• "yaşamak istiyorum
    yaşamayı bu soğumuş cehennemde
    ölü bir dost gibi içim titreyerek düşünmek değil sade,
    yaşamayı yaşamak istiyorum."

    *

    "yaşamayı yaşamak istiyorum demiştim..
    neylersin ki bu damda bu dem..
    ayaklarımla uyaklarımda zincir..
    böyle topal koşmalarla geçiyor günlerim.."**
  • bir fatih akın filmidir. çok farklı insan hayatlarının nasıl kesiştiğini, birbirlerinin kaderlerine, ölümlerine, hayatlarına, geleceklerine kökten değişime nasıl karar verdiklerini, nasıl birbirlerini etkilediklerini anlatmaktadır. yönetmen filmde sıradan hikayelerin ağır dramını gözler önüne sererek farklı kültürlerin birleşmesinde en etkili faktörün sevgi olduğunu belirtiyor. birbirini tanımayan insanların ortak noktada birleşip, ortak bir çemberde ve ritmde yaşayıp derinleşememesi ama diğer yandan birbirlerine bu kadar yabancı olan insanları birleştiren ortak şeyin de sevgi olduğunu görüyoruz. kıyıdaki hikayeleri konu alan filmin içindeki hiçbir insan birbirini çok iyi tanımıyor. derinlemesine bir aşk, derinlemesine bir sevgi, derinlemesine bir tanışmışlık, derinlemesine bir dostluk yok
    herkesin birbiriyle olan ilişkisi kıyıda ve ilgi sevgi hep azıcık var. ilişkiler yeterince derinleşemediği için kimse birbirini yeterince tanımıyor, tanımadığı için de kimse birbirine yeterince yardımcı olamıyor. insanlar derinleşemeden ilişkileniyor. kıyıda başlayan bir hayat kıyıda bitiyor.
  • bu kadar kaliteli bu kadar hayatın içinden olan bir filmi izleyenlerin sayısının az olması beni üzmüştür. hayatın ta kendisini anlatan bu filmin daha çok kişiye ulaşması gerektiğine inanıyorum. konusu itibarıyle dramı iliklerinize kadar hissetmenize sebebiyet veren film..
  • bir insan bazı dönemlerinde bir fatih akın filmi izlemeli..
  • 2007 türk-alman yapımı fatih akın filmidir. cannes'de, yönetmene en iyi senaryo ödülünü kazandırmıştır,

    güzeldir, görünenden daha akıcıdır.
    nasıl bitecek diye düşünürken bir bakıyorsunuz kalbinize dokunulmuş.
  • terkdilmiş, yalnız bırakılmış bir haldeyim kendime acıyorum. bu his o kadar derinden ki bütün çocukluğum, gençliğim bitmiş her şeyimi kaybetmişim gibi hissediyorum. bu yalnızlığın neresinden tutmalıyım nasıl ayağa kalkmalıyım bilmiyorum. bu yalnızlık hissi bütün sevgimi, mutlu olduğum şeyleri içimden çıkarıp, buruşturup yere fırlatış gibi. ne yapmalıyım bilmiyorum. mutluluk geçmişte kalmış bir hatıra gibi sadece. gittikçe hissizleşiyorum ve kalan hayatımın kaybolduğunu hissediyorum. bu anlarda yine yanımda olanlar ve yanımda olmayanlar diye ayırırsak başlangıç noktasına tekrar kiminle döneceğime karar verebilir miyim acaba. yalnız ilerlemek zor. şu an yanlızlığın en derin noktası artık tükenme noktasına geldiğim bir an gibi bir yer burası. sayısız kez böyle hissettiğim anlar olmuştur ama her defasında tekrar tekrar hayatın beni bu noktaya getirmesi çok garip. neden her seferinde yine yeniden bir başlangıç noktasına ihtiyacım var bilmiyorum. bu daha kaç kez tekrarlanıcak. daha kaç kez bu şekilde sınanıcam hiç bir fikrim yok. benim de hikayem bu sanırım. severim, değer veririm, alışırım en sonunda tekrar tekrar kaybederim. kendim için bir şeyler yapmaya çalışınca da tarifsiz bir yalnızlığa sürüklenirim. bir süre sonra her şeyi elime yüzüme bulaştırırım. benim de hikayem bu mu?

    tekrar başlıcam,biliyorum. pes etmek kanımda yok ama tekrar nereden başlıcam. yaş 25 oldu. neden 25 benim için aşırı bir yaşmış gibi geliyor diye sorunca heralde her şeye rağmen geçmişimin yine de güzel anılarla da dolu olmasındandır. evet içinde çok fazla küf vardı. ama geçmişte aşkı öğrendiğin, sevmeyi, düşmeyi, kalkmayı öğrendiğin zamanlar da vardı. her şeye rağmen bazen güzel şeyler hissetmenin nedeni de budur. sizleri o eski deneyimlerimi seviyorum. bütün olanlar geçmişte kaldı, geçmişe ait ama ama yanıma aldıklarım hala benimle. daha fazlası değil. asıl bunu anlamam gerekiyor sanırım. baştan başladığımda da benimle olacaksınız. böyle düşününce aslında yeni başlangıçlardan, o yeniden başlama psikolojiden çok her şeyin devam ettiğini, seçtiğim benim için özel şeylerle devam ettiğimi biliyorum. herkesin hisleri duyguları eşsizdir. benim hislerim de bana özel. her şeye rağmen yeni başlangıçlardaki zorluklara, geçmişlerdeki küflü, bozuk durumlara karşı hayat ancak böyle çok güzel denilebiliyor. yeni başlangıçlara değil, yenilenmeye tamir olmaya sarılıyorum. yaşadım ve hissettim. hayatın sonunda da bunu hissetmek çabasında olmalıyız diye düşünüyorum. devam...
  • bazı filmleri izlemeye mecalim olmazdı öncelerde.
    başka hayatlardan, filmden dahi olsa, bir kırıntı bile istemezdim.
    'kamera arkasından yaşayamazsın ki hayatını canım benim.' dediğim, gölgemden korkmadığım bir an oldu ki yazıyorum geride kalanla kendimi:)
    bir fransız psikanalist seminerde otistikleri anlatırken şunları söylemişti; ''otistik özneler yaşamlarını, bir ayağını suya, diğer ayağını kuma basarak yaşarlar.''
    yani 'yaşamın kıyısında' olamazlar bi tür.
    salınırlar.
    yaşamın kıyısında isen bir şey'ler oluyor.
    yalnız değilsin.
    sırtın bize dönük ama baktığın yerde sana bakmasını istediğin biri var.
  • fatih akın filmidir.nasıl bu kadar geç izledim diye üzüldüm film bittikten sonra.içinizde bir ukte kalıyor.ölümle yaşamı ayıran ince bir çizgi var.hep yaşamın kıyısındayız ve tanıştığımız insanlarda buna neden olan şeylerden birisi.ama uçlarda yaşadıkça insan yaşadığını hissediyor belkide herkes aytene bu yüzden yardım etmek istiyor.hep uçlarda geziyoruz
hesabın var mı? giriş yap