçekten boş. neyse hadi ben intihar etmeye gidiyorum.
  • mars büyüklüğünde bir gezegenin dünya'ya çarparak ay'ı oluşturması teorisini destekleyen hiçbir kanıt olmamasına ithafen:

    "-dünya’nın kendi çevresinde dönüş yönü, ay’ın dünya çevresinde dönüş yönü ve ay’ın kendi çevresindeki dönüş yönü aynı (saatin ters yönünde).
    -apollo astronotlarının getirdiği ay kayaları uydumuzun yüzeyinin eskiden tümüyle erimiş bir lav denizi olduğunu gösteriyor (ay’ın tümüyle erimiş kayalardan oluştuğunun kanıtı).
    -ay’ın boyuna göre küçük bir demir çekirdeği var (büyük çarpışma sırasında uzaya kaçan hafif dünya kabuğundan oluştuğunun kanıtı).
    -aynı sebeple ay’ın özgül ağırlığı (yoğunluğu) dünya’dan düşük.
    -teleskoplar diğer yıldız sistemlerinde dış gezegenlerin birbiriyle çarpıştığını gösteren asteroit kuşakları ve gezegen halkaları buldu (uzayda varsa biz de olabilir).
    -ay ve dünya toprağındaki stabil izotop (radyoaktif atom) oranları aynı. demek ki ay ve dünya aynı malzemeden yapılmış."

    teorinin tam açıklaması, anti-teoriler ve onların kanıtları ve daha da ayrıntılı birçok bilgi için link*'e tıklamanız yeterli.

    edit: bu ufak düzeltme dışında yazar arkadaşa katılıyorum. her şeyin birbirine bağlı olduğu doğanın ve evrenin yaratıcıları, hepsinin birer parçası olan bizleriz.
  • dostum, biz bunu kısaca ' dünya hayatı yalnızca bir oyun ve oyalanmadan başka bişey değildir' diye ifade ediyoruz. fazla şey yapmana gerek yok yani.
hesabın var mı? giriş yap