• bir bektaşi fıkrası.

    şöyle ki adamın biri alevi mahallesine girer, bakar bütün çocuklar hep bir arada gruplar kurmuş kendi aralarında oynuyorlar. kafasını çevirir, tek başına yere oturmuş da kendi kendine oynayan bir çocuk gözüne ilişir. tuhaf gelir tek başına bir çocuğun oynaması. gider çocuğun yanına, çocuğa neden orada arkadaşlarıyla değil de böyle bir köşede tek başına oyun oynadığını sorar. çocuk, diğer çocukların kendisiyle oyun oynamadıklarını, bu yüzden tek başına bir köşeye çekildiğini söyler.

    adam üzülür, çocuğun saçını okşar, çocuğa adın ne diye sorar. çocuk osman der, adam şaşırır. içinden geçirir, hayret der, erenler mahallesi ama çocuğun adı osman. o sırada, çocuğun annesi osman'ı çağırır, osman gel, osman gel. adam, osman'la birlikte gider çocuğun anasının yanına. adam der ki, "yahu baba erenler, çocuğun adı neden osman?" kadın der ki "bey, birinci oldu, hasan koyduk rahmetli oldu, ikinci oldu, hüseyin koyduk rahmetli oldu, üçüncü oldu, ali koyduk rahmetli oldu. biz de dedik ki bundan sonra eksilirse; bizden eksilmesin, osman koyalım. osman koyduk, o da yaşadı."

    şimdi bu adamın da adı yavuz işte.

    edit: şimdi bu adamın sadece adı değil; kendi de yavuz'muş. olacaktı.

    "yavuz işte" diye bitirmişim dün. doğrusu böyle olacaktı. bunlar hep editlemeyi sevmediğimden.
  • benim aklıma sefillik ve güce tapmak gelecek.
  • yavuz isminde bir alevi işte. atadan miras kalmış fikirleri ve değerleri uğruna savaşmak yerine hep bir koruyucu bulup bir kılıf bulup altına gizlenmek. reklam dizi kastırıp para hırsıyla yanıp tutuşan bir solcu olması da çocuğunu kaybetmiş bir annenin yuhalanmasını makul gören bir hümanist olması da bundan. neymiş babası alevi olduğu için sıkıntı yaşamasın diye ismini yavuz koymuşmuş, sanırsın pir sultan abdal haspam. güce tapan adamın mezhebini kim takar da zorluk çıkarır. kendisini severdim, dinlerdim yalan değil ama türkü samimiyet işidir. samimiyetini kaybetmiş bir adam artık yavuz bingöl ve ne kadar çark ederse etsin samimiyet bir kez kaybedilince bir daha kazanılamaz. sezen aksu'da olduğu gibi. bu topraklarda alevi olmak kolay bir şey demiyorum zordur hakikaten ama daha zoru herhalde bu yükü kaldırabilmek, sahip olduğun değerin arkasında durabilmek. kendi itikadının ardında duramayan bir ailenin üyesi bu adamdan ne bekleniyordu, düşüncelerinin ardında durup menfaatlere boyun eğmeden dışlanmayı göze alarak bu düşünceleri dile getirmesi mi? saçmalamayın, yavuz isimli bir aleviden çok fazla şey istiyorsunuz.
  • foseptik cukurunda yuzeye cikan obje, hafifligi nedeniyle yuzeydedir. zaman icinde $artlar degisse de yeni bir cukura girdiginde kolayca uyum saglar
  • üç maymun'da hatice aslan'ın memesini hunharca sıvazladığı an.

    içindeki medeniyetsiz vahşiliği gösteren o sahne bugün daha bir anlamlı geldi.
  • (bkz: yavuz bingöl kim amk)

    harbi içimden gelerek söylüyorum tek bir bestesi eseri var mı bu adamın ?

    eski türküleri söyler durur

    olması gereken seviye için:

    (bkz: türkü bar)
  • güç ve iktidara yakın olmak ve bundan kişisel çıkar sağlamak amacıyla türlü türlü rezilliği görmezden gelen, insanların mağduriyetinin ve acılarının pekiştirilmesini, unutulmasını kolaylaştıran ve bunları yaparken hala sanatçı diye bir sıfatı hakettiğini düşünen insanlar geliyor aklıma..
  • (bkz: sülük)
hesabın var mı? giriş yap