• lisede basket takımındaydım. aynı zamanda bir spor kulübünde de oynuyordum. kulüp maçları daha önemli olduğu için, okul takımı idmanlarından çok, kulübün idmanlarına gidiyordum.

    okul takımı antrenörü de bu duruma uyuz oluyordu. idmana gelmeyen maça çıkamaz diyordu. maçlarda bana çok az oynama şansı veriyordu. antrenör dediğime bakmayın, bizimle aynı liseden mezun bir çocuk.

    maçlarda oynayamamak çok da umurumda değildi. okul takımına dersleri asmak için girmiştim. benchte oturup, oyun izliyordum.

    bir gün maçın bitmesine 1 2 dakika kala beni oyuna aldı. maç çekişmeliydi. fark yoktu. ama ben buz gibiydim. düşünün 40 dakikadır mal gibi oturuyorum.

    son iki dakika beni neden oyuna alıyorsun ki? sayısız dönülen bir hücum bile maçı kaybettirebilir.

    neyse, son saniyeler, 1 sayı gerideyiz ve hücum bizde. amına kodumun oyun kurucusu topu sektirdi, sektirdi, sektirdi... 2, 3 saniye kala bana pas verdi. ben de üçlük denedim. tabi ki girmedi. neden girsin ki!

    ver pivota atsın. ya da kat yapan oyuncuyu gör turnike denesin. içeri giremiyorsa stop jump shot yapsın. bana neden veriyorsun? 3 sayı geride değiliz ki, 1 sayı gerideyiz.

    benim yüzümden maçı kaybetmiş olduk.

    soyunma odasına gittik. antrenör geldi. hakan (misal) gibi şerefsizler yüzünden maçı kaybettik dedi. sen ne diyorsun amk dedim. tokat attı. yumruk attım. henüz yeni çıkardığım basketbol ayakkabısını da yüzüne fırlattım. sonra bütün takım birbirine girdi. dayağın büyüğünü ben yedim. tabii birbirini sevmeyenler de fırsat bulmuşken giriştiler.

    yarım saat sonra kavga etmekten yorulduk ve üstümüzü değiştirmeye devam ettik. antrenör yanıma geldi. elin ağırmış dedi. güldüm. dağıldık.

    herkes eve gitti ben hastaneye gittim. piçin biri arkamdan kafama yumruk atmıştı. dedim gidip film çektireyim, boku bokuna ölmeyelim. filmde bir şey çıkmadı. eve gidip rahatlamak için porno izledim. o zamanlar hükümet halkın ahlakını bugün olduğu kadar çok denetlemiyordu. vpn’ye gerek yoktu.
hesabın var mı? giriş yap