• genç avukat ipek erturk'un intiharından önce arabasına bıraktığı not. tam olarak şudur:

    "yavaş yavaş delirdim, kimse bunu fark etmedi. ailemi çok seviyorum."

    " sanırım birileri beni düşünerek yazmış" diye düşündüm ilk okuduğumda. ruhun şad olsun ipek...
  • cok boktan bir duygu durumu. iki asamada olusuyor. yavas yavas delirmek ve kimsenin farketmemesi.

    önce kendinizin yavas yavas elinizden kayip gitmesine sahit olursunuz. hic bir seyin kontolunuz altinda olmadigi bir filmde basrolü oynuyor gibi uzaktan izlersiniz kendinizi. hersey yolundan cikmistir kafanizin icinde. yapabileceginiz bir sey yoktur iste!.. verdiginiz tepkileri anlamazsiniz.

    sonra sevdiklerinizden medet umarsiniz. "bana yardim edin" diye sessiz cigliklar atarsiniz.
    "görmüyor musunuz deliriyorum, kurtarin beni" diye. cogu zaman, soguk suratlar cikar karsiniza. umdugunuz onlarda da degildir. anlamak istemezler, önemsemezler ya da yapabilecek bir sey oldugunu sanmazlar ya da "gecer gecici bir durum", "düzeleceksin", "niye böyle oldu ki, sebebi ne" derler. böyle sorular insani daha da icine yönlendirir. yine kendinizle bas basa kalirsiniz.

    "sahi neden böyle oldu ki.."

    kimse farketmiyor iste ipek. herkes o kadar mesgul ki. kendisiyle, gündelik hayat kosusturmalariyla... siteminle kalakaliyorsun.

    birini yasamdan vazgecirmek bu kadar kolay olmamali. delirmeye giden yolda, "akli normal calisan"larin, o kisiye baska cikis yollari oldugunu da göstermesi gerekiyor.
  • bir şekilde sıyıranların ardından ''iyi de biriydi, nasıl böyle oldu anlamadık'' gibi şeyler söylenir tam da bu cümlenin anlatmak istediği gibi, cuk yerine oturur yani teşhis. sonra devam ederler tabii insanlar; '' yok yok bir gariplik vardı hep, ben farketmiştim ama önemsememiştim'' gibi.
  • ipek, izmirli, dokuz eylül üniversitesi hukuk mezunu, leventteki iş kulelerinde hukuk danışmanlığı yapan, evlilik arefesinde, 24 yaşında, kendi deyimiyle yavaş yavaş deliren genç bir avukat.

    bir gece boğaziçi köprüsünden kendini soğuk sulara ve geride kalan bizlere de bu notu bıraktı giderken. kendi hayatını bu sözle noktaladı. kalabalıklar içinde bir yalnızdı ipek. hayatın koşuşturmasında biz çevremizle alakadar olamazken kendi dünyalarımızın merkezinde, yavaşça delirdi o, bizim farketmediğimiz bir yalnızlık içerisinde. öyle yalnızdıki aslında o, en yakınları arkasından; hiç bir sorunu yoktu, herşey yolundaydı, neden yaptı anlamadık diyordu.

    ipek 6 sene önce öldü. yaşarken farkedilmedi, ama ölürken hiç tanımadığı insanlara vakit ayırttı kendisi için. zihinlerde yer eden tek bir cümlesiyle. halbuki daha ne çok zaman vardı birlikte yaşayacağımız. sen sahilde yürürken, metroya binerken yanımdan geçicektin, ben yanımdan geçenin sen olduğunu hiç bilmicektim.
  • okumaya başlayıp sonunun bir türlü gelmesini istemediğim bir romanın giriş cümlesiymiş gibi geliyor bana bu son sözler. kim bilir, belki de yavaş yavaş deliriyorum ben de, ama bunun farkında değilim aklımdan şu dizeler geçerken bukowski'nin mum ışığında;

    "bazıları hiç delirmez, ne korkunç bir hayat sürüyorlardır kim bilir!"
  • şimdiki zaman kipine çekip, üstüme battaniye yapıp örtebileceğim cümle.
  • kimsenin umrunda olmayan, ipotekli bir hayatın tek cümlelik özeti.
  • ilk algılamada bile gayet sinir bozucu bir cümle. ''yavaş''ı tutuyorsun kollarından düşmesin diye ''delirdim'' eliyle arabanın kapısını açıyor, ''kimse''yi ikna etmeye çalışırken ''fark etmedi'' korkuluklardan bırakıyor kendini boğazın soğuk sularına. neresinden tutacaksın. avuçların parçalanır, elin yüzün kan içinde kalır.

    ipek ertürk çok güzel bi insandı bence.
  • bi kız varmış. dayanamamış çekmiş fişi. ben konumuz başlığı okuduğumda bunu bilmiyordum. içimden geçiyor sıkça. yavaş yavaş birşeyler oluyor zihnimde. okuyunca başlığa daldım direk. bekliyorum ki birileri birşeyler anlatıyor benimle benzer şeyler hisseden. dondum kaldım okuyunca. ruhu şad olsun.

    bu dünyayı sorgulamadan burada takılmak pek manalı gelmiyor bana. bir işe, bir ortama girersiniz. kendince kuralları vardır. bu ne acaba neden diye sormalı insan soruyordur da. biri bu ortamda farklı davransa, yada kişi farklı olsa bir farklılık hadisesi sıradanlık durumundan piyasa olmuyor mu? peki ya dünya, o neden her şeyiyle kabul ediliyor.

    insanoğlu; kadını erkeği çok anlaşılmaz. ülkem için söyleyeyim allah ve ahiret inancı tam. bu dünya dese, "oooo hacı yalan ya" klasiktir. ama nasıol oluyorsa paylaşamıyor bir türlü. aşık oluyor. mutlu ediyor. hayatımsın diyor ya! dostum diyor. birtanedir diyor. canım diyor ya! sonra vakit geçiyor sıkılıyor. böyle işte başta farklı olduğun hissinden aldığın aşkım, dostum sıfatları sen sıradanlaştıkça karşı tarafın gözünde değerini yitiriyor. lan hayatından canından vazgeçiyor. ne oluyor yeni hayatlar, yeni canlar buluyor. tek hayatlı ve canlı dünyayı çok hayatta ve canda yaşamak istiyor.

    ben bu seçim ve vazgeçimleri çözümleyemiyorum. evet sanırım yavaş yavaş deliriyorum, malesef farketmeyecek kimse. benim de zaten intihar etmeye götüm yemeyecek. ve sanırım mutlu olanlar yalnızca kendini önemseyen benciller olacak. olsun be, öyleyse öyle olacaksa, varsın ben olmayayım anasını satıyım.
  • çoğu zaman kendi kendime söylediğim cümle. evet, ilk burada duymuştum bu cümleyi ama aynı şekilde hissedenlerin sayısı çok fazladır eminim. bir anda delirmiyor kimse. yavaş yavaş oluyor ve buna zemin hazırlayanlar da çevremizdekiler. bizi delirttiklerinin, hayatımızı nereye sürüklediklerinin farkında bile değiller. kimse farketmiyor, çünkü içimizde delirip içimizde yaşıyoruz. içimizde yaşadığımız için bunalıyoruz. ve bu durum üzücü bir şekilde sonlanabiliyor. benim için de aynı olabilirdi. olabilitesini hissedebiliyordum.

    sonra bir gün farkettim kendi hayatımın değerini. ben niye intihar edeyim lan onca mal değneği varken etrafımda? delirdiğimiz bir gerçek, ama neden kimse farketmiyor? çünkü "biz" farkettirmiyoruz. niye? normal değil bu demelerinden mi korkuyoruz? sie lan dedim ve dışa vurdum deliliğimi. görsünler diye yarattıkları şeyi, kendilerinin yarattığının farkına varmasalar dahi. şimdi ailem dahil herkes bana deli diyor, gerçekten. velev ki deliyim, kendini akıllı zanneden onca kişiden daha aklıselimim. velev ki deliyim, normal zannedilen onca hasta varken ben zararsız bir deliyim. velev ki deliyim, içinden geldiği gibi yaşayamayan insanlardan çok daha mutluyum!
hesabın var mı? giriş yap