• beni artık akademik kariyer ve yurt dışı hayalinin heyecanlandırmamasından itibaren farkettim bu hayalimin benim için en iyisi olacağını, hiçbir zaman öğretmen olmak istememiştim. her zaman özel sektörde çalışayım rüsva olayım diyordum. bu şekilde bir yerlere gelip kendimi kanıtlama ihtiyacı duyuyordum. şimdi artık bununda beni mutlu etmeyeceğine tamamen eminim çünkü şartlar hiç de istediğim gibi değil. olmak istediğim yer burası; tamamen doğa olmalı.
    düşününce insanın aklına şehirden sıkılmış köy hayatı isteyen biri geliyor ama hayır benim zaten çocukluğum köyde geçmişti uzun süre dedemin yanında kalmak zorundaydım. yani çok uzak olduğum bir yaşam tarzı değil hiçbir zaman büyükşehirde de yasamadım.
    söyle bi düşünüp tartınca hayattaki en büyük hayallerimden birinin çobanlık olduğunu gördüm. bu entry hiçbir meslek grubunu aşağılamak için yazılmamıştır. hatta çobanlık benim için doktorluktan sonraki en kutsal mesleklerden biridir. çünkü seviyorum. türkiye'nin buna ihtiyacı olduğunu düşünüyorum, neden diye soracak olursanız elbette yüksek döviz kurları sebebiyle yem, saman balyaları oldukça yüksek fiyatta satılmakta. bunda hemfikiriz fakat söyle bi gerçek var ki türkiye'nin hayvancılığa, tarıma ihtiyacı var. çok yüksek miktarlarda olmasa da hayalime, 4-5 koyun ile başlamak istiyorum. bunu da 2,3 sene içerisinde başaracağımı düşünüyorum. elbette ilk başta adapte olacağım ortam,işin ağırlığı çok zor olacak hatta büyük ihtimalle insanlar salak mısın vazgeç gibi şeyler söyleyecek. ama mutlu değilim yaptığım, okuduğum şeylerden. başka da yapacak çözümüm kalmadı. işsiz kalmam ama mutlu olmayacağım bir işte çalışmak istemiyorum. ilk başlar maddi anlamda zorlansamda ilerleyen zamanlarda çok iyi bir konuma geleceğimden hiçbir şüphem yok şimdi sadece biraz sermaye gerekli. elde avucta sıfır şekilde başlamak benim için zor olsa da birikim yapmaya basladım bile. toros dağlarının eteklerinde küçük bir kulübe ve çadırdan ahırım olsa yetecek bana. sabahın ilk ışıklarında çıkıp akşam hava kararınca dönmek istiyorum... biliyorum bu sektörde kadınlara çok yer verilmiyor. bu konuda da coğrafya olarak sanslıyım sanırım. buradaki çoğu kadın bunu yapiyor hem de erkeklerden çok daha iyi şekilde. tek korkum bazen radikal kararlar alıp hızlıca fikir değiştirebiliyor olmam bu mesleğe gelmeden önce birçok karar değiştirmiştim ama bu son olsun..
    istediğim vatana millete hayırlı bir çoban olabilmek.
  • internet cafe açıp herkese istediğim şarkıları dinletmek. diyeceksiniz ki cafe veya bar da olur mevzu müzik dinletmekse. ya da dj ol da diyebilirsiniz. ama bence hiçbiri internet cafe'de müzik açmanın tadıni vermez. evet 15-20 sene geride kaldım aşamıyorum bazı şeyleri.
  • aurora borealis görmek. türkçe karşılığıyla kuzey enlemlerindeki ''kutup ışıkları'' ya da ''kuzey ışıkları''. en büyük hayalimden de öte bir şey bu. dünyadan çıplak gözle görülebilen gökyüzü harikası. hatta bana göre gökyüzünün en harikası. güneşin batışına hayranlığımın yanı sıra bu olaya mazhar olabilirsem bir gün, o sarhoşluk sırasında eğer çok olmayacaksam yanımda sevdiceğim kişisi de olsun. işte o zaman daha bir güzel olur sanki. paylaşmayı sevmem bir yana; olay karşısında neler yaşayabileceğimi kestiremediğim için heyecanıma yenik düşebilecek kalbim konusunda yardımı dokunabilir. o ışıkları görmeden öleceksem de gözüm açık gideceğim. ölmek çok kötü! oraya gider de ışıkları göremezsem eğer, bir kutup ayısı bulurum herhalde görecek. evet bulurum.
  • en büyük hayalim dünyayı gezmek. yaşadığımız dünyaya bir kere geliyoruz ama geldiğimiz dünyayı görmeden,tanımadan,gezmeden ömrümüzün büyük bir kısmını sırf biraz daha konforlu hayat yaşayalım diye çalışıp, belirli noktalarda geçirip, dünyadan göçmek zoruma gidiyor.
  • doya doya bisiklete binebileceğim, dilediğim gibi yüzebileceğim bir yerde yaşamak.

    editlemek ümidiyle...
  • amerika'ya taşınıp iyi bir iş, ev ve köpek(bkz: golden retriever) sahibi olup aileme onların bana baktığı gibi bakmak.
  • 2 tane var ve asla birini diğerinden ayırmam. şimdi burada 2.'yi dökeceğiz: önümüzdeki 20-25 sene nasıl geçer bilmiyorum, eğer istediğim olacaksa o zamana kadar her şeye ok.um ama sonu istediğim gibi olmalı.

    bahçeli bi ev. tek katlı da olur, 2 katlı da o kadar fark etmez ki. o bahçede yuvarlak bi masa. uzun değil yuvarlak, herkes birbirine aynı mesafede olsun. evde sürekli bi kek, kurabiye kokusu, kapı hiç kapanmıyor. benim dilimde hep "ayy dur taze limonata yapmıştım hemen getireyim." lafı. gelen giden eksik olmuyor, kalabalık bitmiyor hiç ama akşam kemik kadroyuz, en sonda da işte neyse.
    herkes gittikten sonra oturup ömrümüzün son demi dinliyoruz. şöyle bi maziye bakıyoruz, içimiz rahat. hiçbir şey bırakmamışız. mutluyuz. o huzurla içiyoruz rakımızı.

    allah'ım seni de çok darlıyorum kusura bakma da bunu nolursun halledelim ya lütfen.
  • dünya çapında sosyalizm.
  • yelkenli tekne sahibi olup diyar diyar gezmek, keman ve piyano çalmak
hesabın var mı? giriş yap