• ingiliz şair, eleştirmen ve filozof samuel taylor coleridge’in 220 yıllık kitabı. tolga karaçelik'in muhteşem filmi sarmaşık'ta, aşağıdaki dizeleri kullanılmıştı.

    ''birden rüzgar dindi, tüm yelkenler indi
    yoğun bir hüzün çöktü her şeye,
    ağırlığı hissettik, rastgele sözler ettik
    sırf denizin sessizliği bozulsun diye.''

    “direkler eğik, burnumuz batmış suya
    insan düşmanının sillesinden kaçar ya,
    soluğunu ensesinde duya duya
    ve koşar başını hiç kaldırmadan,
    gemi öyle koştu, rüzgâr öyle coştu
    kaçtık güneye hiç durmadan.''
  • (bkz: the rime of the ancient mariner) şiirinin türkçe çevirisi.
    iletişim yayınlarından çıkan baskısında orhan pamuk tarafından ön söz ve gustave dore'nin şiir için yaptığı resimler bulunuyor. bir sayfada şiiri orjinal dilinde okuyorken bir yan sayfada türkçe çevirisini okuyabilmek gibi güzel de bir lüks var.
    lanetini anlatıcıdan düğün konuğuna geçirdiği gibi, şairden tarafından bize de bulaştıran bir şiirdir.
  • iş bankası hasan ali yücel serisinden yeni çıkan kitap. ancak iş bankası kültür yayınları, çevirilerde harikalar yarattığı gibi kitabın adını da yeniden çevirerek yaşlı denizcinin ezgisi diye çevirerek isim çevirmede de harikalar yarattığını göstermiştir.

    (bkz: the rime of the ancient mariner)
  • su, su, nereye baksan yalnızca su,
    güverte tahtaları çekti zamanla;
    su, su, nereye baksan yalnızca su,
    ama hiçbir yerde yok içecek bir damla.

    ve inanılmaz bir şey oldu,
    tanrım! denizin ta kendisi çürüdü
    ve sümük gibi olmuş o sularda
    sümüklü yaratıklar sürünüp yürüdü!

    kaykılıp yatarak, doğrulup kalkarak
    dansetti gece ölüm ateşleri
    ve mavi, yeşil, beyaz yandı sular
    kaynayan bir cadı kazanı gibi.

    yaşlı gemici, samuel taylor coleridge
  • (bkz: samuel taylor coleridge) isimli şairin başyapıtıdır. 7 bölümden oluşan şiir fantastik öğeler içerirken temelde insanın dünyadaki yalnızlığını anlatır. okurken bana (bkz: faruk nafiz çamlıbel) in (bkz: han duvarları) isimli şiirini anımsattı...
  • tam 62 yıl, yani dönemine göre uzun bir ömür yaşamış şairimiz samuel taylor coleridgebu eserini ise 1798 yılında, 28 yaşındayken yazmış. tam 222 yıl önce yazılmış bir eseri okurken insan bir garip hissediyor. haliyle de o dönemi gözeterek yorumlamak gerek.
    ingiliz, gemi, denizci, güney kutbu... bu sözcükler zihnimde eserin edebi yanını gölgeleyip üzerinde güneş batmayan imparatorluğun sömürge fırtınası estirdiği çağları aklıma getiriyor.
    bu dört sözcüğe bir de albatros eklendiğinde ise zihnim 1911 yılına ışınlanıyor. kaşifler norveçli amundsen ile britanyalı scott arasındaki güney kutbu yarışını hatırlıyorum. scott’un hem zaferi hem de hayatını kaybettiği yarış. galiba albatrosun laneti oraya kadar ulaşmış olmalı.
    işte yaşlı gemici’yi okurken zihnimin kıvrımlarında bunlar dolaşıyordu.
  • sarmaşık filminde içerisinden kesitler sunulan şiir.
hesabın var mı? giriş yap